Namibya ve Güney Afrika Almanya’yı Eleştirdi: “Soykırımcılar, Bir Başka Soykırımı Örtmeye Çalışıyor”

Namibya ve Güney Afrika Almanya’yı Eleştirdi: “Soykırımcılar, Bir Başka Soykırımı Örtmeye Çalışıyor”

Namibya, Almanya’nın İsrail’i savunmasına “Geçen yüzyılda ilk soykırımı yapan Almanya’nın ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne bağlılığını ifade edemeyeceği” şeklinde itiraz ederken, Güney Afrika da Almanya’yı “Bir başka soykırımı örtmek”le suçladı.

Geçen yüzyılın başında Namibya’da soykırım yapan Almanya’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda “İsrail’e yapılan soykırımın dayanağı yok” şeklindeki savunması Afrika ülkelerinden Namibya ve Güney Afrika’nın sert tepkisi ile karşılandı.

Namibya, Almanya’nın Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne bağlılığını ifade ederek İsrail’i savunmasını “ahlaken mümkün olmayan bağlılık” olarak tanımlarken, Güney Afrikalı BM raportörü Tlaleng Mofokeng de “Almanya sen gerçek misin?” sorusunu sordu.

“Almanya Namibya Soykırım Suçunu Tam olarak Üstlenmedi”

Namibya Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Almanya’nın 20. yüzyılın ilk soykırımını Namibya topraklarında yaptığı, halen bu suçun sorumluluğunu tam olarak üstlenmediği belirtildi.

“Namibya, Almanya’nın ırkçı İsrail devletinin Gazze’deki masum sivillere yönelik soykırım niyetini desteklemesini reddediyor.” denilen açıklamada, Cumhurbaşkanı Hage Geingob’un Almanya’nın İsrail’e karşı açılan soykırım davasını reddetmesinden ötürü derin bir endişe duyduğu, Alman hükümetinin İsrail’in Gazze’de işlediği soykırımcı eylemlerini savunduğu kaydedildi.

“Almanya, ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne bağlılığını ifade edemez.” ifadeleri kullanılan açıklamada, İsrail’in Gazze’de işlediği suçların soykırıma eş olduğu ve savaş suçlarının uluslararası insan hakları örgütleri tarafından da ortaya konduğu vurgulandı.

“Soykırım yapan Devlet, Başka bir soykırımı önleme çabalarının altını oyuyor”

Güney Afrikalı BM raportörü Tlaleng Mofokeng de Tlaleng Mofokeng, X hesabından yaptığı açıklamada, “Tarihinde birden fazla soykırım işlemiş bir devlet (Almanya), sömürgecilik ve apartheid kurbanı bir ülkenin (Güney Afrika) başka bir soykırımı, işgalci nükleer gücü (İsrail) önleme çabalarının altını oyuyor. Almanya, sen gerçek misin? Umarız daha iyisini yapabilirsin.” ifadelerini kullandı.

“Almanya, ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne bağlılığını ifade edemez.”

Namibya Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Almanya’nın 20. yüzyılın ilk soykırımını Namibya topraklarında yaptığı, halen bu suçun sorumluluğunu tam olarak üstlenmediği belirtildi.

“Namibya, Almanya’nın ırkçı İsrail devletinin Gazze’deki masum sivillere yönelik soykırım niyetini desteklemesini reddediyor.” denilen açıklamada, Namibya Cumhurbaşkanı Hage Geingob’un Almanya’nın İsrail’e karşı açılan soykırım davasını reddetmesinden ötürü derin bir endişe duyduğu, Alman hükümetinin İsrail’in Gazze’de işlediği soykırımcı eylemlerini savunduğu kaydedildi.

“Almanya, ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne bağlılığını ifade edemez.” ifadeleri kullanılan açıklamada, İsrail’in Gazze’de işlediği suçların soykırıma eş olduğu ve savaş suçlarının uluslararası insan hakları örgütleri tarafından da ortaya konduğu vurgulandı.

Açıklamada, Cumhurbaşkanı Hage Geingob’un, 31 Aralık 2023’te yaptığı çağrı yinelenerek, şunlar kaydedildi:

“Barışsever hiçbir insan, Gazze’de Filistinlilere karşı yürütülen katliamı görmezden gelemez. Bu bağlamda Geingob, Alman hükümetine, Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail’in soykırım eylemlerini savunmak ve desteklemek üzere üçüncü taraf olarak müdahil olma yönündeki zamansız kararını yeniden gözden geçirme çağrısında bulunuyor.”

Almanya, dün Uluslararası Adalet Divanının çalışmalarını desteklediğini ve ana davada üçüncü taraf olarak İsrail lehine müdahil olma niyeti taşıdığını açıklamıştı.

Namibya soykırımı

Namibya soykırımı, sömürgeci Alman güçleri tarafından 1904-1908 yılları arasında yerli Herero ve Nama halklarına karşı gerçekleştirildi.

Sömürgecilere karşı direnen halkların hedef alındığı soykırımda, en az 65 bin Heroro ve 10 bin Nama hayatını kaybetti.

Soykırım neticesinde, Herorolar nüfuslarının en az yüzde 70’ini, Namalar ise nüfuslarının en az yüzde 50’sini yitirdi.

Almanya, 2021’de Namibya’da işlenen suçları soykırım olarak kabul etse de tazminat ödemeyi kabul etmedi.

Almanya: “İsrail’e Yöneltilen Soykırım Suçulaması Dayanaksız”

Alman hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, UAD’de Güney Afrika tarafından İsrail’e yöneltilen “soykırım” suçlamasının hiçbir dayanağı olmadığı savunulmuştu.

Almanya’nın geçmişindeki Holokost suçu nedeniyle 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşmesi’ne bağlı olduğu ileri sürülen açıklamada, bu sözleşmenin “uluslararası hukukun temel bir aracı” olduğu ve “siyasi bir araç haline getirilmesine karşı çıkıldığı” kaydedilmişti.

Açıklamada, Almanya’nın UAD’nin çalışmalarını desteklediği ve ana davada üçüncü taraf olarak İsrail lehine müdahillik niyeti taşıdığı belirtilmişti.

Almanya’nın Holokost sorumluluğu

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 7 Ekim sonrasında İsrail’e kayıtsız şartsız destek vermelerini, ülkesinin Holokost’tan kaynaklanan tarihi sorumluluğuna bağlamıştı.

Alman hükümeti, ülkede Filistin’e destek gösterilerini antisemitizmle mücadele gerekçesiyle engellerken de aynı nedeni öne sürmüştü.

Ülkede bu süreçte Filistin yanlısı 100’den fazla gösterinin düzenlenmesine izin verilmezken, başkent Berlin’de öğrencilerin Filistin şalı ve üzerinde Filistin bayraklarının bulunduğu çıkartmalar taşıması yasaklanmıştı.

Bavyera eyaletinde ise Filistin yanlısı gösterilerde kullanılan “Nehirden denize kadar Filistin özgür olacak” sloganına “antisemitik” olduğu gerekçesiyle yasak getirilmişti.

İsrail’i 7 Ekim sonrasında ziyaret eden ilk yabancı hükümet başkanı, Scholz olmuştu.

İsrail’in Berlin Büyükelçisi Ron Prosor, 7 Ekim’den bu yana verdiği koşulsuz ve sınırsız desteğin ardından Almanya’nın, ülkesinin “Avrupa’daki en iyi müttefiki haline geldiğini” açıklamıştı. (c/aa)