Almanya’da 2025 Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Haftalarına Rekor Katılım

Almanya genelinde 2025 yılında düzenlenen Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Haftaları, “İnsan Onurunu Korumak” temasıyla toplumun geniş kesimlerinden büyük ilgi gördü. “Stiftung gegen Rassismus”un koordinasyonunda gerçekleşen etkinlikler, 17-30 Mart tarihleri arasında ülke genelinde 5 binden fazla organizasyonu kapsadı. Bu sayı, önceki yıllara kıyasla en yüksek katılımı temsil ediyor.

Demokrasiye Yönelik Tehditler Gündemde

Etkinliklerde, Almanya’daki demokrasiye yönelik tehditler ve insan onurunun korunması konuları ön plana çıktı. Katılımcılar, ırkçılık, antisemitizm ve aşırı sağcılığın toplumda yarattığı tehlikelere dikkat çekti. Stiftung gegen Rassismus, bu tehditlerin insan onurunu zedelediğini ve demokratik değerlerle bağdaşmadığını vurguladı.

AfD’nin Aşırı Sağcı Olarak Sınıflandırılması ve Tartışmalar

Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin Federal Anayasayı Koruma Dairesi tarafından “kesin olarak aşırı sağcı” olarak sınıflandırılması, etkinliklerde geniş yankı buldu. Stiftung gegen Rassismus, AfD’nin hedeflerinin Anayasa ile bağdaşmadığını belirterek, partinin yasaklanması için Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması çağrısında bulundu. Ancak, bu öneri siyasi çevrelerde farklı tepkilere neden oldu. Bazı siyasetçiler, AfD’nin yasaklanmasının ifade özgürlüğüne zarar verebileceğini savunurken, diğerleri partinin demokratik değerlere tehdit oluşturduğunu ifade etti.

Toplumun Geniş Kesimlerinden Destek

Etkinlikler, sadece siyasi değil, dini ve sivil toplum kuruluşlarının da yoğun katılımıyla gerçekleşti. Camiler, kiliseler, sinagoglar ve diğer dini kurumlar, “İnsan Onurunu Korumak” temasını destekleyerek, interaktif etkinlikler düzenledi. Ayrıca, eğitim kurumları, gençlik merkezleri ve kültürel organizasyonlar da çeşitli atölye çalışmaları, sergiler ve seminerlerle haftalara katkı sağladı.

Geleceğe Yönelik Adımlar

Stiftung gegen Rassismus, ırkçılık ve aşırı sağcılıkla mücadelenin sadece devlet kurumlarının değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu olduğunu belirtti. Bu kapsamda, her yıl 21 Mart’ta düzenlenen etkinliklerin, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi ve sürekli hale getirilmesi hedefleniyor. Ayrıca, eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının artırılması, genç nesillerin demokratik değerlerle yetiştirilmesi için önemli bir adım olarak görülüyor.(bb)