Hz. Peygamber’in Dünyayı Teşrifleri

Hz. Peygamber’in Dünyayı Teşrifleri

“Peygamber, müminlere kendi canlarından daha kıymetlidir.” [1]

14 Eylül 2024 Hz. Peygamber’in (s.a.v.) miladi takvime göre dünyayı şereflendirdikleri günün yıldönümüdür. Onun dünyaya gelişi “Cahiliye”’nin son bulmasını sağlamıştı. Bugün de ona her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Çünkü insan modern cahiliye çağında yaşıyor ve onun geldiği dönemdeki vahşilik beden gücü ile sınırlı iken bugün teknolojik imkânlarla etkisi büyümüş ve küresel bir yapıda seyretmektedir.

Vicdan, Nurettin Topçu’nun ifadesiyle Allah’ın kalbimizdeki sesidir. Bugün bu sese her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Çünkü şefkatin mekânına nefis oturunca kaskatı kesilen bir kalp ve onun ortaya çıkardığı vahşet yaşanıyor.

Bu vahşetten çıkmanın iki yolu vardır:

Birincisi Hz. Peygamber’in mesajında yankılanan nefse kulluk yerine Allah’a kulluk, arzı ifsad yerine imar, İblis’in fırsat alanlarını kapatıp halife vasfını yani insanlığın yaratılış gerçekliğine bağlı değerleri (fıtrat) temsil duyarlılığında “Hazreti İnsan” olabilmektir.

İkincisi de bütün insanlığı kucaklayan kardeşliğin kökleşmesini sağlamaktır. Hz. Peygamber’in mesajında kardeşliğin üç biçimi vardır:
1- Hz. Âdem’e ve Hz. Havva’nın çocukları olarak bütün insanlar kardeştir. Hz. Peygamber bütün insanlığı Allah’ın ailesi olarak tanımlar. Bundan üç hukuk doğar:

a- Asabiyetin yani ırkçılığın anlamsızlığı. Aynı anne-babanın çocuklarının renk, ırk, dil vb. farklılıkları bir imtiyaz değil tanışma için araçtır. Herkes farklılıkları ile mutlu olabilir ancak bunu bir ayrıcalık olarak göremez.

b- Beklenmeyen hâller ve doğal afetler sonucu bütün insanların mağdur duruma düşmüş olanla dayanışma içinde olması kardeşlik borcudur.

c- Herkes, Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın çocuğu olarak hürdür, birinci sınıftır, köle muamelesi yapılamaz, ayırımcılığa tabi tutulamaz.

2- İnsan, Müslüman ise din kardeşliğinden doğan ek bir hukuk söz konusudur. Bu da Müslümanların bir vücudun organları gibi olmasıdır. Bir organ rahatsızlandığında bütün bünyenin onun acısına katlanması gibi dünyanın herhangi bir yerinde bir Müslüman’ın başına bir olay geldiğinde bütün Müslümanlar onun yanında yer almak zorunadır.

3- Soy bağından doğan kardeşlik: Her bir kardeş birbirinin nafaka alacaklısı ve nafaka yükümlüsü olacak kadar birbiririne yakındır, evinden izin almadan yeme-içme hakkına sahiptir ve anne-babaya beraberce mirasçıdırlar.

Sonuç olarak birçok dünya coğrafyasında katliamların, sömürünün, adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir dünyada ayrıca birçok defa dünyayı yok edecek gelişmiş silahların üretilmiş olması Hz. Peygamberin bu mesajının değerini daha iyi anlatmıyor mu?

[1] Ahzâb suresi, 33:6