İnsanlık Filistin’e Bayramı Getirebilecek Mi?
Bayram deyince yeni elbiseleri ile şeker toplayan, koşturan, neşe ile oynayan çocuklar, tatlı ikramları, sevdiklerimizi ziyaretler canlanır gözümüzde. Tüm ümmet coğrafyasında bayram sabahı, çocukların neşeyle uyanıp sevinç içinde hediyelerini alacakları bir gün olmalıydı. Ancak Gazze’de, bu ramazan bayram sabahı yine kanla, gözyaşıyla başladı. Zar zor şartlarda temin edilebilmiş bayramlık elbiselerini giymiş hâlde öldürülmüş çocukları gördük yine ekranlarda. Aylardır süren saldırılar, bayramda dahi hız kesmedi. Resmî rakamlara göre, şu ana kadar 17 bin 954 çocuk hayatını kaybetti, 39 binden fazla çocuk ebeveynlerinden en az birini kaybetti. 17 bin çocuk ise anne ve babasını birden yitirerek yalnızlığa mahkûm oldu. Bir bayram sabahı, ailesini kaybetmiş bir çocuğun uyanışı nasıl olur? Ya da bayram sabahı evladının naaşıyla karşılaşmak zorunda kalan bir annenin, babanın bayramı nasıl olur?
Yetersiz Tepkiler
Filistin’in Batı Şeria başta olmak üzere diğer bölgelerinde de çok farklı bayramlar yaşanmıyor. Bir çocuğun savaşın, zulmün ortasında büyümesi, yalnızca o çocuğun değil, tüm insanlığın vicdanında onarılmaz yaralar açar. Bu çocukların her biri; insanlık için, gelecek için bir umut. Ve bugün, dünya, bu umudun katledilişine sessiz kalıyor, gözlerin kapıyor. Zaman zaman kimi tepkileri görüyoruz mesela son olarak Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoine, Gazze’de sivillere yönelik saldırılarının yeniden başlamasını kınadı. “İster Batı Şeria’da ister Gazze’de olsun, her türlü ilhaka karşıyız.” dedi.
Almanca konuşulan; Almanya, Avusturya ve İsviçre’deki hukukçular çağrıda bulundu. 77 hukukçu, yayımladıkları açık mektupla Alman hükûmetini uluslararası hukuka bağlı kalmaya çağırdı. Mektupta, Netanyahu hakkında çıkarılan tutuklama emrinin uygulanması gerektiği ve İsrail’e silah satışının durdurulması talep edildi. Filistin bağlamında üniversitelerdeki ifade özgürlüğünün ihlal edilmesi eleştirildi.
Ancak bu ara sıra denk geldiğimiz kınamalar, Gazze’deki masumları hayata döndürebilir mi? Kınamalar, artık un bile sokulmayan Gazze’de açlıktan ölen bebekleri doyurabilir mi? Kınamalar, bombalar altında korku içinde yaşayan insanlara güvenlik sağlayabilir mi? Filistin’de bir kez daha görüyoruz ki, dünya, yine uluslararası hukuku çiğneyenleri “sözle” durdurmaya çalışıyor. Oysa gerçek adalet, sadece sözlerle değil, somut eylemlerle sağlanır. Ve bölge halkı ve insanlık artık söz değil eylem bekliyor. Bizlerse mazlumların sesi olmalı, adalet için mücadele etmeliyiz. Çünkü bugün Gazze’de susturulan sesler, aslında insanlığın vicdanıdır.
Macaristan’ın UCM’den Ayrılma Kararı
Öte yandan, Macaristan hükûmeti, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden (UCM) ayrılacağını duyurdu. Bu kararın, Netanyahu için çıkarılan tutuklama emrinin ve ülkeyi ziyaretinin ardından alınmış olması, adaletin güçlülere değil, haklılara hizmet etmesi gerektiği gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor. Macaristan unutmamalıdır ki, çifte standart adaletin en büyük düşmanıdır. Ve gün gelir, uluslararası adalet size de lazım olur.
Ramazan’da Birlik ve Beraberlik: İftar Sofraları
Ramazan ayı boyunca Avrupa’nın ve dünyanın dört bir yanındaki camilerimizde iftar sofraları kuruldu. Bu sofralar, yalnızca açlık ve susuzluğu gidermenin ötesinde, birlik ve beraberliğin simgesi oldu. Yerel yetkililerin de katıldığı bu buluşmalar, farklı kültürlerin bir araya gelerek diyalog kurmasını sağladı. Müslüman toplumu olarak, bu birlikteliği sadece ramazan ayı ile sınırlı tutmamalı, tüm yıl boyunca devam ettirmeliyiz.
Tüm ümmetin ve insanlığın gerçek bayramlar yaptığı nice bayramlara kavuşabilmek dua ve temennimizdir.
Üsküp’te Hayırlı Hizmetlere Devam
4 Nisan’da Allah’a hamdolsun, IGMG Balkanlar Bölgesi Üsküp Şubemizin ve Hasene Üsküp Eğitim, Kültür ve İnsani Yardım Derneği açılışını büyük bir heyecan ve sevinçle gerçekleştirdik. Balkanlar’daki hizmetlerin daha da güçlenmesine vesile olacak bu yeni merkezin hayırlara ve nice güzel çalışmalara öncülük edeceğine olan inancımız tamdır. Rabbim emeği geçen herkesten razı olsun.