Yazarlar

Uyum Ve Huzur Karşılıklı Kabul Ve Hoşgörüden Geçer

Avrupa’da Müslümanlarla alakalı tartışmalar gündemden düşmüyor. Son dönemlerde bu tartışmaların önemli bir kısmı başörtülü kadınlar üzerinden yürütülüyor.
28 Nisan 2021

Fransa daha önce de zaman zaman başörtülü kadınlara ve Müslümanlara karşı ayrımcılık olarak addedilen uygulamalara imza atmıştı. Fransa son olarak uygulamaya koymayı planladığı “ayrılıkçılık yasası” ile bu uygulamaları yasalaştırma yolunda ilerliyor. Zira söz konusu yasa tasarısı incelendiğinde asıl hedefin başörtülü Müslüman kadınlar ve camiler olduğunu aşikâr. Tasarı çerçevesinde Senato’da yapılan tartışmaların merkezinde  de başörtüsünün yer alması dikkati çekici. Yasa tasarısı Müslümanları âdeta hizaya sokma gayesinde.

Fransa’nın 2022’deki cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bu adımları atması aslında alışkın olduğumuz bir durum. Hollanda’dan, Avusturya’ya kadar Avrupa’daki birçok ülkede Müslümanlar seçimler öncesi sıkça “seçim malzemesi”  olarak görülüyor. Medyanın da “büyük katkısı” ile  oluşturulan ve âdeta bulunulan ülkelere birer tehdit unsuru, “Avrupa’nın değerlerine karşı” imajının da bundaki etkisini göz ardı etmemek gerek. Ancak daha da üzücü ve düşündürücü olanı maalesef seçmenlerin buna itibar etmesi.

Almanya’da da tabiri caizse “gizli” bir başörtüsü yasağı gündemde öyleki hükûmet, devlet memurlarına ülke genelinde başörtüsü yasağı getirebilecek yeni bir yasa planlıyor. Alman yetkililerin başörtüsünün inancın bir gereği olduğu, dövme, kolye veya bir aksesuar gibi çıkarılıp atılamayacağını da kısa zamanda idrak etmesini umut ediyorum.

Öte yandan, Fransa’nın Yvelines ilinde bir karakolda yaşanan bıçaklı saldırıda 1 polis yaşamını yitirdi. Tunuslu bir saldırganın insanların güvenliği sağlamak için hizmet eden polis memuruna yaptığı bu saldırıyı şiddetle kınıyorum. Psikolojik sorunları olan insanların gerçekleştirdiği saldırılar İslam ve Müslümanlarla asla bağdaştırılamaz.

Ramazan Aksiyonları Devam Ediyor

IGMG teşkilatlarının bulunduğu tüm ülke ve bölgelerde ramazanın da gelmesiyle yeniden toplumsal dayanışma çalışmalarına hız verildi. Müslüman olsun olmasın yardıma ihtiyacı olan insanlara gıda temini, alışveriş ihtiyaçlarının giderilmesi, talep hâlinde aşı merkezlerine getirilmesi gibi hizmetler yapılıyor. Evsizlere ve mülteci yurtlarına yiyecek ikramları yapılıyor. Gerek başörtülü kadınlar gerekse diğer Müslümanlar bu çalışmalarda azami gayreti gösteriyor. Buradan hepsine teşekkür ederken bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.  Müslümanlar artık buranın asli unsurları olduklarını buraları vatan kabul ettiklerini bu gibi çalışmalarla ve pek çok kalıcı hizmetlerle gösteriyor. Müslüman olsun olmasın toplumun tüm bireylerinin huzur ve refahı için projeler geliştiriyor. İşte bu noktada yetkililerin de kendilerine tekrar şu soruyu sormalarını diliyorum. Müslümanlar buraları kendi vatanı kabul ediyor, peki ya yetkililer gerçekten Müslümanları bu ülkelerin asli unsurları, herkesle aynı haklara sahip olması gereken vatandaşı olarak görüyor mu?  Müslümanların sürekli güvenlik ve uyum konularında hedefe koyanlar bilmelidir ki, uyum ve huzur karşılıklı kabul, saygı ve hoşgörüden geçer.

 

Pin It on Pinterest

Paylaş