KRM: “Almanya’nın Tarihi Sorumluluğu Soykırıma Karşı Çıkmayı Gerektirir”

KRM: “Almanya’nın Tarihi Sorumluluğu Soykırıma Karşı Çıkmayı Gerektirir”

Almanya’nın Yahudi halkına karşı tarihi sorumluluğunun altını çizen KRM, bu sorumluluğun, her türlü savaş suçu, toplu cezalandırma ve soykırım girişimine karşı çıkmayı gerektirdiğini belirtti. Bu bağlamda, Filistinlilere karşı yapılan haksızlıkların da görmezden gelinmemesi gerektiğine dikkat çekildi.

Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM) 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırı ve İsrail’in karşılık olarak başlattığı askeri operasyonların yıl dönümünde bir açıklama yayımlandı.

Açıklamada, uluslararası toplumun ve Alman siyasetinin, bu krizde başarısız olduğu ifade edilerek, bölgede aşırı sağcı ve popülist politikacılara verilen desteğin şiddetin artmasına neden olduğu belirtildi ve sadece İsrail’e yönelik dayanışmanın yeterli olmadığı, aynı zamanda bölgedeki tüm halkların barış içinde yaşaması için çaba sarf edilmesi gerektiği vurgulandı.

Barış ve Adalet Çağrısı

Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi, savaşın sona ermesi ve tüm savaş suçlarının adil bir şekilde yargılanması gerektiğini de ifade ederek, tüm tarafları barışa ve insani değerlere saygı göstermeye davet etti. KRM, Filistinli ve İsrailli tüm mağdurların acılarının sona ermesi için Almanya’nın aktif bir rol oynaması çağrısında bulundu.

“Tarihi Sorumluluk Her Türlü Sürgün, Toplu Cezalandırma Ve Soykırımı Tutarlı Bir Şekilde Reddetmektir”

KRM açıklamasında Almanya’nın Yahudi halkına karşı tarihi sorumluluğu mazeret gösterilerek İsrail’in savaş suçlarının desteklenmesine de karşı çıkıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Yahudi halkıyla dayanışma, Filistinlilere karşı işlenen savaş suçlarının görmezden gelinmesine ya da meşrulaştırılmasına yol açmamalıdır. Almanya’nın tarihsel sorumluluğu, kime yönelik olursa olsun, her türlü sürgün, toplu cezalandırma ve soykırımı tutarlı bir şekilde reddetme görevini de içermektedir. Bu durum Filistinlilere karşı uygulanan toplu cezalandırma ve soykırımın da reddedilmesini gerektirir.”