İnsan Neden İntihar Eder?

İnsan Neden İntihar Eder?

Emerging from a dark tunnel, a man walks towards a bright light, symbolizing hope and new beginnings, overcoming challenges and finding success, inspiring viewers with faith and motivation

Son dönemlerde özellikle gençlerde intihar vakalarını sıkça duyar olduk. Dr. Abdulaziz Yılmaz intihara sürükleyen sebepler ve aile fertlerinin intihar riski olan kişiye karşı tutumu hakkında Camia Haber için yazdı.

Dr. Abdulaziz Yılmaz

İntihar, kişinin yaşamını kendi iradesiyle sonlandırdığı bir durumdur. Bu, doğal sebeplerle veya kazalar sonucu yaşanan ölümlerden farklı bir anlam taşır. Doğal ölümler genellikle bir hastalık ya da yaşlanma sürecine bağlanabilirken intiharın ani oluşu ve kişinin kendi seçimiyle gelmiş olması geride kalanlarda daha yoğun bir şok ve sorgulama oluşturur. İntihar, genellikle geride kalanların kendilerini suçlamalarına yol açar. İnsanlar “Fark edebilir miydim?”, “Yardım edebilir miydim?” gibi sorularla kendilerini kaybın nedeni olarak görebilir. Peki, insan neden intihar eder?

EN ÖNEMLİ İNTİHAR NEDENİ

Kültürlerarası çalışmalar; intiharla ilgili dinî yasaklar veya intihara ilişkin kültürel değerlerin intihar oranları üzerinde farklılıklar çıkardığını göstermektedir. Ancak toplumsal ve kültürel nedenlerin önemi sınırlıdır ve bütün bu nedenlerin üstünde ve ötesinde en önemli nedenler psikiyatrik bozukluklardır.(1) Bununla birlikte araştırmalar boşanmış, dul ve eşinden ayrılan insanların yüksek risk kategorisinde olduğunu ve bekar, hiç evlenmemiş insanların neredeyse iki katı daha fazla intihar oranına sahip olduğunu göstermektedir. 

KENDİNİ YÜK OLARAK GÖRMEK

Joiner’ın kuramına göre, başkalarının yaşamlarına katkıda bulunmak yerine kendisini aile ve arkadaşlarına yük olarak görmek ve aidiyet hissetmemek risk faktörü olarak işlev görmektedir.(2) Bu kuram, kişilerarası iletişimin sağlıklı bir şekilde kurulabildiği bağlamda intihar risk faktörlerinin etkisinin ve dolayısıyla intihar riskinin azalmasını öngörmektedir.

AİLE | 7 Ocak 2023 Çocuklarda Ölüm ve Yas Süreci

OLUMSUZ AİLE DİNAMİKLERİ

Olumsuz aile dinamikleri, intihar risk faktörlerini artırmaktadır. İhmal ve duygusal soğukluk, risk faktörlerini artırıcı aile dinamiklerindendir. Aile içinde yeterli sevgi, ilgi ve destek görmeyen bireyler, kendilerini yalnız, değersiz ve çaresiz hissedebilir. Bu duygular, özellikle genç bireylerde, intihar düşüncelerinin temelini oluşturabilir. 

AŞIRI BASKI VE BEKLENTİLER

Aşırı baskı ve beklentiler de birey üzerinde yoğun bir stres oluşturabilir. Başarısızlık korkusu ve yeterince iyi olamama hissi, kişinin intihar eğilimlerini artırabilir. Risk faktörünü artırıcı bir diğer etmen, aile içi şiddet ve travmalardır. Fiziksel, duygusal veya cinsel istismar gibi travmatik deneyimler; bireyin ruhsal dengesi üzerinde yıkıcı etkiler oluşturur. Bu tür olaylar, bireyde travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve intihar düşüncelerine yol açabilir. Ebeveynler arasındaki çatışmalar, sürekli kavga eden veya boşanma sürecinde olan ebeveynlerin olduğu bir ortamda büyümek vb. durumlar bireyin duygusal dengesini bozarak çocuklarda ve gençlerde depresyon ve yalnızlık hissini derinleştirebilir. Ek olarak bireyin duygusal zorluklarını ifade etmesi durumunda aile içinde küçümsenmesi ya da yargılanması, kişiye kendisini daha da yalnız hissettirerek destek arayışını engelleyebilir ve intihar düşüncelerini tetikleyebilir.

SEVGİ DOLU BİR AİLE..

Olumsuz aile dinamiklerinin yıkıcı etkilerine karşın olumlu aile dinamikleri koruyucu etki göstermektedir. Sevgi dolu, destekleyici bir aile ortamı, bireyin zorlu yaşam olaylarıyla başa çıkmasına yardımcı olur. Aile üyelerinin birbirine duyduğu sevgi ve bağlılık, kişinin yaşama tutunmasını teşvik eder. Aile içinde duyguların özgürce ifade edilebildiği, yargılamadan dinlenildiği bir ortam, bireyin kendini anlaşılmış hissetmesini sağlar. Bu, intihar düşüncelerini paylaşma ve profesyonel yardım alma ihtimalini artırır. Aile, bireyin yaşamında karşılaştığı zorluklar karşısında bir dayanışma ağı sunar. Özellikle intihar riski taşıyan bireyler için, aile desteği kritik bir öneme sahiptir. Sağlıklı aile bağları, bireyin öz saygısını artırır ve duygusal dayanıklılığını geliştirir. Bu durum, bireyin stresli durumlarla daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmasına yardımcı olur.

İntiharın göze çarpan net bir işareti yoktur. Litman’ın (1995) belirttiği gibi: “Şu anda herhangi bir kişinin intiharını tam olarak net bir şekilde tahmin etmek imkânsızdır. Bu konuda gelişmiş istatistiksel modeller ve deneyimli klinisyenlerin yargıları eşit derecede başarısızdır. Bana, depresif ve intihar eğilimi olan bir hasta intihar ederken onunla eşit düzeyde depresif ve intihar eğilimi olan diğer dokuz hastanın neden intihar etmediği sorulduğunda, “Bilmiyorum,” diye cevaplamak durumundayım.”(2)  

UYARI İŞARETLERİ!

Net bir yordayıcı olmamasına karşın, intihar riski için çeşitli uyarı işaretleri olduğunu söylemek mümkündür. Bu işaretler tek başına intihar davranışını işaret etmemekle birlikte olası tehlikeleri düşündürmesi açısından önemlidir. Bu işaretler şu şekildedir:

– İntihardan sık söz etmek,
– intihar düşünceleri,
– intihar planı,
– sahip olduğu eşyaları başkalarına verme, mallarını satma vb. hazırlık işaretleri,
– davranışlarda dikkat çekici değişimler,
– hayatın anlamsızlaştığına veya yaşama amacını kaybettiğine dair sözel ifadeler kullanma,
– ilişkilerde bozulma veya ayrılık,
– kaçacak yer kalmayacakmış gibi kıstırılmış hissetme. (2)

 

(1) Kırpınar, İ. (2018). Genç Psikiyatristin El Kitabı. Psikonet Yayınları.

(2) Sommers-Flanagan, J., & Sommers-Flanagan, R. (2024). Klinik Görüşme: Psikolojik Değerlendirme Esasları (G. Akbaş & L. Korkmaz, Çev.). Minotor Kitap.