YAZARLAR
Gazze İçin Yükselen Sesler Umut Verici Ama Yetersiz

İnsanlığın vicdanı aylardır Gazze için ağlıyor. On binlerce masumun katledildiği, hastanelerin, okulların yerle bir edildiği, çocukların alevler arasında kaldığı bir vahşetin ortasında sessiz kalan ya da daha kötüsü bu kıyımı dolaylı yollardan destekleyen ülkeler, halklarının artan baskısıyla yüzleşmek zorunda kalıyor. İngiltere, Fransa ve Kanada’nın, Gazze’deki saldırıları derhal durdurma çağrısı, vicdanların henüz tümüyle sönmediğini gösteren umut verici bir gelişme. Bu üç ülkenin ortak açıklamasında, Gazze’deki insani durumun daha da kötüleşmesini önlemek için acil bir ateşkesin gerekliliği vurgulanırken, bölgeye insani yardımın engelsiz ulaşması gerektiği belirtildi.
İngiltere’de, aralarında sanatçılar ve akademisyenlerin de bulunduğu çok sayıda tanınmış isim, hükümeti İsrail’e silah satışını durdurmaya çağırdı. Ayrıca tecrübeli insani yardım kuruluşları, Gazze’ye yardım ulaştırılmasına izin verilmesi ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması için hükümetin aktif bir rol üstlenmesini istedi.
Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoine, ülkesinin Filistin toprakları konusundaki tutumunun değişmediğini belirterek, “Batı Şeria veya Gazze’ye yönelik her türlü ilhak girişimine sert bir şekilde karşı çıkıyoruz.”dedi.
İtalya’dan da dikkat çekici bir açıklama geldi. Hükümet yetkilileri, Gazze’deki sivillerin bölgeden çıkarılmasının “kabul edilebilir bir seçenek” olmadığını ifade etti. Bu, zorla yerinden etmenin insan haklarına aykırı olduğunu hatırlatan bir tutum olarak kayda geçti.
Öte yandan, Fransa’nın yanı sıra İngiltere, Belçika ve Lüksemburg’un da Filistin devletini tanıma olasılıkları gündemde. Bu adım, eğer gerçekleşirse, Avrupa nezdinde tarihî bir kırılma ve Filistin’in meşru bir aktör olarak kabulü açısından önemli bir aşama olacaktır.
Berlin yönetiminin tutumu ise çelişkilerle dolu. Gazze’de yaşananları zaman zaman eleştiren ve bir vahşet olarak niteleyen Alman siyasetçilerin, eşzamanlı olarak İsrail’e silah ihracatını sürdürmeleri ciddi bir etik sorununu gündeme getiriyor. Son haftalarda Avrupa’da İsrail’e karşı alınan bazı tutumlar, yapılan açıklamalar umut ışığı yaksa da bu adımların samimiyeti ve sürdürülebilirliği hâlâ ciddi şekilde sorgulanmaya muhtaç. Eğer bir ülke, bir insanlık suçundan bahsediyorsa, onu gerçekleştiren tarafa maddi destek sunmaya devam etmesi, silah satışını sürdürmesi hiçbir vicdanla bağdaşmaz.
Avrupa’da yöneticiler günlerdir sokaklardan gelen çağrılara kulak verip seslerini Gazze için yükseltiyor; ama bu seslerin sadece diplomatik nezaket sınırlarında kalmayıp, fiili politikalara dönüşmesi gerekiyor. Vicdanlı açıklamalar elbette çok önemli ancak eyleme dönüşmüş tepkiler çok daha değerlidir. Gazze’nin kanayan yarasını ancak ahlaki ve cesur bir duruş iyileştirebilir.
Hac ve Kurban Dönemi: Birlik, Dua ve Dayanışma Zamanı
Hac ve kurban dönemindeyiz. Bu günlerde, kalplerimiz sadece Mekke’de değil, Gazze’de, Kudüs’te, Halep’te, Doğu Türkistan’da, Sudan’da da atıyor. Hac farizasını yerine getiren tüm kardeşlerimizin ibadetlerinin kabulünü niyaz ederken, Kurban Bayramı’nın da ümmetin dayanışmasına ve dirliğini pekiştirmesine, dünya üzerinde huzurun yeşermesine vesile olmasını Yüce Rabbimizden diliyoruz.