Bayram, Huzur ve Mutluluk Getirsin

Bayram, Huzur ve Mutluluk Getirsin

@shutterstock

Ramazan Bayramı, sadece insanları bir araya getiren paylaşımlardan ibaret değildir, aynı zamanda Ramazan ayının ruhunu yansıtan bir dayanışma ve paylaşma dönemidir.

Zeynep Akpınar

İslam’da Ramazan ve Kurban Bayramı olmak üzere iki bayram vardır ve her iki bayram da hicretin 2. yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Bu bayramların özüne idrak etmek isteyen Müslümanlar bayram günlerinde birbirlerini ziyaret ederler, bayramlaşarak kucaklaşırlar, dargınlar barışır, dostluklar pekişir, vefat edenler anılıp kabirler ziyaretlerine gidilir ve fakirlere yardımlar yapılır.

BAYRAMLAR BİRLİKTE GÜZEL

Bayramın en güzel ve en kolay yanı ise çocukların sevindirilmesidir ki, onların sevinci bazen bir avuç renkli şekerle tamamlanır. Ne mutlu bir yüzde tebessüm sebebi olabilenlere. Ancak yetişkinlerde ise en etken iksir ilgi ve sevgidir. Bütün yaralara merhem olur. Bayramlar ise buna bir fırsattır. Mevlana’nın sözüyle “İnsan insana şifadır.” Unutulmamalıdır ki, sevinç ve neşe günleri olan bayramlar paylaştıkça hüzünler dağılır ve huzurlar çoğalır ve bayram bu minvalde paylaşıldıkça asıl anlamını kazanır. Onun için gelin, bu mübarek Ramazan Bayramı’nda birbirimize daha bir candan sarılalım, birbirimizin yaralarını saralım, birbirimizin imdadına koşalım, sevinçte de kederde de bir olduğumuzu gösterelim. Bayramlar bunun için vardır.

DAYANIŞMA VE PAYLAŞMA DÖNEMİ

Merhamet, insan kalbinin melhemidir. Bu davranışlar sadece fertler arasında bireysel eylemler ile değil de, ailece de bayramda mutluluğa götüren yolları gayretle açmakla ve katılaşmış yüreklere dokunmakla olur. Bilinmelidir ki, Ramazan Bayramı, sadece insanları bir araya getiren paylaşımlardan ibaret değildir, aynı zamanda Ramazan ayının ruhunu yansıtan bir dayanışma ve paylaşma dönemidir. Bu dönemde yapılan ibadetler ile, insanların manevi bağları kuvvetlenir, toplumsal birliktelik artar. Bu mübarek günlerde kendimizi manevi olarak zenginleştirirken, sevdiklerimizle de geçirdiğimiz anların kıymeti çoğalır.

İKRAM, İKRAR, İHSAN GÜNÜ

Bayram ikram günüdür, Rabbimizin bize olan ikramlarını görüp, kalbi huzur ile hamd edeceğimiz bir gündür. Bayram, üzerimizde denizin kabarcıkları gibi köpürüp duran, İlâhî rahmeti fark ederek cehennemden azad olmanın hafifliğini yaşamaktır.

Bayram aynı zamanda ikrar etmenin günüdür. Ramazan ayı bir okul gibi bize öğrettiklerinin sonunda karnemizi alırken, hamd ve heyecan ile teşrik tekbirlerini ikrar ettiğimiz gündür. Katıksız bir tevhid-î imânı elde etme yolunu öğrenmiş olmanın kutlanmasıdır âdeta. Kur’ân-ı Kerîm’e öğrenci oluşumuzun, bir eylem planı çerçevesinde disiplinle çalışıp, öğrenip elde ettiklerimizin şükranını ikrar edişimizin günüdür.

Bayram ihsanın umulduğu bir gündür. Nefisle bir ay süresince yaptığımız mücadelenin sonuca bağlandığı, bu uğurda gösterdiğimiz mücahede ve fedakârlığın ihsanla taçlandığı gündür.
Sadece manen taçlanmamız değil elbette, bedenimizin de tatlandığı gündür bayram günü. Çünkü, sevincimiz sadece ruhumuzun değil midemizin de doymasıyla tamamlanır. Yaşamda ruh ve beden itminana kavuşunca denge sağlanır.

BAYRAMDA NE YAPILMALI?

Bayramı güzelleştirecek eylemlerimizi çoğaltmak ve bayramda mendup olan davranışlarımızı hayatımıza katmak hem bize hem de çevremize büyük fayda sağlar. Hoş olan hasletler şöyle;
• Bayram günlerinde temiz ve güzel elbiseler giyilmeli.
• Öncesinde gusledilmeli abdest alınmalı, (maddi manevi temizlik yapılmalı).
• Güler yüzlü olunmalı.
• Namazdan önce ramazan bayramında hurma vb. tatlı bir şey yenmeli.
• Namaza mümkünse yürüyerek gidilmeli ve dönüşte başka bir yol kullanılmalı (camiye mesafesi kısa olanlar için).
• Çokça sadaka dağıtılmalı.
• Fitre bayram namazından önce verilmeli.
• Namaza giderken tekbir getirilmeli. Ayrıca sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bayram gecelerini Allah’ı zikrederek, namaz kılarak, Kur’an okuyarak ve benzeri güzel ameller işleyerek ihya etmemizi de tavsiye etmiştir. Bu hususta Efendimiz şöyle buyurmuşlardır, “Sevabını sırf Allah’tan bekleyerek iki bayram gecesini ibadetle değerlendiren kişinin kalbi, kalplerin öldüğü günde ölmez.” (İbn Mâce, Sıyâm,68)

EN GÜZEL ÖRNEK EFENDİMİZ

Rehber olan sevgili Peygamberimiz bizlere canlı örnek olmuştur. Hicretin ikinci yılında Musalla adı verilen geniş bir alana çıkıp ashab-ı ile bayramlaşarak, öncesinde ise hurma yiyerek, bunu her yıl sürdürmüştür. Tabiin döneminde bu sünnet un, tereyağı, bal ve hurma ezmesinden yapılan tatlıların yapılıp ikrâm edilmesiyle de devam etmiştir. Bayramlarda tatlı ikramlarımız işte bu sebeple de önemlidir. Asl olan ise, bayramlarda sadece tatlıyı yemek değil, tatlı tutumlar ile ikram edebilmektir. Tatlı bir tebessüm ile sünnetin tatlılığını yaşayarak ve yaşatarak bu hazza erebilmektir. Efendimiz bu konuda bir hadis-i şerifinde: “(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır.” diye buyurmuştur. (Tirmizî, Birr,36)

KÖRELMİŞ GÜZEL DUYGULAR CANLANIR

Bir başka bölümden baktığımızda ise, bayramlar insanların duygusal, söylemsel ve eylemsel olarak bir araya gelmelerine de katkı sağlar. Bu özel zaman dilimi, bencilliği, çıkarcılığı ve ayrışmayı azaltırken sevgi, saygı, barış, kardeşlik, mutluluk ve paylaşma duygularını hissederek yaşatır ve körelmiş duyguları da canlandırır.
Günümüzde canlı iletişimlerin koptuğu sanal alemde iletişimlerin soğuk ve cansız harflerle kurulduğu bir çağda yaşarken, bayramlar birleştirici, bütünleştirici ve samimi duyguları tetikler. Bu sebeple insanlar ortak değerleri paylaşarak, bir arada olmanın keyfini ve mutluluğunu tadarlar. Özetle bayramlar, insan olmanın ve toplum olarak birlik ve beraberlik içinde yaşamanın somutlaştığı anlar ve tatlar olarak insanın ruhunda iz bırakır.

Affolunmuş bayramlara ulaşmamız temennisiyle…

.