Teslimiyetin Ardından Gelen Ruhsal Huzur

@Shutterstock
Kurban, İslam dininde sadece maddi bir ibadet değil, aynı zamanda derin manevi ve psikolojik boyutları olan önemli bir kulluk göstergesidir. Her yıl milyonlarca Müslümanın ruh dünyasında yankı bulan güçlü bir sembol hâline gelen kurban ibadetinin bireysel ve toplumsal psikoloji üzerindeki etkileri nelerdir?
- SAĞLIK
- 6 Haziran 2025
Mine Ataş Çelik
Psikanaliz biliminin kurucusu olan Freud’a göre yıkıcılık, saldırganlık ve şiddet eğilimi insanda içgüdüsel olarak vardır. İmam Gazali bu eğilimi yırtıcılıkla açıklar. Araştırmalar; insandaki şiddet eğiliminin kültürlere, sosyoekonomik şartlara göre değişen oranda mevcut olduğunu göstermektedir. Meselâ insanlar arasında gelir uçurumu arttıkça, babanın çocuk eğitim ve disiplinindeki etkisi azaldıkça, medya şiddet için rol model oldukça daha fazla şiddet uygulama söz konusu olmaktadır. Bu manada bazı düşünürler kurban kesmenin ve kan akıtmanın şiddet eğilimini disipline sokabildiğini iddia ederler. İnancı gereği Allah için kurban keserek kan akıtan insan, sebepsiz yere cana kast etmez. Bu yüzden kurban kesmenin şiddetten önleyici olarak ruh sağlığına hizmet ettiği iddia edilir.
Şefkat ve Merhamet Duyguları
Kurban kesmek, bazı düşünürlerce bu saldırganlık davranışının meşru bir şekilde tatmin edilmesi olarak açıklansa da, kurbandaki amaç kişideki merhamet duygusunu ortaya çıkarmaktır. Bu ibadet, bir baba olarak Hz. İbrahim’in ve oğlu Hz. İsmail’in Allah’ın emri karşısındaki teslimiyetleri düşünülerek, yani empati kurularak ifa edildiğinde, insandaki şefkat ve merhamet duygularının açığa çıkmasını sağlar. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav.) kurbanlık hayvana merhametle yaklaşılması ve ona iyi muamele edilmesi gerektiğini tavsiye etmiştir. Anlaşılacağı gibi kurban, bazıları için insandaki saldırganlık duygularının tatmini olarak değerlendirilse de, kimine göre de acıma ve sevecenlik gibi olumlu duyguları meydana çıkararak kişiye pozitif bir eğitim sağlayabilir.
Allah’a Tam Bir Teslimiyet
Kurban, insanın Allah’a tam bir teslimiyetini ifade eder. Kişi, en sevdiğini Allah rızası için feda etmeye gönüllü olur. Bu sembolik hareket, bireyin benlik merkezli dünyasını aşmasına, egosunu kontrol altına almasına ve kendini yüce bir otoriteye teslim etmesine yardımcı olur. Bu teslimiyetin ardından gelen duygu ise ruhsal bir hafifleme ve huzurdur. Kurban, modern insanın yaşadığı kaygı, kontrol etme arzusu ve belirsizlik korkularına karşı içsel bir denge sunabilir.
Kişinin Aidiyet İhtiyacı Karşılık Bulur
Kurban kesildikten sonra etinin üçe bölünmesi – bir kısmı ihtiyaç sahiplerine, bir kısmı akraba ve komşulara, bir kısmı da ev halkına – sadece maddi bir paylaşım değil, aynı zamanda kalbi bir yakınlaşmadır. Paylaşmak, insanın yalnızlık duygusunu azaltır, şefkat ve merhamet duygularını artırır. Psikolojide bu, bireyin “aidiyet” ihtiyacının karşılanması anlamına gelir. Kurban Bayramı vesilesiyle yapılan ziyaretler, selamlaşmalar ve sofralarda birlikte oturmak; modern yaşamın hızında kaybolan insani bağları tekrar canlandırır.
Yardım Etmek Dopamin ve Oksitosini Artırır
Kurban, sadece bir hayvan kesmek değildir. Aynı zamanda kişinin, başkalarının yokluklarını fark etmesine, empati kurmasına ve yardımlaşma bilincini geliştirmesine vesile olur. İhtiyaç sahiplerine et ulaştırmak, özellikle çocukların da şahit olduğu bu süreçte, genç nesillerin vicdan eğitimi açısından önemli bir fırsattır. Psikolojik olarak, yardım eden bireylerin dopamin ve oksitosin düzeylerinin arttığı, bu hormonların ise mutluluk ve bağ kurma duygularını tetiklediği bilinmektedir.
Kurban ibadeti, planlama, bütçe ayırma, uygun hayvan seçme ve kesim işlemlerine nezaret etme gibi adımlarla bireyin sorumluluk duygusunu pekiştirir. Bu süreç, bireyin hayatını düzenleme, karar verme ve uygulama becerilerini geliştirir. Aynı zamanda, sembolik anlamda kurban edilen hayvan ile birlikte nefsin olumsuz yönlerinden, bencillikten, cimrilikten ve dünyevileşmeden de arınma niyeti taşır. Bu da kişinin ruhsal dinginliğe ulaşmasına katkı sağlayabilir.
Bayram günleri, bireyin yıl boyunca yaşadığı monotonluğu kırar, sosyal hayatı canlandırır. Kurban Bayramı özelinde ise bu canlanma, ibadetle bütünleşmiş bir neşe formuna dönüşür. Aile büyüklerinin ziyaret edilmesi, çocuklara verilen hediyeler, bayram namazının topluca kılınması gibi ritüeller; bireyde güven, aidiyet ve toplumsal destek hissini kuvvetlendirir. Bu da özellikle yalnızlık, depresyon ve anlamsızlık hissi yaşayan bireyler için şifa niteliğindedir.
Sonuç..
Sonuç olarak, kurban ibadeti; sadece Allah’a kulluğun değil, aynı zamanda insanın psikolojik iyileşmesinin de bir yoludur. Teslimiyet, paylaşım, sorumluluk ve empati gibi değerlerle bireyin ruhunu besleyen bu ibadet, modern zamanın yalnızlaştırıcı etkilerine karşı bir direniş alanı sunar. Kurban, insanı hem Rabbine hem de insanlara yaklaştıran bir köprüdür.