Myanmar Sorununun Çözümü Diyalog Ve Güçlü Bir Reform Gerekli
Uluslararası Kriz Grubu, Myanmar’daki etnisite ve çatışmaları ele alan bir rapor yayımladı. Bölgedeki sorunun çözümü için diyalog ve reform çağrısında bulunulan raporda, bölge insanına etnik kökeninden bağımsız olarak haklarının verilmesi gerektiği vurgulanıyor.
- DünyaGündemTOPLUM
- 31 Ağustos 2020
Myanmar hakkında bir çalışma hazırlayan Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu ( International Crisis Group) “Kimlik Krizi: Myanmar’da Etnisite ve Çatışma” başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda Myanmar’da etnik köken ve bölgedeki çatışmanın birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu vurgulandı. Topluluk gruplarının başka bir çare bulamadıkları için şikâyetleri bastırmak üzere silaha sarıldıklarına dikkat çekilen raporda “Sorun diyalog ve derin reform gerektiriyor. Bu arada yetkililer olumlu niyetlerini belirtmek için daha küçük adımlar atabilirler.” İfadelerine yer verildi.
Uluslararası Kriz Grubu, Myanmar yönetimine toplulukların etnik miraslarını ve kültürel kimliklerini özgürce yaşabilmesi, yurttaşlığın ve hakların etnik kökenle ilişkilendirilmemesini de içeren reformlar yapması çağrısında bulundu.
Etnik köken kamusal hayatın merkezinde olmamalı
Söz konusu raporda, etnik kökeni, kamusal yaşamın merkezine koymanın sonuçlarının tehlikeli olacağına dikkat çekildi. Etnik gruplar arası ilişkilerin, etnik bölünmeyi sertleştiren ve silahlı grupların çoğalmasını ölümcül sonuçlarla yönlendiren, kimsenin kazançlı çıkmadığı bir düşüncenin hakimiyetine girdiği vurgulandı.
Raporda, pek çok yönden Myanmar’daki şiddetli çatışmaların, “etnisitenin militarizasyonu” olarak değerlendirilebileceği kaydedildi.
Myanmar’ın, 1948’de bağımsızlığını kazanmasından bu yana kendi etnik çeşitliliğini yansıtan bir ulusal kimlik oluşturmak ve sınırları içindeki pek çok halkın özlemlerini yerine getirmek için mücadele ettiğinin altı çizilen raporda, sömürge döneminin mirasına sırtını dayayan ulusal liderlerin, birleştirmek yerine bölen tehlikeli etnik kimlik kavramlarını sürdürdükleri belirtildi.
Raporda, devletin “sözde eşitlik esasıyla hizmet ettiğini öne sürmesine” rağmen Birmanyalı çoğunluğun ayrıcalıklı kılındığına ve birçok azınlığın kendileriyle devlet arasındaki temel sözleşmeyi sorgulamaya itildiğine vurgu yapıldı.
3 temel alanda reforma ihtiyaç var
Myanmar’da çatışmaların sona ermesi ve azınlıkların rahatsızlıklarının giderilmesi için 3 temel alanda reforma ihtiyaç olduğu vurgulanan raporda, “vatandaşlık, ülkenin idari yapısı ve barış süreci” konularında yasal ve siyasi adımlara ihtiyaç duyulduğunun altı çizildi.
Raporda, 1982 Vatandaşlık Yasası’nın değiştirilerek ve ulusal kimlik kartları, diğer hükümet belgelerindeki etnik ve dini tanımlayıcıların kaldırılarak vatandaşlığın etnik kökenle bağlantısının kesilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Bu değişikliklerin, etnik kökenlerin kamusal yaşamdaki merkeziyetini azaltmaya yardımcı olacağı düşünülen raporda, bu sayede Myanmar’daki herkesin vatandaşlığa ve temel haklara erişmesinin sağlanacağı, azınlıklara karşı ayrımcılığın azalacağı ve daha kapsayıcı bir ulusal kimlik oluşturulmaya başlanacağı kaydedildi.
Myanmar azınlık grupları, “güvensizlik” gerekçesiyle silaha sarıldı
2011’de yürürlüğe giren 2008 anayasasıyla getirilen yeni siyasi sistemin, Myanmar’ın etnik çeşitliliğini tanıdığı, Etnik İşler Bakanları ve kendi kendine yönetilen bölgeler gibi bazı özelliklere sahip olduğuna dikkat çekilen raporda, buna rağmen etnik azınlıkların, hâlâ sabit olan rahatsızlıklarının dünyanın en uzun süredir devam eden silahlı çatışmalarından biri haline geldiğine dikkat çekildi.
Raporda, Arakan ordusunun, Arakan halkının etnik milliyetçiliğinden ve devletin uyguladığı politikalardan duyulan rahatsızlıktan yararlanma becerisine işaret edildi. Rakhine eyaletindeki Arakanlı olmayan azınlıkların da kendilerini koruyabilmek için iki tarafa da güvenemeyecekleri, iki savaşan grup arasında sıkışıp kaldıkları belirtildi.
Uluslararası Kriz Grubu
“Savaşı engelle, barışı şekillendir” sloganıyla çalışmalar yürüten Uluslararası Kriz Grubu uluslararsı bir sivil toplum kuruluşudur. Kuruluş uluslararası toplumun Somali, Ruanda ve Bosna’daki trajedileri ön görememesi ve bunlara etkili bir şekilde yanıt vermemesi karşısında umutsuzluğa kapılan bir grup önde gelen devlet adamının örgütlenmesiyle kurulmuştur. 1995’te kurulan Uluslararası Kriz Grubu, günüzmüzde ölümcül çatışmaları önlemek ve çözmek için bilgi, analiz ve politika tavsiyesi kaynağı olarak kabul edilmektedir.