Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan ramazan-ı şerifin 27. gecesi Kadir Gecesi’dir. Kur’an’ın ramazan ayında ve Kadir Gecesi’nde indirilmiş olması bu gecenin ramazan ayı içinde olduğunu gösterir.

Kur’ân-ı Kerîm’in bazı ayetlerinin anlamları çok açıktır ve bunları anlamak için meal yeterli olabilir. Ancak meal, oldukça sınırlı olan bir tercümedir ve ayetin mana derinliğini, anlam zenginliğini tamamıyla yansıtması mümkün değildir.

Ayetlerde insanların başlarına gelen musibetlerden şikâyetçi olmamaları için bir uyarı vardır.

Kur’ân-ı Kerîm afetlerin üç sebebe bağlı olarak süreceğinin İlahi bir yasa olduğunu ifade eder: 1. Deneme,  2. Uyarı ve ceza ve 3. Sünnetullah’a yani evrendeki doğal yasalara riayetsizlik.

Kur’ân-ı Kerîm, dünyanın yaratıldığında savaş ve benzeri saldırıların yasaklandığı dördü haram aylar olmak üzere Allah katında ayların sayısının on iki olduğunu ifade eder. Haram aylar, zilkade, zilhicce, muharrem ve receptir.

Vicdan, kalb-i selim’in dinamiğidir. Vicdanın pratiği de iffet ve rikkattir. İffet, hazları helal ile sınırlandırmak; rikkat de varlığa nezaket, zarafet ve şefkat ile yaklaşmaktır.

Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ve Onun elçiliğiyle hepimize gelen “Oku!” emrinden kasıt nedir? Okuma-yazma bilmek midir?

İnsan irade sahibi ve sorumlu bir varlıktır. Zorlama durumunda sorumluluktan bahsedilemez. İman edip etmeme ise bir gönül işidir. Dışarıdan insanın gönlüne baskıcı bir tutumla hükmetmek mümkün değildir.