Sesini Tüm Dünyaya Duyuran Genç Hafız

Almanya’da dünyaya gelen 21 yaşındaki Abdulkerim İleri 9 yaşından beri çeşitli Kur’ân-ı Kerîm yarışmalarına katıldı. Son olarak Bahreyn’de gerçekleştirilen Kur’ân-Kerîm Tilavet Yarışması’na katılan Abdulkerim, dünya üçüncüsü oldu.

Burak Budak

lmanya’nın Oberhausen şehrinde 1998 yılında dünyaya gelen Abdulkerim İleri, 7 yaşında Kur’an eğitimine başladı. Abdulkerim, 9 yaşından itibaren ise çeşitli Kur’ân-Kerîm yarışmalarına katılım sağladı. 2016 yılında IGMG’nin Avrupa Kur’ân-Kerîm Tilavet Yarışması’nda birinci olan Abdulkerim, geçtiğimiz yıl Bahreyn’de gerçekleştirilen yarışmada dünya üçüncüsü oldu. Lise eğitimini Almanya’da tamamlayan ve ilim serüvenini Türkiye’de devam ettirme kararı alan Abdulkerim, orada geçtiğimiz yıl hafızlığını da tamamladı. Camia ekibi olarak, şu an Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim gören 21 yaşındaki genç hafız ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

TÜRKİYE’YE GİDİŞ SÜRECİN NASIL OLDU?

Liseyi bitirdikten sonra açıktan imam hatip lisesini tamamladım. Mainz İlahiyat Meslek Okulu’nu tamamladım ve ardından İstanbul’a geçtim. Ardından Fatih Sultan Mehmed Vakıf Üniversitesi İslami İlimler bölümüne kayıt oldum. Birinci sınıfa başlamadan önce kaydımı dondurdum ve hafızlığımı tamamladım. Şimdi ise birinci sınıftayım.

YARIŞMA SÜRECİ NASILDI?

Dünya Kur’ân-ı Kerîm okuma yarışmalarını takip ediyordum. Avrupa’da birinci olup bu dünya yarışmalarına katılmak istiyordum. İlk dünya yarışmasına Fatih Camii’nde Almanya adına katıldım. Orada beşinci oldum. Jüride Türkiye Mushaflar İnceleme Kıraat Kurulu Başkanı Osman Şahin vardı, onunla tanıştık. Kendisi “Bir de Türiye adına gönderelim seni.” dedi. Türkiye adına o yarışmadan 3-4 ay sonra Hırvatistan’a gitme fırsatı yakaladım. Zagreb’teki tek camide gerçekleşti yarışma, orada da ikincilik nasip oldu. Geçen aylarda da Bahreyn’de gerçekleştirilen yarışmada Türkiye’yi temsilen katıldım. Bahreyn’de de üçüncülük nasip oldu.

AVRUPA’DA YETİŞMİŞ BİR GENÇ OLARAK BÖYLE BİR YOL SEÇMENİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUN?

Benim de başta böyle bir planım yoktu. Ailenin desteği çok önemli. Sosyal medyadan da gençlerden çok yazan oluyor, görüşüyoruz onlarla. “Ben de yarışmalara girmek istiyorum. Ben de çabalıyorum, okuyorum.” diyorlar. Bu iş takip işi, bu gençleri takip etmemiz gerekiyor. Beni de Allah razı olsun ailem takip etti, ilgilendi. IGMG’nin İslami İlimler Kursu’nda eğitim gördüm, oradaki hocalarım destek çıktı. Yani bu işi sevmek lazım, sevdikten sonra geliyor.

Bu yola girdikten sonra tamamıyla kazanıyor insan. Ben bunu gördüm. Her gün Kur’ân-Kerîm’le hemhâl olunca günün o kadar bereketli geçiyor ki. Günün bereketli geçiyor, hayatın bereketli geçiyor.

YARIŞMADAN SONRA NASIL TEPKİLER ALDIN?

Türkiye’den ve buradan hocalarım tebrik ettiler. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün her defasında aradı tebrik etti, Diyanet İşleri Başkanlığı tebrik etti. Gençler ilgi gösteriyor, böyle yarışmalara katılmak istediklerini, tavsiyelerimizi soruyorlar. 

HEDEFLENİR NELER?

Şu an okuduğum üniversiteyi başarıyla bitirmek ve ondan sonra akademisyen olmak.

“KUR’ÂN-I KERÎM MUCİZEVİ BİR KİTAP, İNSAN BÜYÜK BİR MANADA BAĞLANIYOR”

Bu Yola Giren Gençlere Ne Tavsiye Edersin?

Öncelikle ailenin desteği çok önemli. Bunu belirtmekte fayda var. Her gün bolca Kur’an dinlemeliler. Sevdiği, taklit etmek istediği hocaları dinlesinler, bu iş taklitle başlıyor çünkü, dikkatli dinlemelerini tavsiye ederim. Ben mesela Ali Tel, Mehmet Bilir hocaları çok dinlerdim. Onlar gibi okumaya çalışıyordum. Zaten okuya okuya bir iki sene sonra kopamıyor insan. Kur’ân-ı Kerîm böyle birşey, mucizevi bir kitap. İnsan büyük bir manada bağlanıyor.