Avrupa’da Helal Et Gerçekten Helal Mi? Sertifikalar Ne Derece Güvenli?
Avrupa’da helal et ile ilgili soruları Helal Sertifikalama Enstitüsü (EHZ) Müdürü Burak Yılmaz, Camia Haber vasıtasıyla cevaplandırdı. Özellikle helal sertifikaları hakkında uyarılarda bulundu.
- AVRUPATOPLUM
- 17 Ekim 2024
Türkiye’nin son dönemde en büyük gündem maddelerinden biri gıda skandalları olurken, dana diye satılan etlerin domuz çıkması, sucuklarda eşek etine rastlanması infiale yol açmıştı. Peki Avrupa’da helal diye satılan etler ne kadar güvenilir? Avrupa’da helal et tüketimi özellikle Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde giderek artıyor. Ancak helal gıda sertifikalarının güvenilirliği konusundaki endişeler de aynı hızla büyüyor.
Helal Olarak Satılan Sucuklar ile Domuz Ürünleri Aynı Tesiste Üretiliyor
Son olarak bazı denetimlerde, Avrupa’da helal olarak satılan sucukların domuz ürünleriyle temas eden ve aynı tesislerde üretildiği ortaya çıktı. Bu durum, helal ürünlerin gerçekten dini kurallara uygun olup olmadığı konusunda büyük bir soru işareti doğurdu.
Avrupa’da Helal Et Konusunda EHZ Önemli Bir Rol Üstleniyor
Bu noktada Avrupa Helal Sertifikalama Enstitüsü (EHZ), helal et ürünlerinin güvenilirliğini sağlamak amacıyla üreticileri sertifikalandırarak önemli bir rol üstleniyor. EHZ’in sertifikalandırdığı gıdalar Avrupa’nın 300’e varan farklı noktasında tüketiciyle buluşuyor.
“Devletin Bu Alanda Denetim Mekanizmaları Eksik”
Avrupa’da helal et konusuyla ilgili EHZ Müdürü Burak Yılmaz, Camia Haber’e konuştu. Avrupa’daki Müslümanlara önemli uyarılarda bulundu.
Burak Yılmaz’a göre, Avrupa’da helal et sertifikasyonundaki en büyük sorunlardan biri, devletin bu alanda denetim mekanizmalarının eksik olması. Sertifikasyon süreçleri, devlet kontrolü yerine tamamen özel şirketlerin ve kişisel inisiyatiflerin elinde şekilleniyor. Bu durum, sertifikaların güvenilirliği konusundaki endişeleri artırıyor.
“Helal Belgesi Veren Birçok Kuruluşun Güvenilir Olduğu Belirsiz”
Yılmaz, “Ne yazık ki Avrupa’da helal belgelendirme konusunda devlet eliyle bir kontrol mekanizması yok. Bu, tamamen şahsi inisiyatiflerle yürütülüyor ve bu belirsizlik piyasada manipülatif haberlerin yayılmasına yol açıyor.” diye kaydetti. Ayrıca helal belgelendirme sürecinde sadece dini danışma kurulları olan, kar amacı gütmeyen kuruluşların etkin olması gerektiğini savunurken, “Ticari amaçla kurulan şirketlerin helal belgelendirme yapması güvenilirliği zedeleyebilir. Avrupa’da helal belgesi veren birçok kuruluş var ama ne kadar güvenilir oldukları belirsiz.” dedi.
Sertifikalar İçin Sıkı Denetim Şart
EHZ’nin bu konudaki yaklaşımını anlatan Yılmaz, kurumlarının sadece randevulu değil, habersiz denetimlerle de sertifika verdikleri firmaları denetlediklerini vurguladı. “Yıl içinde birkaç kez habersiz denetimler yapıyoruz, böylece firmalar herhangi bir usulsüzlük yapamayacaklarını biliyorlar. Bu, karşılıklı güveni güçlendiriyor,” diye ekledi.
“Herhangi Üç Kişi Bir Araya Gelip Helal Belgelendirme Şirketi Kurabiliyor”
Avrupa genelinde helal sertifikası veren birçok firma bulunuyor Avrupa’da herhangi bir kişi ya da grup, gerekli hukuki süreçleri tamamladığı sürece helal belgelendirme şirketi kurabiliyor. Bu da sahte helal logolarının piyasada yayılmasına neden oluyor. Yılmaz bu konuyla ilgili de konuşurken, “Herhangi üç kişi bir araya gelip helal belgelendirme şirketi kurabiliyor. Üreticiler de kendi ürünlerine helal damgası basabiliyor, maalesef bu konuda yasal bir yaptırım yok.” diye ekledi.
“Tüketiciler Sadece Helal Logosunu Görerek Yetinmemeli”
Yılmaz bu nedenle tüketicilere helal sertifikası bulunan ürünlerde dikkatli olmalarını tavsiye ederken, ürünlerin üzerinde bulunan logoların doğruluğundan emin olmak için sertifikayı veren kuruluşun kim olduğunu öğrenmeleri gerektiğini vurguladı. “Tüketiciler, sadece helal logosunu görerek yetinmemeli. Şirketle irtibata geçip, sertifikayı kimden aldıklarını sormalılar.” diyerek halkı bilinçli olmaya çağırdı.
“DNA Analizlerinde Çok Küçük Oranlarda Domuz DNA’sı Bulunabiliyor”
Bir diğer önemli mesele de Avrupa’da yasal olarak satılan domuz eti ürünlerinin helal ürünlerle karışma riski. Burak Yılmaz, bu konuda tüketicileri gereksiz bir paranoya yaratmamaya davet ederek, güvenilir bir helal sertifikalama kuruluşu tarafından denetlenen ürünlerin domuz eti içerme riskinin olmadığını belirtti. Ancak, üretim süreçlerinde kullanılan ekipmanların, önceden domuz etine temas etmiş olabileceğine dikkat çekti. “Temizleme ve dezenfekte süreçlerine ne kadar dikkat edilirse edilsin, bazen DNA analizlerinde çok küçük oranlarda domuz DNA’sı bulunabiliyor. Bu, o ürünün domuz eti içerdiği anlamına gelmez, ama Müslüman tüketici bu konuda hassas olmalı.” dedi.
“Tüketiciler Gittikleri Restoranda Asılı Olan Helal Belgelerini Kontrol Edebilir”
Özellikle döner üreticileri ve restoranlardaki helal sertifikaları konusunda da tüketicilerin dikkatli olması gerektiğini belirten Burak Yılmaz, EHZ olarak döner üreticilerini düzenli olarak sertifikalandırdıklarını ve bu sertifikaların geçerlilik sürelerinin bir yıl olduğunu belirtti.
“Tüketiciler, gittikleri restoranda asılı olan helal belgelerini kontrol edebilirler. Belgelerin güncelliği ve sertifikanın kime ait olduğu sorulmalı. Ayrıca döner etlerinin gerçekten sertifikalandırılmış bir firmadan gelip gelmediği sorulabilir.” diyerek güvenlik önlemlerini vurguladı.(bb)