Üç Ayları Nasıl Geçirmeliyiz?

Üç Ayları Nasıl Geçirmeliyiz?

Allah’u Teâlâ’nın kullarına büyük bir mükafatı olan mübarek üç aylara girmiş bulunuyoruz. Peki, Müslümanlar olarak bu ayları nasıl geçirmeli ve bu ayların bereketinden daha fazla nasıl faydalanmalıyız?

Zeynep Akpınar

Üç aylar, kameri takvime göre Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu aylar, rahmet dalgalarının başladığı, manevi huzur ve sükûnun kalplere doğduğu, ilâhî rahmetin coştuğu aylardır. Üç aylar, ahirete yatırım vaktidir; Rabbimizin rızasını aramak ve kazanmak için fırsatlarla dolu bir zaman dilimidir. Arınma, günahlardan kurtulup Hakka yönelme, ibadet, dua ve istiğfar zamanıdır. Peki, bizim için bu kadar önemli üç ayları nasıl geçirmeliyiz?

KALPLERİ YUMUŞATMA VAKTİ

Üç aylar, yaralı kalplere merhem olmak, mahzun gönüllere neşe ve sevinç kaynağı olmak, mazlumun yanında yer almak, insanı insan yapan, değerine değer katan bütün güzelliklerle bu feyizli zamanlardan nasiplenmektir. Bizi esaret altına almaya çalışan her türlü kötü düşünce ve davranıştan arınma vaktidir. Zaman zaman içine düştüğümüz karanlıklarda körelen gözlerimizi aydınlatma, katılaşan kalplerimizi yumuşatma vaktidir.

UYANIŞ MEVSİMİ

Üç aylar aynı zamanda bir  uyanış mevsimidir. Hem bir gafletten silkinme ve uyanma, hem de manevi bir tedavi ve tamir mevsimidir. Evvelindeki dokuz ay boyunca değişik sebeplerle maneviyatta gerilemiş, günahlar yüklenmiş ve gafleti koyulaşmış olan insanlar için kendilerine yeniden bir çeki düzen verdiren, dünya işlerinden çok daha mühim işler olduğunu hatırlatan, günahlarından arındıran feyizli bir uyanış mevsimidir.

Gündem | 15 Şubat 2022 Üç Aylarda Yapılacak İbadetler Neler?

HESABA ÇEKİLMEDEN ÖNCE MUHASEBE VAKTİ

Nasıl ki, yollarda yönümüzü bulmamıza yarayan, yolu nasıl takip etmemiz gerektiğini bildiren işaretler varsa, manevi hayatımıza yön veren hatalarımızı görüp kendimizi hesaba çekilmeden önce hesaba çekeceğimiz dönüm noktaları da bu mübarek gün ve gecelerimizdir.

RECEP AYININ ÖNEMİ

Üç ayların birincisi olan Recep’in manevi değerine, Kur’ân-ı Kerîm’de şu şekilde işaret buyrulmuştur: “Allah’ın gökleri ve yeri yönettiği günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylarıdır. Bu, dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin…” Hz. Peygamber Efendimiz de Recep ayı girdiğinde şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Recep ve Şâban’ı hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan’a ulaştır…” 

Üç aylar, Regaip Kandili ile başlayan, bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’yle zirveye ulaşan, kandiller zincirini içinde barındıran, Ramazan Bayramı ile maddi ve manevi alanda bayrama dönüşen manevi yükseliş ve bağışlanma aylarıdır. 

REGAİP KANDİLİ

İlk sırada gelen Recep ayının ilk cuma gecesi Regaip kandilidir. Allah Teâlâ’nın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibadetlerine karşılık çok sevap verdiği bir rağbet gecesidir. Kur’an ve oruç ayı Ramazan-ı şerifin müjdesini getirir. Günahlardan arınmak için sunulan imkân ve fırsatları; Rabbimizin sonsuz rahmet ve mağfiretini bizlere hatırlatır. 

Rabbim kullarını affetmek ister. Bundan dolayı da zorları kolaylaştırır. Az ibadetle affolunacak günleri güzelleştirir. Nasıl ki, taşlar içinde elmas değerliyse, hayvanat içerisinde yunus balığı dillendiyse, dağlar arasında arafat dağı önemliyse, işte günler içerisinde kandiller, aylar içerisinde de üç aylar değerlidir. 

Efendimiz duaların kabul olduğu günleri de şu şekilde bize müjdelemiştir, “Beş gece vardır ki, onda yapılan dua geriye çevrilmez; Recep ayının ilk, Şaban ayının onbeşinci, Cuma, Ramazan ve Kurban bayramı geceleridir.”

ÜÇ AYLARI NASIL DEĞERLENDİRELİM?

Hem sözlü dualarımızı hem de fiili dualarımızı yapmamız için üç ayları nasıl değerlendirmemiz gerektiğini kısaca sıralayalım;

1- Nefis muhasebesi yapmalıyız. Bunun için de “Kulluğumuzda nasılız?” sorusunu kendimize sormalıyız. Tefekkürde bulunulmalı, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayati meseleleri de düşünmeliyiz.

2- Günahlarımızdan tevbe etmeliyiz.

3– Hayat kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’i okumalı, anlayarak yaşamalıyız.

4- Namaz muhasebemizi yapıp, kaza ve nafile namazlarımızı kılmalıyız.

5- Mü’minlerle helalleşilmeli, küs ve dargın olanları barıştırmalı, gönüller almalı, kederli yüzleri güldürmeye çalımalıyız.

6– Kendimize, ailemize ve diğer mü’min kardeşlerimize, hayır dualar etmeliyiz.

7- Ramazan ayında tutacağımız bir aylık oruçtan başka Recep ve Şaban aylarında da oruç tutmaya özen göstermeliyiz. Pazartesi ve perşembe günleri, ayın on üç, on dört ve on beşinci günleri gibi Resûlullah’ın oruç tuttuğu günlerde oruç tutmalıyız. Nefsimizi dizginleyen ve günaha gitmeye en büyük engellerden olan oruca ayrı bir ehemmiyet vermeliyiz.

8– Bu günlerde, tevbe, dua, niyaz ve istiğfarlarımızla Allah’a yaklaşmaya ve kendimizi affettirmeye çalışmalıyız. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e selât’ü selâmlar getirilmeli, O’nun sünnetine uyup, ümmetinden olma şuurumuzu tazelenmeliyiz.

“NEMLİ GÖZLERLE TÖVBE ET”

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin inci sözlerini de buraya ekleyeyim. Kendisi yalvarmanın ve tevbenin hakikatini şu sözlerle açıklıyor: “Nedamet ateşiyle dolu bir gönülle, nemli gözlerle tövbe et! Zira papatyalar güneşli ve ıslak yerlerde açarlar.”  

AKIP GİDEN ZAMANIN ÖNEMLİ DURAKLARI…

Bu vesileyle unutmayalım ki, Recep tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasat ayıdır. Üç aylar bir ağaç gibidir. Recep ayı ağacın yapraklarını, Şaban ayı meyvelerin olgunlaşmasını, Ramazan ise olgunlaşmış olan meyvelerin toplanmasıdır. 

Böylece diyoruz ki, akıp giden zamanın önemli durakları olan ve içinde kandilleri barındıran,ışıklarıyla sadece karanlık gecelerimizi değil, aynı zamanda manevi feyziyle de bunalan gönüllerimizi aydınlatan, zihinlerimizi berraklaştıran, mübarek gecelerle dolu, bu üç aylar İslam ümmetinin dirilişine, birlik ve beraberliğine, kardeşliğin pekiştirilmesine ve kendisine yakınlaşmamıza vesile olsun.