Yazarlar

Aşı Olmanın Hükmü Nedir?

Covid-19 virüsü hem bulaşıcı hem de ölümlere sebep olan bir virüstür ve hastalığa sebeptir. İşte bu sebebi ortadan kaldırmak veya etkisini azaltmak mümkün görünüyorsa bu vesileye başvurmak dinimizin de emridir. Buna engel olanlar veya ihmal edenler “hayatı koruma” tedbirlerini almadıkları için sorumlu duruma düşerler.
07 Ocak 2021

Aşı olmanın hükmü nedir? Şu sıralarda en cok sorulan soruların başında gelmektedir. Cevaba geçmeden önce bazı temel ilkelere bir göz atmamız daha da açıklayıcı olacaktır.

Hem bizim dinimizde hem de önceki peygamberlerin tebliğ ettiği bütün dinlerde korunması lazım olan esaslar beş tanedir. Bunlar, hayat, akıl, din, mal ve nesildir.

Hayatın muhafazasında dinimizin getirmiş olduğu bütün önlemler, bu konulardaki hükümler, verilen talimatlar, emir ve nehiyler menfaat ve maslahat itibarıyla biz insanlar içindir.

İnsan hayatı muhteremdir; onun muhafazası ve yaşatılması Allah (cc)’ın kattiyetle talebi olan talimatıdır. Bir insanın bile yaşatılması bütün insanlığın yaşatılmasıdır. Nitekim Rabbimiz Teala, “Kim bir kimseyi bir kimseye veya yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmadan öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu diriltirse (ölümden kurtarırsa) bütün insanları diriltmiş gibi olur.”  buyurmuştur. Dolayısıyla Allah’ın korunmasına bu kadar ehemmiyet verdiği ve ihtimam gösterdiği insan hayatının devamı için her türlü tedbir alınmalıdır.

Şu anda bütün dünyayı esareti altına alan bir salgın dönemi yaşanmaktadır. Bütün dünya tıp otoriteleri bu salgını durdurabilmek ve salgına yakalanmış olanları bu hastalıktan kurtarmak için bütün tedbirlere müracaat etmektedirler. Bir taraftan aşı bulma çabaları, diğer taraftan tedavi için ilaç geliştirme çalışmaları bütün hızıyla sürmektedir. Coronaya yakalanmış hastalar için halen bir ilaç bulunamamış olsa da bu salgın virüsünü önleme noktasında umut veren aşı çalışmaları belli bir neticeye ulaşmış gibi görünmektedir.  “Allah (cc), hastalığı da şifasını da yaratmıştır. Her hastalığın şifası var, tedavi olunuz.”  hadis-i şerifinde buyurulduğu gibi her hastalığın şifası da mutlaka bulunacaktır. Şu anda insanlık çok büyük bir bela ile sınanmaktadır. Allah bütün beşeriyete yardımını esirgemesin.

İlk yayılmaya başladığı günden bu tarafa bilen de bilmeyen de bu hastalık hakkında bir çok şey söylendi. Bir çok komplo teorileri üretildi. Böyle bir hastalığın olmadığını, bunun bir oyun olduğunu ifade edenler olduğu gibi bu teorilere inananlar da oldu. Ama yüzbinlerce insan bu son bir sene içerisinde aynı hastalıktan hayatını kaybetti. Şimdi de hazırlanan aşılar konusunda sosyal medyada aynı teoriler üretilmekte; aşı yaptıran insanların geleceklerinin ipotek altına alınacağı vs. bir çok beyanlar görülmektedir. Bu yazılan çizilen şeyler de insanların kafalarını karıştırmaktadır.

Yukardaki hadis-i şerifte de ifade buyurulduğu gibi, hastalıklar olacaktır. Fakat her olayda sebep-sonuç ilişkisi söz konusu olduğuna göre, hasta olmanın da şifaya kavuşmanın da sebepleri vardır ve bunları “hayatı koruma” ilkesi gereğince  uygulamaya koymak dinimizin emridir. Nitekim Peygamber Efendimiz (as), “Tedavi olunuz” buyurmuştur.

Covid-19 virüsü hem bulaşıcı hem de ölümlere sebep olan bir virüstür ve hastalığa sebeptir. İşte bu sebebi ortadan kaldırmak veya etkisini azaltmak mümkün görünüyorsa bu vesileye başvurmak dinimizin de emridir. Buna engel olanlar veya ihmal edenler “hayatı koruma” tedbirlerini almadıkları için sorumlu duruma düşerler.

Şu an itibariyle hazırlanan aşıların hem koruma hem de yan etkileri itibariyle zararsız olduğuna dair deneyler ve bunlara dayalı bilimsel raporlar ikna edici görünmektedir. Zaten hâlihazırda hayatın normal akışı içerisinde herkesin uyguladığında korunabileceği başka bir korunma vesilesi de bulunmamaktadır.

Diğer taraftan tatbik edilmesi planlanan aşılar, hem bu aşıları hazırlayan devlet ve özel kurumların kendi iç güvenlik testlerinden geçirmelerinin yanında ithal eden ülkelerin denetleyici kurumları da hem güvenlik hem de etkileri itibariyle bu aşıları teste tabi tutmaktadırlar. Aşılar tatbik edildikten sonra da yine ülkelerin yetkili kurumları aşılanmış insanları takip edeceklerdir.

İşte bütün bu nedenlerle aşı olmak “hayatı koruma” esası çerçevesinde lüzumludur. Aşıya karşı mukavemet gösterilmesi için çalışmalar yapmak ise doğru değildir; vebaldir.  Allah her şeyin en iyisini bilir.

Pin It on Pinterest

Paylaş