Almanya’da Sosyal Demokrat Partinin Başbakan Adayı Scholz Oldu

Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (SPD), 23 Şubat'ta düzenlenecek erken genel seçimde Başbakan Olaf Scholz'un başbakan adayı olmasını onayladı. Olağanüstü Genel Kurul, seçim öncesi Berlin'de gerçekleştirildi ve 600 delegenin katılımıyla Scholz'un adaylığı resmen kabul edildi. @aa
Almanya’da Sosyal Demokrat Partinin başbakan adayı tekrar Olaf Scholz olurken, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin başbakan adayı Alice Weidel oldu.
- ALMANYAGündem
- 12 Ocak 2025
Almanya’da 23 Şubat’ta düzenlenecek erken genel seçimde partiler başbakan adaylarını belirmelemeye devam ediyor. Son olarak Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Kurulu, partinin başbakan adayının, Başbakan Olaf Scholz olmasını onaylarken, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi de başbakan adayı olarak parti eşbaşkanı Alice Weidel’i aday yaptı.
“ABD’da Belirli Güçler Batı Demokrasisini Yıkmak İstiyor”
600 delegenin katılığı Genel Kurulda, SPD Yönetim Kurulu tarafından 25 Kasım’da başbakan adayı gösterilen Scholz’un adaylığı onaylandı.
Oylama öncesinde konuşan Scholz, bugünlerde Almanya’nın kapısının önünde dramatik şeylerin yaşandığını söyledi.
Scholz, Avusturya’daki hükümet krizine işaret ederek, bu ülkede aşırı sağcı bir başbakan seçtirilmek istendiğini belirtti.
ABD’de belirli güçlerin Batı’daki demokratik kurumları doğrudan yıkmaya çalıştığını öne süren Scholz, “Önümüzdeki yıllar, ABD ile ilişkilerimizin nasıl gelişeceğinden emin olamadığımız bir dönem.” dedi.
Scholz, ABD’de başkan seçilen Donald Trump’ın, AB üyesi Danimarka’ya bağlı özerk bölge Gröland’ın ABD kontrolünde olması gerektiği yönündeki açıklamalarına bir kez daha tepki göstererek, “Sınırların dokunulmazlığı ilkesi her ülke için geçerlidir.” diye konuştu.
Her ülkenin ilkelere bağlı kalması gerektiğini vurgulayan Scholz, “Hiçbir ülke, bir diğerinin arka bahçesi değildir. Hiçbir küçük ülkenin, büyük komşusundan korkmaması lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
“Modern Bir Göç Ülkesi Olarak Kalacak mıyız?”
Scholz, 23 Şubat’ta yapılacak seçimde Almanya’nın modern bir göç ülkesi kalıp kalmayacağına karar verileceğini belirtti.
Göçmenlerin de Almanya’ya ait olduğunu vurgulayan Scholz, “Burada kalıcı olarak yaşayan ve çalışan, iyi entegre olmuş, Almanca konuşanlar, ülkemize ait olabilmelidir.” dedi.
Scholz, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin Vatandaşlık Yasası’nda değişiklik yapma isteğine tepki gösterdi.
Ülkede yaşayanlar ile sonradan gelenler arasında bölünme istemediklerini dile getiren Scholz, bu bölünmeye karşı mücadele edeceklerini söyledi.
Scholz, ülkedeki hayat pahalılığına da değinerek, gıdalara uygulanan katma değer vergisini (KDV) yüzde 7’den yüzde 5’e düşürmek ve asgari saat ücretini de 15 avroya çıkarmak istediklerini kaydetti.
AfD’nin Gündemi Yine Göçmenler
Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi de başbakan adayı Alice Weidel’i gösterirken, Riesa kentinde düzenlenen AfD kongresinde konuşan Weidel, göçmenleri ülkeye getiren sorumluların istifa etmesi gerektiğini ifade etti. Weidel, Magdeburg’da gerçekleştirilen Noel saldırısına değinerek, ülkelerinde olmaması gereken göçmen kökenli bir kişinin oraya terör getirdiğini söyledi.
Weidel göcmenlerin kitlesel olarak geri gönderileceğini de tekrarlayarak “Eğer buna geri göç (remigration) denilecekse, buna geri göç denir” dedi.