Hasbîlik

Hasbîlik

Hasbîlik, bir insanın eylemlerini maddi bir karşılık, kişisel bir çıkar beklemeden sırf Allah’ın rızasını ve hoşnutluğunu amaç edinerek ve ecrini Ondan bekleyerek, gönüllü şekilde yapması ve sözünü söylemesi demektir. Bu tutum Peygamberlerin bir özelliğidir. Onların her birisi geldikleri toplumlara şunu söylemişlerdir: “Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve ba­na itaat edin. Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatımı verecek olan, ancak âlemlerin Rab­bi olan Allah’tır.” (Şuarâ suresi; 28:125-127)

İnsanın başkaları ile ilişkilerinde karşılıksız olarak yapmış olduğu işler, gönüllere girmenin en önemli yoludur. Hatta bu ibadetlerin değerini bile belirleyen bir özelliktir. Nitekim en makbul ibadet cennet ümidi veya cehennem korkusu ile yapılan değil, sırf Allah emrettiği için yapılandır. “Rabbim sen emrettin ben de ‘başüstüne’ deyip yapıyorum” demektir . Bu şekilde davranan bir mümin bir taraftan Allah’a bağlılığını gösterirken diğer taraftan herhangi bir mükâfat beklentisi içinde olmadığını, asıl ödülün kullukta bulduğu, sultanlığın hazzını yaşamaktadır. Yunus’un dediği gibi:

Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri

İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni

Aynı şey insanlardan bir teşekkür beklentisi içinde bile olmadan sırf insanî duygularla yapılan iyiliklerde de geçerlidir. İşte insanı mutlu kılan bu hasbî davranışlardır. Kulun yaptığında bir hesap içinde olmaması, yapılanın Allah katında karşılıksız olduğu anlamına gelmez. Elbette hasbî tutum ve davranışların ecrini verecek olan sınırsız hazinelerin sahibi olan Allah’tır. Böylece insan diğer insanların gönlünde taht kurmaktadır. “İnsan ihsanın (iyiliğin) kuludur.” sözü bunu ifade eder. Öte yandan mümin bu yolla Allah’ın rızasına ulaşmakta onun engin hazinelerinden ödüle hak kazanmaktadır: “Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan cen­netler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vadetti. Allah’ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kazanç budur.”[1]

Ebû Saîd el Hudrî’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah cennetliklere: Burada olmaktan memnun musunuz? dediğinde: ‘Nasıl memnun olmayalım, yaratılanlardan hiç kimseye vermediğini bize verdin’ diye cevap verecekler. Allah da: ‘Ben size bundan daha iyisini vereceğim’ dediğinde, onlar: ‘Bundan daha üstün şey ne olabilir?’ diye soracaklar, Allah da şöyle buyuracaktır: ‘Sizden razıyım ve asla gazab etmeyeceğim.’”[2]

Hasbiliğe dayalı bir insanlık dileğiyle…

En doğrusunu Allah bilir.

[1] Tevbe suresi; 9:72

[2] Müslim, Cennet, 9; Tirmizî, Cennet, 18