YAZARLAR
İflas Eden Okul Sisteminin Bedelini Müslüman Kızlar Ödemeli!
Fransa, 1989 yılından beri Müslüman kadınlarla uğraşıp durdu. Ülkede çıkan ve kesinlikle çözülemeyecek olan herhangi bir siyasal ya da toplumsal ve ekonomik sorunun çözümü “Müslüman kadınlar” için getirilecek olan bir “yasaklama”dan geçti. Adamlar o kadar yasaklama kanunu çıkardılar ki, bıkmadılar usanmadılar, “cumhuriyete ve özgürlüklere karşı saldırgan bir tehdit” olarak gördükleri Müslüman kadınların elbiselerine kafayı taktılar.
Biliyorsunuz, Fransa’da “Müslüman” kızların bol ve diz altına kadar inen uzunlukta elbiseler giymesi yasaklandı. Yok yok yasakta “Müslüman” tabiri geçmiyor. Ama bir cumhuriyetçi ve özürgürlükçü bir okul müdürünün dediği gibi, Fransa’da artık okul müdürleri ve öğretmenler “şahsın gözüne baktığımızda, cumhuriyet düşmanı olup olmadığını anlamamız sadece birkaç saniyemizi alır” gerçeği ile karşı karşıyayız.
[post-refarans id=”47048″ taraf=”sol”]
Peki Fransız cumhuriyetinin, rejiminin, iktidarlarının Müslümanlarla alıp veremediği ne var diye soracak olursan cevap “yoo bir şey yok” olurdu.
Lakin, Prof. Alain Gabon’un tanımlamalarına bakılırsa, iflas etmiş bir okul sisteminin bedelini Müslüman kız öğrenciler ödüyor. Nasıl olsa, itiraz edeni yok, karşı çıkanı yok, vur abalıya misali.
Yine Alain Gabon’dan mülhem, çiçeği burnunda yeni yetme bir Eğitim Bakanı 34 yaşındaki Gabriel Attal’ın Fransa’nın sorunlarının nasıl çözüleceğini göstermek ve toplumda “sükse” yapmak bakımından Müslüman kızların elbiselerine kafa takmak en doğru ve en kestirme bir çözüm yolu oluyor.
Aalin Gabon’un dikkat çektiği Fransız okul sistemine bir göz atarsak, özgürlükçü Fransa cumhuriyetinde iflas etmiş devlet okulu sistemi en iyi ancak bu şekilde kurtarılabilir. Başta maaş azlığı sebebiyle öğretmenlerin bu okullardan kaçması, başarısızlıkları dolayısıyla devlet okullarındaki öğretmenlerin sosyal itibar ve statü kaybı derken üstüne üstlük giderek zorlaşan çalışma şartlarını da dikkate alırsanız, Müslüman kızların elbiselerinin bolluğunu ya da uzunluğunu kesip atmak gerçekten de en etkili bir çare olarak önümüzde duruyor.
Yani, hem siyaset hem de iyi para getiriyor bu işler.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un eşi Brigitte Macron’un İngiliz Kralı Charles’i karşılarken “abaya” yani bol ve uzun elbise giymesi henüz yasaklanmamışsa Fransa’nın sorunlarının çözümlenme imkânı yok demektir. “Vay Fransa’nın başına geleceklere” demek bu yüzden hakkımızdır.