Ya Rab! Beni, Rezil Olmaktan ve Başkasını Rezil Etmekten Koru!

Ya Rab! Beni, Rezil Olmaktan ve Başkasını Rezil Etmekten Koru!

“Allâh’ım! Dalâlete (dinde sapkınlığa) düşmekten ve başkaları tarafından sapıtılmaktan, ayıplı, insanı rezil eden işler yapmaktan ve başkasının bana ayıplı işler yaptırmasından, başkasına zulmetmekten ve başkasının bana zulmetmesinden, başkasına câhilce davranmaktan ve başkasının bana câhilce davranmasından Sana sığınırım.”

İlhan Bilgü

Yazımızın başlığı Peygamber Efendimizin (s.a.v.) evinden çıkarken yaptığı duanın sadece bir kısmıdır. Her şeyi ile âlemlerin Rabbi olan Allah’ın korumasında olan Efendimiz dahi rezil olmaktan ve kendisi vesilesiyle bir başkasının rezil olmasından bu kadar korkuyorsa, biz ne yapabiliriz ki, sorusu gündemimize gelebilir. Gelmelidir de. Amma, bizi bu korkudan uzak tutabilecek olan tek şey de yine o Resul’ün yani Efendimizin yaptığı gibi yapmaktır. Başkasını rezil etmemek ve başkasının bizi rezil etmesine imkân verecek şekilde davranmamak!

Demiştik ya, bu duanın sadece bir kısmı. O zaman duanın tamamını da vermek gerekir. Hem ibret almak hem de her gün, evimizden çıkarken, aynen Peygamber Efendimiz gibi dua etmek, aynen Peygamber Efendimiz gibi bu duada bizi korumasını niyaz ettiğimiz fesadâttan Rabbimize sığınmak için. Ve aynı şekilde bu fesadâttan hep uzakta kalma azmi ve gücü kazanmak için.

Rivayet ederler ki, Ümmü Seleme (r. anha) validemiz “Allah’ın Resûlü benim evimden gözlerini yukarıya semaya çevirip şu duayı okumadan dışarı çıkmazdı.” buyurmuştur.

DUA MÜMİNİN SİLAHIDIR, AMA, BİLİNEN SİLAHLARA BENZEMEZ!

Hadise geçmeden önce, Peygamber Efendimizin evden çıkarken okuduğu daha başka dualar olduğunu da hatırlatmak istiyorum. Çünkü, o diğer dualar da öylesine inceliklerle dolu dualardır ki, her birinin çok değerli manası vardır. Mesela şu dua kesinlikle hiçbir zaman, evimizden, işimizden ayağımızı dışarı attığımızda vaz geçemeyeceğimiz dualardan birisidir. Hani derler ya “Dua, müminin silahıdır!” diye. Durun! Ama, korkmayın! Bu silah sizin, bizim, onların bildiği silahlara benzemez. Silahların en temizidir, en koruyucusudur. Çünkü, Allah’a çağrıdır.

İşte bu duaların her biri, bir diğerinin kıymet ve ehemmiyetini düşürmeden kendi başlarına hayatımızın bir köşesinde yer almak durumundadır:

SADECE ALLAH’A TEVEKKÜL ETMEK

“Bismillahi tevekkeltu ale’llahi. La havle ve la kuvvete ille billah.”

“Ben hayatıma, işime, gedeceğim yere, Allah’ın izniyle başlıyorum. Ve sadece Allah’a tevekkül ederek yola çıktım. Çünkü, Allah’ın kudret ve kuvvetinden başka bir güç de yoktur. Bana yardımcı olacak, beni koruyacak ve bana sahip çıkacak tek güç olan Allah’a güvenerek çıkıyorum.”

Büyük muhaddislerden Tirmizî, “Allah Resûlü’nün Duaları” bölümünde 3426 numaralı hadisinde böyle rivayet etmiş bize. Siz burada, tercümenin ne kadar uzadığına bakmayın. Bilmez misiniz ki, Allah Rasûlü “çok az kelime ile çok şey söyleyen bir elçidir.” O yüzden bu kelimelerin her birinin birkaç manası olduğu gibi, hepsi bir arada söylendiğinde de manaları genişlemektedir. Aslını sorarsanız benim buraya aktardığım Türkçe manası asıl manasının özünün özünün özü mahiyetindedir. Zira sadece tek başına “Bismillah” demek dahi sayfalara sığmayacak bir mana ifade ettiğine göre, tevekkeltu ale’llahi nasıl nice manalar etmesin ki!

Gelelim bizim asıl duamıza.

Bir başka büyük muhaddis Ebû Davûd’un rivayetine göre Ümmü Seleme validemizin bize aktardığı dua şu şekildedir:

“Allahumme! İnnî e’uzü bike en edille ev udalle, ev ezille ev üzelle, ev ezlime ev uzleme, ev echele ev yuchele aleyye. (Kitabu’l Edeb, 112/322. H. No: 5094)

Tabiîdir ki, burada Arapçadaki “Dâd” harfinin nasıl yazılıp nasıl okunacağı problemin kaynağı olduğu için, Latin harfleriyle yazılmış duanın aslına göre okumak insanı biraz yoracaktır. Fakat, sizler aslını hadis veya dua kitaplarında bulup okuyabilirsiniz.

ALLAH’IM! SADECE SANA SIĞINIYORUM!

 Bu Arapça duanın Türkçede kısaca şu manaya gelmektedir:

“Allâh’ım! Dalâlete (dinde sapkınlığa) düşmekten ve başkaları tarafından sapıtılmaktan, ayıplı, insanı rezil eden işler yapmaktan ve başkasının bana ayıplı işler yaptırmasından, başkasına zulmetmekten ve başkasının bana zulmetmesinden, başkasına câhilce davranmaktan ve başkasının bana câhilce davranmasından Sana sığınırım.”

İşte yukarıda, “Dua müminin silahıdır, amma, bu silah, silahların en temizi, koruyucu kalkanların en güçlüsüdür.” demiştik ya. İşte delillerinden sadece birisi.

Ve hem de,  Allah’ın Elçisi Muhammed Mustafa’nın dilinden. Ya Raab! Bizi dinde sapkınlığa düşenlerden ve düşürenlerden eyleme. Ben bu konuda sadece Sana sığınıyorum!

Ya Raab! Ayıplı, insanı rezil eden işler yapmaktan veya başkasını rezil edecek işler işlemekten de yalnızca Sana sığınıyorum!

Ya Raab! Ben başkasına zulmetmekten, başkasının bana zulmetmesinden, başkasına câhilce davranmaktan ve başkasının bana câhilce davranmasından da tek ve tek olarak Sana sığınıyorum! Koru beni ya Raab!

Şöyle elimizi başımıza koyup, derin derin bir tefekküre dalarsak, Efendimizin şu duasında Rabbimize sığındığı, kendisini korumasını istediği kötü hasletler bizi ne kadar kuşatmış diye. Onun içindir ki, hem duayı unutmayalım hem de duamızda Rabbimizden bizi korumasını istediğimiz fesadâtlardan uzak duralım. Dini, yozlaştırma çabalarından, bizi ve başkasını rezil edecek davranışlardan, zulmetmekten ve câhilce davranışların hepsinden uzak duralım.

Duamız zaten böyle değil mi? Allah korusun!