YAZARLAR
Oruç Tutmaya Engel Olabilecek Sağlık Sorunları
Oruç ibadeti, namaz gibi bedenle eda edilen bir ibadettir. Ayrıca oruç ibadeti insan bedenini açlık, susuzluk ve sağlık yönü itibarıyla zorlayan bir ibadettir. Bu yüzden de oruç ibadetini eda edecek bir Müslüman’ın oruç tutmaya gücünün yetmesi gerekir. Sağlık sorunları oruç tutma konusunda kişinin önüne çıkabilecek engellerden birisidir. Bir Müslüman gerçekten hasta ise onun üzerine oruç tutması farz olmaz. Buna rağmen hasta olmakla beraber güç yetirir de orucunu tutmaya devam ederse, tutulan bu oruç da sahih olur. Fakat oruç tutamayacak olurlarsa tutamadıkları gün kadar oruçlarını sonradan kaza ederler. Kur’ân-ı Kerîm, hastalıkla ilgili olarak şu hükümleri ortaya koymuştur: “Sayılı günlerde oruç tutunuz. Sizden her kim hasta olur veya seferde bulunursa diğer günlerden tutamadığı günler sayısınca oruç tutsun. Oruç tutmaya gücü yetmeyenlerin bir yoksulu doyuracak fidye vermeleri gerekir. Kim gönül isteği ile bir hayır yaparsa o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır.”1
Oruç tutmaya mâni olan hastalığın iki çeşidini görüyoruz. Birincisi, geçici bir süreliğine rahatsızlık veren hastalık hâli. Diğeri ise devam eden müzmin bir hastalık hâlidir. Geçici olan hastalıklar, günlerle sayılı olan hastalıklardır. Böyle bir rahatsızlığa uğrayan bir Müslüman, kaç gün oruç tutamamış ise, o günler kadar oruçlarını sonradan kaza ederler. Bunların fidye ödemeleri gerekmez. Çünkü fidye ödemiş olsalar bile iyileştikten sonra tutulamayan oruçları kaza etmeleri gerekir. Müzmin bir hastalığa duçar olan bir Müslüman ise, devam eden bir hastalığa sahip olduğu için, orucunu bedeni olarak eda edemeyecektir. Bunun yerine tutulamayan oruçlar kadar fidyesini ödeyeceklerdir. Bir fidyenin bir fitre olduğunu da satır arası olarak belirtmekte fayda vardır.
Yine ayet-i kerîmede oruç tutmaya engel olarak yaşlılık hâli zikredilmiştir. Yaşlılık sebebiyle oruç tutmaya gücü yetmeyenlere de oruç tutmaları farz değildir. Bunlar da yeniden gençleşip zindeliğe kavuşamayacaklarına göre, tutamadıkları günler kadar oruçlarının fidyesini öderler.
Ayette yolculuk hâlinde olmanın da oruç tutmamayı mübah kıldığını görüyoruz. Yolcunun oruç tutmaması için gideceği mesafenin ise 90 km’nin üstünde yani namazları kısaltarak kılmasını gerektirecek bir uzaklıkta olması gerekir. Yolculuk bitince tutulamayan oruçlar kaza edilir. Kadınlar için hayız ve nifas hâli de oruç tutmaya mazeret ve engeldir. Hz. Aişe (ra) validemiz, “Biz Resûlullah devrinde âdet görüyorduk. Namazı kaza etmekle emrolunmadığımız hâlde, tutamadığımız orucu kaza etmekle emrolunuyorduk.”2 Böyle bir kadın tutamadığı oruçları daha sonra kaza eder, fidye vermeleri gerekmez. Bu sayılan mazeretleri taşıyan Müslümanların belirlenen çerçeve dahilinde hareket etmeleri gerekir. Allah her şeyin en iyisini bilir.
1. Bakara, 2:184.
2. Buhari, Sahih, Hayız, 20; Ebu Davut, Sünen,
Tahare, 104.