YAZARLAR
Verilen Borç Tahsil Edilirken

Kur’an’ı Kerim’de borç vermek övülürken, borç veren kimselerin hakikatte Allah’a borç vermiş olmakla büyük mükafata erişecekleri müjdelenir. “Kim Allah’a güzel bir borç verecek olursa, Allah onu, veren için kat kat artırır. Ayrıca onun için bol, pek değerli ve hiç eksilmeyecek bir mükâfat vardır buyurur.1 Diğer bir âyet-i kerimede ise borç vermenin bağışlanma nedeni olduğuna işaret edilerek, “Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz, O sizin için bunu kat kat artırır ve sizi bağışlar. Çünkü Allah, iyiliklerin mükâfatını bol bol veren; kullarına sabırla ve yumuşaklıkla muâmele ederek cezalandırmada acele etmeyendir’’ denilir.2
Borç vermek İslam’ın sosyal yardımlaşmayı esas alan toplumsal dayanışmayı diri tutan önemli hedeflerindendir. Fakat bunu yaparken yüksek ekonomik problemlerin yaşandığı ve enflasyon oranının yüksek olduğu dönemlerde borç veren açısından büyük kayıpların ortaya çıktığı bilinmektedir. Böyle durumlarda yüksek enflasyondan dolayı borç veren açısından bir kaybın olmaması için neler yapılmalı, borç veren kimsenin zararı böyle bir durumda nasıl tazmin edilmeli? Böyle bir tazmin ile alınan fazlalık helal midir?
Öncelikle peygamberimiz temel bir prensip olarak “alışveriş ve yardımlaşmalarda zarar vermeyin ve zarara da uğramayın’’3 buyurur. Rabbimizde “ana sermayeniz sizindir ne zulmedin ne de zulme uğrayın’’ buyurarak ana parayı yani sermayeyi almayı emretmekte ve fakat bunu yaparken ne zulmedin ne de zulme uğrayın diye ayrıca uyarmaktadır.
Değerinde artma ve azalma olmayan altın ve gümüş gibi borçların misliyle geri ödenmesinde ulema arasında ittifak vardır. Fakihlerin çoğunluğu kağıt para borçlarının da misliyle ödenmesini belirtmişler, aynı şekilde bu paraların artma ve azalmasını dikkate almamışlardır.4
Sonuç olarak borç olarak verilen paralarda değer kaybı meydana gelmesi hâlinde -tarafların karşılıklı rızasına dayalı olarak- borcun verilmiş olduğu tarihteki değerin esas alınması hakkaniyete daha uygundur.
Ayrıca yetkili devlet kurumlarının açıklamış olduğu aylık/yıllık enflasyon oranları dikkate alınarak değer kaybı tespiti yapılır. Buna göre devletin açıklamış olduğu enflasyon rakamı farkını esas alır ve geriye dönük olarak üzerinden kaç ay geçtiği hesap edilir ve bu dönem içerisinde enflasyon karşısında ne kadar değer kaybetti ise o fark anapara üzerine konularak ödeme yapılır.