AB Koordinatörü: Müslüman Karşıtı Nefretle Mücadelede Somut Planlarımız Var

AB Koordinatörü: Müslüman Karşıtı Nefretle Mücadelede Somut Planlarımız Var

AB Koordinatörü, Müslüman karşıtı nefret olgusuyla mücadelede somut planları olduğunu belirterek, “AB Müslüman toplumu, toplumumuzun ayrılmaz bir parçasıdır.” dedi.

AB’nin 2 Şubat’ta Müslüman Karşıtı Nefret ve Ayrımcılıkla Mücadele Koordinatörlüğüne atadığı Marion Lalisse, Avrupa’daki Müslüman topluluğun, çok çeşitli en büyük dini azınlık olduğunu ve Birliğe üye ülkelerde, farklı sayı, yüzde ve kökenlerde Müslümanların bulunduğunu belirterek, “Ancak, kilit nokta, AB Müslüman toplumu, toplumumuzun ayrılmaz bir parçasıdır.” ifadesini kullandı.

[post-refarans id=”45729″ taraf=”sol”]

somut planlarımız var

İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakma eylemleri hatırlatılarak, İslam karşıtlığıyla mücadelede somut planı olup olmadığı sorusuna ilişkin, Lalisse, “Müslüman karşıtı nefret olgusuyla mücadelede somut planlarımız var.” diye konuştu.

“Müslüman karşıtı politikalarını ana akım haline getireceğiz”

Lalisse, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birincisi, Müslüman karşıtı nefretle mücadele politikalarını farklı sektörlerde, eğitimde, güvenlikte, göçte ve daha birçok istihdam alanında ana akım haline getireceğiz. Çeşitli kurumlarla, sivil toplumla, aktörlerle, vatandaşlarla, uluslararası kuruluşlarla diyaloğu sürdüreceğiz.”

Vatandaşlar islamofobiye karşı bilinçlendirilecek

Kanıta dayalı politikayı devreye sokacaklarını söyleyen Lalisse, “Vatandaşları ve kurumları Müslüman düşmanlığı olgusuna karşı bilinçlendireceğiz. Bu bağlamda, kendi çalışmama gelince, karar vericilerimize gelecek yılın ortasına kadar Müslümanlara karşı nefret olgusunun haritasını çıkaracak ve çözümler önerecek sonuç belgesi hazırlamaları önerisinde bulunduk.”

Avrupa’da Müslüman karşıtlığı arttı

AB, 2 Şubat’ta 18 aydır boş olan Müslüman Karşıtı Nefret ve Ayrımcılıkla Mücadele Koordinatörlüğüne Marion Lalisse’yi atamıştı. AB Komisyonundan atamaya ilişkin yapılan açıklamada, Lalisse’nin AB’ye üye ülkeler, Avrupa kurumları, sivil toplum ve akademiyle birlikte çalışacağı, AB’de bu alanda çalışan kuruluşlar için ana irtibat noktası olacağı aktarılmıştı. AB, Avrupa’da Müslüman karşıtlığının arttığı bir dönemde bu pozisyonu boş bıraktığı için eleştirilmişti. (aa,c)