Kur’ân-ı Kerîm’in Özellikleri (2)

Kur’ân-ı Kerîm’in Özellikleri (2)

“Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, göğüslerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.” (Yunus suresi, 10:57).

Kur’ân-ı Kerîm’in kendisini tanımladığı öğüt, şifa, rahmet ve hidayet (10/57; 17/82) kavramları üzerinden konuyu değerlendireceğiz. Birincisi Kur’ân-ı Kerîm, bir öğüt kitabıdır. Allah, onunla öğütte bulunur (4/58; 16/90; 24/17), öğütleri müminlere fayda verir (51/55), insanlara da onunla nasihat etmek gerekir (10/157). Esasen onun iniş sebebi insanlara öğüt vermektir (2/231).

Bunu şu şekilde izah etmek mümkündür. Bir cihazın verimli ve istenilen şekilde çalıştırılabilmesi için onu imal edenin hazırlamış olduğu el kitabına uygun hareket etmek gerekir. Bunun gibi insanın iki cihan saadetini elde edebilmesi de kendisini yaratan Rabbinin verdiği kitaptaki öğütlerine uygun hareket etmesi ile mümkün olabilir. Bunun pratiğini Hz. Peygamber göstermiştir.

İkincisi, Kur’ân-ı Kerîm, bireysel ve toplumsal olmak üzere inanç, ahlâk, cehalet ve fikri her türlü hastalığın ilacıdır (9/14; 10/57; 17/82; 41/44). Bu bağlamda karakter bozukluğu, nefsin arzularından kaynaklanan sapkınlıklar, inanç ve ahlaki zaaflar dolayısıyla nifak, tereddüt ve fâsıklık gibi manevi hastalıkların tedavi aracı Kur’ân’dır. Önemli olan hastalığın teşhisi, hastanın hastalığını kabulü ve belirlenen reçeteye uygun davranmasıdır. Onun sunduğu reçetede nefsin etkisinde bulunmayanlar için acı ilaç yoktur. Dolayısıyla insan aradığı kalıcı mutluluğa onun gösterdiği helal alternatifler ile ulaşabilir. Buna göre iç huzuru için onun hakikatleri, ışığı ve delilleri en etkili ilaçtır. Önemli olan ona gönlü açmak ve samimi şekilde bağlanmaktır (4/174; 6/104).

KUR’AN HİDAYET KILAVUZUDUR

Üçüncüsü Kur’an, şirke karşı iman ve tevhidi gösteren bir hidayet kılavuzudur. Ataların dinine körü körüne bağlılığa, gaflete, şeytanın vesvesesi ve tahriklerine karşı Kur’an insan için bir hayat rehberidir. Bir insan için imandan daha değerli bir sermaye ve hazine yoktur. Onun sandığı Kur’an’dır. Onu bulamayan hiçbir şeyi bulmuş sayılmaz.

Dördüncüsü, Kur’an insanın yaratılış gerçekliğine (fıtrat) uygun sosyal, siyasi, ahlaki, hukuki, ekonomik, psikolojik yasaları bünyesinde barındıran bir rahmet kitabıdır.

“Biz bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık” (6/38) ayetinde ifade edildiği gibi Kur’ân-ı Kerîm, insanlığın ihtiyaç duyduğu her şeyi ihtiva etmektedir. Önemli olan onun kapısından usulüne uygun şekilde girip ihtiyaçları giderecek yasaları almaktır.

Doğrusunu en iyi Allah bilir.