Yazarlar

Cevapsız Sorularla Dolu Hanau Katliamı Bir Dönüm Noktası Kabul Edilmeli

Resmî yetkililerin bazı açıklamaları, ırkçılık zehiriden kurtulmak için yeterli olmayacaktır; medyasından, siyaset ve sosyal hayatın her katmanına değin bu konuyla etkin şekilde mücadele edilmelidir.
19 Şubat 2021

Bundan bir sene önce 19 Şubat 2020’de Almanya Hanau’dan gelen korkunç bir haberle dehşete düştük. Bir gecede iki ayrı semtte 9 kişi gözü dönmüş bir caninin nefretinin kurbanı oldu.

Hayatının baharında ırkçılığın en soğuk yüzüyle karşılaşan gencecik 9 kişinin her biri ardında sevenlerini, umutlarını bıraktı. Saldırganın kendini vurmasıyla ortada direk suçlanabilecek kimse de kalmamış oldu. Peki ya yetkililerin vicdanı rahat mı? Polisin, acil yardım çağrısını cevapsız bırakması, acil çıkış kapısının kapalı tutulması, ırkçı katilin silah ruhsatı bulunması gibi pek çok husus akılları ve vicdanları rahatsız ediyor.

Öte yandan saldırının gerçekleştiği 2020 yılı istatistikleri bizleri daha da kaygılandırıyor. Almanya İçişleri Bakanlığı verilerine göre Almanya’da Müslümanlara yönelik en az 901 kayıt altına alınmış saldırı yapıldı. 2020’de bir yıl öncesine göre saldırı oranı yüzde 2 arttı. Pandemiden dolayı hayatın âdeta felç olduğu bir yıla ait bu veriler tüm yetkililerin Hanau’yu akıllarından çıkarmadan ülkenin gidişatına yönelik ciddi bir muhasebe yapmasının vaktinin gelmiş de geçmekte olduğunu göstermektedir. İmamlara ve camilere yönelik tehditler ve saldırılar, iş işten geçmeden dikkate alınmalı, bu olaylar sıradanlaşmamalıdır.

Hanau saldırısının hemen ardından ve kurbanları anmak için yapılan çeşitli törenlerde Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere pek çok yetkili ırkçılığın bir zehir olduğunu belirterek mücadele edeceklerini söyledi. Ancak resmî yetkililerin bu tavrı tek başına bu zehirden kurtulmak için yeterli olmayacaktır, medyasından, siyaset ve sosyal hayatın her katmanına değin bu konuyla etkin şekilde mücadele edilmelidir.

Darda Olana Yardım Elimizi Uzatıyoruz

 “İnsanı yardım”, “ihtiyaç sahibi olmak” gibi kelimeleri duyduğumuzda genellikle dünyanın uzak coğrafyalarında zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren kardeşlerimiz akıllarımıza gelir. Oysaki Avrupa’da ve yaşadığımız diğer ülkelerde çok sayıda ihtiyaç sahibi insan var. Bilhassa soğuk kış şartlarında bu ihtiyaç daha da artıyor. Berlin Mevlana Camii’miz evsizlere yönelik yemek yardımını mutat bir çalışma hâline getirdi. Hollanda, Hamburg, Hessen, Belçika ve diğer birçok bölgemizde ve camilerimizde idarecilerimiz, gençlerimiz ve gönüllülerimiz soğuk kış şartlarında zor durumda kalan evsiz ve ihtiyaç sahipleri için sıcak yemek ikramında bulunuyor. Kimi yerlerde evsizler için battaniye dağıtımı gibi evsizleri soğuktan korumaya yönelik yardımlar yapılıyor.

Hessen Bölgesi Gelnhausen Cemiyetimiz ise selden etkilenen Büdingen kentindeki bir cemiyete maddi destekte bulunurken, aynı zamanda selzedelere hizmet sunanlara da yiyecek dağıtımı gerçekleştirdi. Bu çalışmalar gibi toplumun derdiyle dertlenen hizmetlerde yer almak, darda olana yardım eli uzatmak Müslümanlığın bir gereğidir. Tüm bu çalışmalarda emeği geçen bütün kardeşlerimi tebrik ediyorum. İslam’ın güzelliğini bu topraklara yansıtacak nice çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum.

 

Pin It on Pinterest

Paylaş