Sağlık

Grip ve Soğuk Algınlığı Aynı Şey Değil!

Havaların soğumasıyla veya mevsim değişikliği ile bir çoğumuzda burun akıntısı, boğaz ağrısı ve hapşırma kendini göstermeye başlar. Genellikle kış aylarında yakalandığımız soğuk algınlığı ve grip, birbirine karıştırılıyor. Oysa grip ve nezle olma hâli birbirinden farklı. Peki, nezle ve gribin arasındaki fark nedir? Bunlara karşı hangi doğal yöntemler kullanılır? Bu soruların cevaplarını sizler için derledik.
Ebru Kutlucan
07 Şubat 2020

Grip, inflüenza virüsü tarafından meydana gelen, 38 derecenin üzerinde ateş, şiddetli eklem ve kas ağrıları gibi çeşitli belirtilerle ortaya çıkan kış mevsimi hastalığıdır. Grip ani bir şekilde başlar. Ateş sık görülür ve 38 derecenin üstündedir. Öksürük sık görülür ve şiddetlidir. Baş ağrısı belirgindir. Kas ağrıları ve halsizlik sıklıkla görülür ve şiddetlidir. Burun akıntısı, hapşırma ve boğaz ağrısı bazen / nadiren görülür. Grip, bir haftaya kadar sürebilir. Grip hastalığında komplikasyon olarak zatürre oluşabilir. Gribin sonucu olarak ölüm görülebilir ancak bunun nedeni komplikasyonlardır.

Nezle ile grip arasındaki en büyük fark gripte burun akıntısı olmamasıdır. Soğuk algınlığı, inflüenza virüsü dışında 200’e yakın virüsün sebep olduğu daha hafif seyirli bir rahatsızlıktır. Soğuk algınlığı yavaş başlar ve ateş nadiren görülür. Öksürük hafif veya orta şiddettedir. Baş ağrısı soğuk algınlığında nadiren ortaya çıkar, olursa da hafif olur. Kas ağrıları ve halsizlik hafif görülebilir. Nezle kendisini burun akıntısı, boğaz ağrısı ve hapşırma ile gösterir.

Virüsün bulaşma riskini azaltmak için ne yapılabilir?

Enfeksiyonlara sebep olan virüsler tokalaşma esnasında veya hasta olan bir kişi hapşırdığında, virüs içeren bulaşıcı damlacıklar havaya yayılır ve bu damlacıkları içine alan insanlar arasında yayılır. Çevre ile sürekli temas hâlinde olan ellerimiz çok sayıda virüs ve bakteriyi vücudumuza taşır.

“Ellerin her santimetre karesinde yaklaşık 4000-6000 bakteri bulunur.”

Gribe yakalanmamak için özellikle ellerin hijyenik olması oldukça önemlidir. El yıkarken mümkün olduğunca doğal sabun tercih edilmelidir. Sabunun elin her bölgesine ulaşmasına dikkat etmelidir. Temiz havlu kullanımı önemlidir. Toplu kullanım ortamlarında sıvı sabun ve tek kullanımlık kâğıt havlu tercih edilmelidir. Bu ortamlarda mikropların yayılma olasılığı yüksektir. Gribe veya soğuk algınlığına yakalanmış olanlar diğerleriyle ortak eşya kullanmamalıdır. Hapşırırken veya öksürürken kolun iç yüzeyi ağıza ve buruna tutmalı, mikrobun yayılmasını engellemelidir. Kapalı mekânlar sık sık havalandırılmalıdır.

Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren besin: Zerdeçal & bal karışımı

Altın bal olarak da bilinen zerdeçal ve bal karışımı bağışıklık sistemini güçlendirir ve doğal antibiyotik olarak bilinir. Bir yemek kaşığı bala bir yemek kaşığı zerdeçal tozu eklenir ve bu karışım yutulur. Zerdaçalın tadı acımsı olduğu için karışımın arkasından bir bardak su içmenizi tavsiye ederim. Zerdeçal üst solunum yolu enfeksiyonu, astım, bronşit ve sinüzit gibi rahatsızlıklarda oldukça etkilidir.

“Bal ve zerdeçal karışımı Hindistan’ın doğal şifa sistemi olan Ayurveda’da oldukça yaygın bir reçetedir.”

Zerdeçal, yüksek kürkümin ve antioksidan maddeler sayesinde iltihapları önler ve çeşitli hastalıklara karşı mücadele eder. Birçok hastalıkların şifa kaynağıdır.

Boğaz iltihabına (farenjit) karşı: Adaçayı gargarası

Adaçayı iki farklı şekilde demlenmektedir. Bunun birincisinde adaçayı 5 dakika ocağın üzerinde suyla kaynatılır. Alternatif kullanma şekli ise, bir bardak kaynar suya bir-iki yaprak adaçayı atılır ve beklenir. Ardından su ılıyınca gargara yapılır ve tükürülür. Adaçayının iltihap önleyici, antiseptik, yani mikrop öldürücü özelliği vardır. Boğaz iltihabına yakalanmış olanların günde 3 kere adaçayı gargarasını kullanması tavsiye edilir.

Düşük tansiyona sahip olanlar ve şeker hastaları adaçayını sık sık tüketmemelidir!

Nezleye karşı doğal yöntem: Aromaterapi (uçucu yağ) karışımı

Malzemeler:

  • Mendil (5 x 5 santimetre)
  • Yarım çay kaşığı (2,5 ml) çay ağacı yağı
  • Yarım çay kaşığı (2,5 ml) adaçayı yağı
  • Yarım çay kaşığı (2,5 ml) okaliptus yağı
  • Bir çay kaşığı (5ml) nane yağı

5 x 5 santimetre büyüklüğünde mendil parçasının ortasına yarım çay kaşığı çay ağacı yağı, yarım çay kaşığı adaçayı bitkisinin yağı, yarım çay kaşığı okaliptus yağı ve bir çay kaşığı nane yağını damlatın. Yağı damlattığınız yeri kapatmak üzere mendili buruşturun. Ardından bu mendili yağın burnun iç kısmına temas etmeyecek şekilde burnunuza yerleştirin. Yukarıdaki ölçüleri lütfen dikkate alınız. Bitkinin özünden elde edilen eterik yağlar keskin kokuludur, hatta duruma göre alerjik reaksiyonada sebep olabilir, bu sebeple dikkatli kullanılmalıdır. (Bir çay kaşığı = 5 mililitre!)

Bu yağları önceden denemediyseniz, dikkatli kullanmanızı tavsiye ederim. Astım hastaları bu tarifi denememelidir!

Reklam (İç Sayfa)

en çok okunanlar

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş