2011 yılında çoğunluğu öğrencilerden oluşan 77 kişiyi öldüren İslam düşmanı ve aşırı sağcı Norveçli Anders Behring Breivik, insan haklarının kısıtlandığı iddiasıyla, dava açtı.
Dış dünya ve hapishanedeki diğer mahkumlarla iletişiminin serbest bırakılmasını isteyen Anders Behring Breivik daha önce de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulmaması gerektiği” hükmüne istinaden serbest bırakılmasını istemişti. İlk davayı kazanan Breivik daha sonra üst mahkeme kararıyla yeniden hapiste kalmıştı.
Psikolojik Durumu Bozuldu
Avukatı, Breivik’in kendisine uygulanan kısıtlamalar sebebiyle psikolojik durumunun bozulduğunu, anti-deprasyon hapına mahkûm olduğunu açıklarken, durumun böyle devam etmesi hâlinde müvekkilinin daha da ağır bir psikolojik bunalıma gireceğini öne sürdü.
Norveç Adalet Bakanlığı ise, kısıtlamaların devam etmesini istedi. Kısıtlamaların, Breivik’in hâlâ ileri derecede tehdit unsuru olduğu gerekçesi ile devam etmesini isteyen Adalet Bakanlığı, rahiplerin, sağlık ve diğer görevlilerle dışarıdan gönüllülerin görüşmesine izin verildiğini bildirdi.
İslam’a Karşı Savaş Açılmasını İstemişti
8’i arabalı bomba olmak üzere 77 kişiyi öldüren Anders Behring Breivik “Norveç katili” lakabıyla tanınıyordu. Breivik, ülkesini Müslümanlardan korumak için terör eylemlerinin gerekli olduğunu savunmuş ve bir de manifesto yayımlamıştı. “2083 Avrupa Bağımsızlık Bildirgesi” isimli ırkçı manifestosunda Avrupa’nın İslam işgali altında bulunduğunu bu yüzden de bir bağımsızlık savaşı başlatılması gerektiğini iddia etmişti.
Yeni Zelandalı Müslüman Katiline İlham Kaynağı Olmuştu
Katil Breivik, 2019 yılında Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde iki camiyi basarak 51 Müslümanı katleden Brenton Tarrant’ın ilham kaynağı olmuştu.
