Gazze’de insanlık dramı yaşanırken, uzun tartışmalar sonucu nihayet Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden (BMGK) 25 Mart’ta Gazze’de ramazan ayında bir ateşkes kararı çıkması hepimize barışa dair bir umut olmuştu. Ancak maalesef görüyoruz ki İsrail bu kararı hiçe sayarak saldırılarına devam ediyor.
Saldırılar ve işgal gölgesinde, Gazze Şeridi’nde 2,3 milyon Filistinli evsiz, açlık, kıtlık karşısında yaşam mücadelesi veriyor, 21 binden fazlası kadın ve çocuk yaklaşık 30 bin’den fazla Filistinli can verdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastaneler ve eğitim kurumları bile hedef alınıyor.
Sadece Gazze halkı değil onlara yardım götürmeye çalışan yardım kuruluşlarının görevlileri, gazeteciler vb. gruplar da bu gözü dönmüş katliamın hedefi oluyor. Son olarak World Central Kitchen kuruluşunun 7 görevlisinin İsrail saldırıları ile can vermesi bunun en acı örneği oldu.
Sözde Değil Özde Ateşkes Bekliyoruz
Gazze ve Filistin’deki bu insanlık dramının bir an evvel bitmesi ve BMGK’da kabul edilen ateşkes kararının uygulanması gerekmektedir. Uluslararası kanun, kural ve kararların tanınmaması hiçbir gerekçe ile açıklanamaz. Almanya’da İsrail’e silah satışının durmasını talep eden siyasilere kulak vermek gerekir. Hangi ülke olursa olsun buraya yapılan her türlü silah ticareti ve sevkiyatını durdurmak zorundadır. Bölgeye yapılan silah satışı bu katliama ortak olmak demektir. Bir yandan silah göndererek diğer yandan Gazze’deki insanlara insani yardım çalışması yapmak inandırıcılıktan ve insanlıktan uzaktır.
Diğer yandan Doğu Türkistan’daki Müslümanlar da bu yıl yine Çin’in zulmü altında bir ramazan ayı geçirdiler. Oruç tutmanın, namaz kılmanın yasak olduğu Doğu Türkistan’da halk ibadetlerini yapamadığı gibi akrabalarına sevdiklerine bir bayram tebrik mesajı dahi atamayacak derecede baskı altında yaşamak zorundalar. 2017’de başlayan ve gittikçe sıkılaşan kurallar arasında bölgede yaklaşık 30 milyon Müslüman bu şekilde bir ramazan geçiriyor.
Bir yanda Gazze ve Filistin’de dünyanın gözü önüne aç susuzluğu mahkûm bırakılan Müslümanlar diğer yanda Doğu Türkistan gibi bölgelerde zulmün altında yaşamak zorunda bırakılanlar… Bizler bulunduğumuz yerlerde belki bu gibi sıkıntılara maruz kalmıyoruz lakin diğer coğrafyalardaki kardeşlerimizin yaşadığı bu dram hepimize buruk bir ramazan ve bayram yaşatıyor. Duamız ve beklentilerimiz odur ki tüm bu zulümler, savaşlar, çatışmalar son bulsun. Bayramları, bayram edelim.
Bu vesile ile buruk da olsa bir Ramazan Bayramı’na daha kavuşturan Rabbimize hamdolsun. Ramazanda kazandığımız maddi manevi güzellikleri yılın on bir ayı boyunca sürdürebilmek duasıyla.
