Hayat

Sakın ha! Endazenizi Şaşırmayın!

Endaze, kumaş uzunluğunu ölçmek için, kişinin parmak ucundan kol dirseğine kadar varan bir ölçü birimi iken, atalarımız tarafından, kimsenin hakkına girmemek, kimseye haksızlık yapmamak için “ahlak, adalet ve davranış ölçüsü” yapılıvermiş.
İlhan Bilgü
14 Haziran 2022
Herkesin kol ölçüsü aynı olmayacağına göre o eski insanlar bu ölçüye nasıl bu kadar güvenmişler derseniz, alış-verişin aslında bir güven meselesi olduğunun altını çizmek gerekir.

Başkası ne derse desin, eski zamanlarda kullanılan Türkçe ifadeler tam da hayatın içinden olduğu kadar, toplumun da ortak hissiyatını yansıtması bakımından günümüz Türkçe konuşan insanına çok şey ifade ediyor. Meselâ şu “atasözü” denilen kelimeyi ele alalım. Hiçbir dilde “atasözü” diye bir söz yoktur. Yanlış anlaşılmasın sözlükleri karıştırdığınızda Türkçe “atasözü”nün karşılığında başka bir kelime bulunur da onun anlamı yine de “atasözü”ne denk gelmez. İsterseniz sözlükleri alın elinize bir bakın!

Bu yazının başlığında yerini bulan “Endazenin şaşması” çok güzel bir “atasözü”dür. Amma ve lakin bu ata kimdir, kimin atasıdır bilinmez. O ata her kimse bilinmez bilinmemesine de sanki hepimizin ortak atasının bir vasiyeti gibi durur karşımızda: “Sakın ha endazenizi şaşırmayın!

Burada endazeden söz açılmışken, bu kelimenin ne manaya geldiğini, atasözündeki şekliyle ne demek olduğunu çoğumuzun bilmediğinden eminim. Bilmek şart değil ise de buna rağmen atasözünün bize öğütlediği özünü bilmek icap eder.

KUMAŞLAR MANİFATURACI VE TUHAFİYECİDEN ALINIRDI

Endaze eskiden kullanılan bir ölçü birimidir. Farsça kökenli olan bu kelimenin ölçü, kenar, atmak gibi farklı farklı manaları da varmış ama, asıl manası, ölçü demekmiş. Ölçü olarak genellikle kumaşların uzunluğunu tespit için kullanılırmış.

Yaşı müsait olanlar bilir, eski dönemlerde hazır kıyafet bu kadar yaygın değildi. İnsanlar kumaşları, “manifaturacı” ya da “tuhafiyeci”lerden alırdı. Sonra da ya kendileri diker ya terzilere gider ya da işi bilen birine diktirirlerdi. Satıcı, kumaşın uzunluğunu ölçerken parmak ucundan, kolunun dirseğine kar uzatır ve fiyatını da bu uzunluğa göre söylerdi.

Yani 1 endaze demek, kişinin parmak ucundan kol dirseğine kadar olan uzunluk demektir. Ölçülerin standartlaştırılması sonrasında bu ölçü 68 ve 65 santimetre olarak tespit edildi. 68 cm normal kumaşların ölçüsü, 65 cm de ipekli kumaşların ölçüsü oldu. Aslında bir de mimarların kullandığı endaze vardır ki, o da 75,8 cm’dir. Aslında endazeye arşın da denilir. Arşın Farsçada kol demek oluyormuş. Eski Türkçede ise “ayak” anlamına da gelirmiş.

ALIM-SATIM GÜVEN İŞİYDİ; ÖLÇÜ PARMAK VE DİRSEK ARASIYDI

Hadi diyelim, mimarlar yeri, toprağı ayakları ile ölçer, kumaşçıların da ayakla ölçecek hâli yok ya, işte bunun için mecburen kolları ile ölçmek durumunda kalmışlar. Böylece endaze parmak uçlarından kol dirseğine kadar ortalama bir ölçü olmuş. Herkesin kol ölçüsü aynı olmayacağına göre o eski insanlar bu ölçüye nasıl bu kadar güvenmişler derseniz, alış-verişin aslında bir güven meselesi olduğunun altını çizmek gerekir.

Alıcı, satıcının haksızlık etmeyeceğine güvenmekte, satıcı da ölçüyü az daha uzatmaktadır. Ben bizzat böyle satıcılara şahit oldum; satıcı kumaşı eline alır, parmak ucundan değil de parmak ucunu geçip avucunun içine gelecek şekilde uzatırdı. Ya da kol dirseğinden biraz daha omuzlarına doğru uzatırdı. Ne de olsa ortada, indi ilâhîde verilecek hesap vardı.

Yukarıda da söylediğimiz gibi ölçülerin standartlaşması ile her kumaşçıda 65 santimetrelik çubuklar bulunurdu. Bir nevi metre diyeceğim ama bunun uzunluğu 65 santimetre idi. Böylece kumaşçılarımız, satacakları kumaşları tam ölçüsüne göre satardı.

Endazenin şaşması demek, alıcıyı kandırmak, hakkını yemek anlamına geleceğine göre, atalarımız, bu şaşmadan korktukları gibi, uyarma vazifelerini de yerine getirmiş oluyorlar.

MESELE HAK YEMEMEK MESELESİDİR

Dedim ya, bu eskiden kullandığımız Türkçe öyle bir ifade dili ki damardan giriyor, beyinden çıkıyor. Bakar mısınız şu ifadeye “Hakkını yemek!” Allah aşkına, hak nasıl yenilir? Demek ki, haksızlık insana öylesine derinden tesir ediyor ki, sanki midesine inen bir zehri yemiş gibi oluyor. Haksızlıktan nesteizu billah! Allah’a sığınırız!

İşte o ata dediğimiz büyüklerimiz, onun içindir ki, kimsenin hakkına girmemek, kimseye haksızlık yapmamak için “Endezeniz şaşmasın” demişler. Ve tarla ya da kumaş ölme ölçüsü olan endaze bu şekilde atalarımızın öğüdü ile “ahlak, adalet ve davranış ölçüsü” oluvermiş.

Hatırlayalım, endazemiz şaşmasın diye dua edelim istedim: Sakın ha endazeniz şaşmasın!

Reklam (İç Sayfa)

en çok okunanlar

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş