Almanya’dan Gazze’ye Kapsamlı Yardım Çağrısı

İsrail ordusunun Gazze’deki askeri eylemlerini yoğunlaştırmasından büyük endişe duyduklarını söyleyen Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Gazze’ye kapsamlı ve sürdürülebilir yardım çağrısı yaptı.

Litvanya’nın başkenti Vilnius’a resmi ziyaret gerçekleştiren Merz, ev sahibi Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda ile yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısında konuştu.

“İsrail Ordusunun Eylemlerinden Endişeliyiz”

Gazze’deki gelişmelere ve Washington’da yapılan saldırıya ilişkin bir soruya cevap veren Merz, görüşmede bu konulara da değindiklerini belirterek, “Gazze Şeridi’ndeki durumdan ve İsrail ordusunun buradaki askeri eylemlerini yoğunlaştırmasından büyük endişe duyuyoruz.” dedi.

İsrail hükümetiyle bu konuda diyalog içinde olduklarını ve dışişleri bakanları arasında birkaç görüşme yapıldığını aktaran Merz, “Özellikle insani yardımın Gazze Şeridi’ne gecikmeksizin girmesi ve oradaki insanlara ulaşması için ısrar ediyoruz.” ifadesini kullandı.

“Kapsamlı ve Sürdürülebilir Yardım Yapılmalı”

Başbakan Merz, Birleşmiş Milletlerden (BM) Gazze’de gerçek bir açlık tehlikesinin bulunduğunu duyduklarını belirterek, “Şimdi, oradaki halkın daha fazla acı çekmemesi için kapsamlı ve gerçekten sürdürülebilir bir yardım yapılması lazım.” şeklinde konuştu.

Washington’daki saldırının kurbanlarından birinin muhtemelen bir Alman vatandaşlığına da sahip olduğunu duyduklarını dile getiren Merz, bundan bağımsız olarak bu saldırıyı kınadığını kaydetti.

Ukrayna Konusunda Hızlı Çözüm Yok

Ukrayna konusunda son 2 haftada 3 kez ABD Başkanı Donald Trump ile görüştüğünü anımsatan Merz, “Hızlı bir çözüm yok. Ancak son iki haftadır, başlangıçta ateşkesi içermesi gereken bir çözüm bulmak için yoğun diplomatik çaba sarf ediyoruz.” dedi.

Merz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin görüşmelere Papa’yı dahil etmeye ilişkin çabaları birlikte geliştirdiklerini, diplomatik çözüme ulaşmak için hiçbir fırsatı kaçırmadıklarını, buna kısa sürede ulaşamayacaklarını da bildiklerini anlattı.

Ukrayna’da ateşkesi ve kalıcı barışı sağlama konusunda görüşmelere devam edeceklerini ifade eden Merz, “İlk olarak Rusya’nın aramızı açmasına izin vermeyeceğiz. Kesin bir şekilde Ukrayna’nın yanındayız. Ama aynı zamanda Avrupalılar olarak hep birlikte duruyoruz ve mümkün olduğunda her zaman ABD ile bir takım olarak oynuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Moskova’ya Baskı Kurmaya Devam Edeceğiz”

Merz, ikinci olarak ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna için defalarca çağrıda bulunduğu ateşkese ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

“Üçüncü olarak Moskova’ya baskı kurmaya devam edeceğiz.” ifadesini kullanan Merz, (ateşkese ilişkin) görüşmelerin ilerlememesinin sebebinin Ukrayna olmadığını, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin son haftalarda bunu kanıtladığını savundu.

Merz, Rusya’yı masaya oturtmak için Avrupa Birliği’nin (AB) yeni yaptırımları kararlaştırdığını anımsatarak, gerekirse Rusya üzerinde baskıyı artırmak ve Ukrayna’ya daha fazla yardım sağlamak için daha fazlasını yapmaya haz olduklarını söyledi.

Rusya Bugünkü Haliyle Hepimiz İçin Tehdit”

Büyük resmi göz önünde bulundurmak gerektiğini vurgulayan Merz, “Rusya bugünkü haliyle hepimiz için bir tehdit oluşturuyor. Biz kendimizi bu tehdide karşı koruyoruz.” şeklinde konuştu.

Merz, Litvanya ile bugün AB’de ortak, NATO’da müttefik olduklarını, bu ortaklığı daha da derinleştirme kararı aldıklarını belirtti.

“İttifak Topraklarını Her Türlü Saldırıya Karşı Korumaya Kararlıyız”

Alman ordusunun bir tugayının Litvanya’da konuşlandığına işaret eden Merz, şöyle devam etti:

“Burada, Baltık ülkelerinde, NATO’nun doğu kanadı olarak adlandırılan bölgede güvenlik durumu çok gergin. Rusya’nın saldırgan revizyonizmi sadece Ukrayna’nın güvenliğini ve toprak bütünlüğünü değil, bu revizyonizm Avrupa’daki ve tüm Avrupa-Atlantik bölgesindeki ortak güvenliğimizi de tehdit ediyor. Bu nedenle Almanya ve diğer müttefikler NATO’nun doğu kanadını güçlendirmeye karar verdi. Ortaklarımızla birlikte ittifak topraklarını her türlü saldırıya karşı savunmaya kararlıyız. Baltık bölgesindeki müttefiklerimizin güvenliği bizim de güvenliğimizdir. Baltık ülkelerindeki ortaklarımızın yanında kararlılıkla duruyoruz.” (aa,c)