Boşanma Sürecinde Çocuklar

Boşanma Sürecinde Çocuklar

Boşanma süreci hem çift hem de etraflarındaki aile bireyleri için zorlu bir dönemdir. Özellikle çocukların bu süreçten en az hasarla çıkmaları bu süreci yöneten ebeveynlere bağlıdır.

Emine Güler

Bir yuvanın bozulması aile bireyleri için üzücü olabilir. Özellikle de çocuklu ailelerde bu süreç daha yıpratıcı bir dönemdir. Çocuğun bu süreçten etkilenmemesi için ya da en az hasarlarla çıkması için dikkatli ilerlemeye çalışan çiftler, kendi duygusal çöküntüleri nedeniyle kontrollerini kaybetmemelidir. Huzursuz ve geçim olmayan, sürekli kavga edilen ortamda büyüyen çocukların ebeveynlerine ve dış dünyaya yönelik algısı da değişir.

Alıştığı yaşam düzenini kaybedecek olan çocuk, anne ve babasının yeni hayatını benimseme gerekliliği ile baş başa kalır. Güvenli liman olarak değerlendirdiği yuva sarsıldığında çocuğun güveni zedelenebilir ve korkuları da güçlenebilir.

Boşanma kararı henüz netlik kazanmadan, çocukla paylaşılmamalı. Çiftler kendi gerginliklerini, kavgalarını çocuğun yanında yaparsa çocuğun dünyasında kendini değersiz hissetmesine neden olabilirler.

BOŞANMANIN ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Anne-babası boşanan bir çocuk, küçük yaşta yaşayabileceği büyük travmalardan birini yaşar. Boşanma öncesinde ya da aile ortamında sürekli kavga eden çiftler çocuklarını duygusal anlamda bir belirsizliğe itebilir. Aileler boşanma öncesinde ve sonrasında aralarındaki sorunları önce kendileri halletmeli ve çocuklarına asla yansıtmamalıdırlar. Zira çocuğun duygusal belleğinin olduğu, yaşadığı her şeyi kaydettiği ve onu bilinç altına attığı bilimsel bir gerçektir.

Çocuk çok küçük bile olsa çevresinde olan biteni takip etmekte, sorunları hisseder. Sorunları hisseden çocuk sıkıntısını söz diliyle anlatamadığı için bunu farklı şekillerde dışarıya yansıtabilir. Bu durum tırnak yeme, altını ıslatma şeklinde ortaya çıkabilir. Çocukta psikolojik hastalıklar gözlenebilir, sık sık hasta olur, kusar, bağırsakları bozulabilir.

Evden, okuldan kaçma, kendisine ait olmayan şeyleri alma, uyuşturucuya yönelme gibi durumlar dahi maalesef yaşanabilir. Yıkılan ailelerde çocukluk depresyonlarına da çok sık rastlanmakta. Aileler, çocuğun kendisini boşanmanın sorumlusu olarak görmesini engellemeli ve çocuğun psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaya özen göstermelidir.

BOŞANMA SÜRECİNDE ÇOCUK PSİKOLOJİSİ

Anne babalar aldıkları karardan önce kendileri emin olmalı. Kararlarını kesinleştirdikten sonra çocukları ile konuşmalı. Sürekli evde huzursuzluk yaşayan çocuk sosyal ve okul hayatında olumsuz tepkiler gösterebilir. Burada ailenin tutumu da çok önemli. Babası ya da annesi ile düzenli vakit geçiren bir çocuk onlarla oyun oynayan, onunla parka giden, kitap okuyan ve beraber uyuduğu babası ya da annesi, boşanma sonrası evden ayrılması ile büyük kayıp yaşadığını hisseder. Bu da çocuk üzerinde huzursuz tepkilere yol açabilir. Boşanma sürecinde 0-3 yaş arasında olan çocuklar durumu soyut olarak anlamayabilir. Fakat 3-6 yaş grubunda okul öncesi çocuklarda gözlenen, çocuğun ben merkezli düşüncesinden kaynaklı kendini suçlu hissetmesidir. Çocuk sürekli kendisini sorgular ve “Ben mi yaramazlık yaptım da annem babam ayrıldı?” düşüncesine kapılabilir. Anne babanın görevi ise çocuğa aldıkları kararın onunla bir alakası olmadığını, tamamen kendi aralarında olduğunu belirtmektir. Çocuğun ileride yaşayabileceği kaygı bozukluğunu önlemek için hayatındaki değişikliklerin ne şartlarda olacağı net bir şekilde paylaşılmalıdır.

ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLAR NASIL ETKİLENİYOR?

Boşanma sürecinde zor yaş olarak değerlendirilen dönem 10 yaş sonrası, yani ergenlik dönemindeki çocuklardır. Ergenlik döneminde anne babası boşanmış çocuklar, ailenin kaybına dair ağır kayıp duyguları yaşayabilirler. Aile ve arkadaşlarından uzaklaşabilir, kendisini yetişkin gibi görmeye başladıklarından anne, baba ve kardeşleri için endişe duyabilir veya isyankâr davranışlar gösterip kendini güçsüz ve suçlu hissedebilir.

Ergenlik döneminde çocuklar çevrelerindeki insanlara karşı daha hırçın ve öfkeli davranabilir. Ebeveynlerinin onlara olan sevgilerinin azalacağını düşünerek kaygılanabilirler. Romantik ilişkilerin geliştiği ergenlik döneminde anne babanın boşanması, ergenin kendi romantik ilişkilerine dair algısını da etkileyebilir. Kimlik bunalımının da yaşandığı bu dönemde ebeveynlerin boşanması çocuğun bunalımının boyutlarını daha da arttırabilir.

Çocuğun selameti için taraflardan kimde kalacağı, çocuğun geleceği için iyice düşünülüp karar verilmelidir. Eğer aile bu kararda anlaşamıyorsa, bir kurumdan danışmanlık alınabilir. Buna rağmen anlaşılamıyorsa mahkemenin verdiği karara uymak gerekmektedir. Ebeveynler arasındaki anlaşmazlık tespit edilirse, çocuk mahkemeler tarafından birinci derece akrabalara ya da koruyucu aileye verilebilir. Bu tür olumsuzluklarla karşılaşmamak için anne babanın boşanma sürecinde anlaşıp halletmesi çocuğun selameti açısından daha uygun görülmekte.

KARAR ÇOCUĞA NASIL SÖYLENMELİ?

Boşanma kararı netleştikten sonra çocuğun yaşına uygun örnekler vererek kısa ve net cümleler kullanılmalı. Sakin, acele etmeden şefkatli bir ses tonuyla anlatılmalı. Konuşma sırasında göz teması ve ten teması da çocuklara destek vermek için önemlidir. Ayrılma kararı anne ve baba tarafından ortaklaşa verildiği vurgulanmalı ve bu kararın çocuğun tamamen dışında olduğu ve bu karara varmadan önce sorunların çözümü için diğer tüm yolların çokça kez denendiği ifade edilmelidir.

Karı-kocalık rolleri ile anne-babalık rollerinin birbirinden bağımsız olduğu belirtilmeli. Çocuklarla boşanma konusunu konuşurken önemli noktalardan biri de çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun ifadeler kullanmaktır. Özellikle de küçük çocuklar boşanma sürecinde neler olduğunu, boşanmanın neden yaşandığını ve ne hissettiklerini anlamakta ve kendilerini ifade etmekte zorlanacaktır. Çocuklara hayatlarında nelerin değişeceği nelerin aynı kalacağı ayrıntılarıyla açıklanmalı, çocuğun kiminle kalacağı, diğer ebeveynle ne zaman ne sıklıkla ve hangi koşullarda görüşeceği net olarak anlatılmalı. Çok zorunlu hâller dışında bu rutin bozulmamalıdır.

Şu da bir gerçek ki, boşanmanın yükünü en çok çocuklar çekiyor. Boşanma çocuğun hiç istemediği fakat kaçınılmaz olarak sonuçlarına katlanmak zorunda kaldığı bir durumdur. Boşanan eşler ise yeterince sorumlu davranmadıkları takdirde çocukta uyum ve davranış sorunları ortaya çıkabilir. Anne baba ayrılsa da annelikten ve babalıktan istifa etmemelidir.

(Bu yazı Camia TV’de yayınlanan Biz Bir Aileyiz programının 6 Ocak 2021 tarihli bölümünden hareketle Emine Güler tarafından hazırlanmıştır.)