Mutlu Ya Da Mutsuz Olmak Bizim Tercihimiz

Mutlu Ya Da Mutsuz Olmak Bizim Tercihimiz

Hayatınızda eksiklikleriniz ve sahip olmadıklarınız üzerine düşünün. Kendinizi sürekli başkalarıyla karşılaştırın (özellikle üstünlükleriyle).

ebru kutlucan

Her zaman stresli ve heyecanlı olun. Elinizdekilerle asla yetinmeyin, her zaman daha fazlasını isteyin. İşyerinizde ve bulunduğunuz ortamda insanların size hiç saygı duymadıklarını varsayın ve bir önlem olarak siz de onlara saygı duymayın. Olabildiğince az arkadaşınız olsun, hatta mümkünse hiç. Yaşamınızda olabildiğince kararsızlık yaşayın. Kimseyi yaptıklarından dolayı bağışlamayın, kendinizi bile. Hayatınızda kesinlikle hiçbir acı ve keder olmaması gerektiğine inanın. Konunun başlığı ve metnin girişi sizde biraz şaşkınlık oluşturmuş olabilir, tahmin edebiliyorum. Mutsuz olmayı başarmak zor bir iş değil açıkçası. Hatta okurken bazı satırların arasında kendinizi, yaptıklarınızı bulmuş olabilirsiniz. Belki de fark etmeden kendi kendinizi mutsuz ediyor da olabilirsiniz.

Evet, yanlış okumadınız. İnsanın kendisini mutlu veya mutsuz hissetmesi kendi elindedir. Çünkü kişinin kendi iç huzuru, düşüncelerine bağlıdır.

Hayatta eksiklerinize ve sahip olamadıklarınıza odaklanırsanız elinizdekileri de kaybedersiniz. Sizlere bu konuya örnek olarak bir hikâye paylaşmak isterim: Adamın biri çok mutsuzmuş. Bulunduğu durumdan sıkılarak mutlu olmanın çaresini aramış. Kendisine uzak bir diyarda zengin bir bilgeyi önermişler. Bu bilgeden öneri almak için birçok insan sırada beklermiş. Sıra mutsuz adama gelmiş, o da kendi sıkıntısını bilgeye aktarmış ve mutsuz olduğunu dile getirmiş. Bilge, sarayda çalışan adamlarından bir kaşık istemiş ve içine iki damla yağ damlatmış. Ardından demiş ki “Sarayımın her yerini gez ve sonra tekrar gel ama sarayımı gezerken yağı dökmeden bu kaşığı ağızında taşıyacaksın.” Mutsuz olan adam verilen bu cevaba şaşırsa da sarayı gezmiş ve tekrar bilgenin huzuruna çıkmış. Bilge “Aferin, yağı dökmemişsin. Şimdi, sarayımın güzelliklerini anlat bakalım.” demiş. Adam yağı dökmemek için uğraşmaktan sarayın güzelliklerine pek dikkat edememiş ve boynunu bükmüş. Bilge, “Yağı dökmeden, tekrar kaşığı ağızında taşımaya çalış. Ama bu sefer sarayımdaki güzelliklere dikkat et.” demiş. Mutsuz adam bu sefer sarayın her yerini gezmiş ve sarayın güzelliklerinden etkilenmiş. Ardından tekrar bilgenin huzuruna çıkmış ve bilgenin isteğine üzere sarayın güzelliklerini anlatmış. Bilge, mutsuz adamın sözünü keserek, “Peki kaşıktaki yağ nerde?” diye sorunca, adam mahcubiyetle “Yağı dökmüşüm.” demiş. Bu cevap üzere bilge, kendisini mutsuz hisseden adama şu cevabı vermiş “Mutluluk, hayatın bütün güzelliklerini yaşamak, tadını çıkarmak ve sorumluluklarına, kaşıktaki yağ gibi sahip çıkmaktır.” demiş. Mutluluğun sırrını öğrenen adam, bilgeye teşekkür ederek bilgenin huzurundan ayrılmış.

Hayata olumlu bakın!

Yaşadıklarınızın olumsuz taraflarını değil de, olumlu taraflarına bakarsanız en başta kendinize iyilik etmiş olursunuz. Çünkü mutlu olmayan bir kişi, başkasını da mutlu edemez. Öyle ya, insan, elinde olmayan bir şeyi başkasına nasıl verebilir ki? Şöyle düşünün; Faturalarınızı ödeyebiliyorsanız, bir işiniz var demektir. Okulunuza veya iş yerinize uzun bir yol yürüyerek gitmeniz gerekiyorsa, ayaklarınız sağlıklı demektir. Camlarınızı silmeniz, çatıyı onarmanız gerekiyorsa, bir eviniz var demektir. Yığınla ütülenecek ve yıkanacak çamaşırınız varsa, yığınla giyeceğiniz var demektir. Ve bütün bu olaylara böyle bakabiliyorsanız, iyimsersiniz demektir.

Benzer Haberler