YAZARLAR
Selamlaşmanın Hükmü
Bu yazımızda selamlaşmanın hükmü konusunu ele alacağız.
Selam kelimesi sözlükte kurtulmak rahatlamak manalarına gelmekle birlikte kuranı kerim ve hadislerde kurtuluş, esenlik, barış anlamlarında geçmektedir. Selam, İnsanlar arasında sevgi barış ve dostluğun pekişmesi, kalplerin birbirine ısındırılması bakımından büyük önem taşır. Bu nedenle Dinimiz İslam kardeşliği bilincinin gelişmesi güçlenip devam etmesi için selamlaşmayı Müslümanın Müslüman üzerindeki hakları arasında saymıştır.[1]
Selamlaşma, iki Müslümandan birinin diğerine ‘selamun aleyküm’ ‘Allah’ın selamı sizin üzerinize olsun’ ‘Allah sizi her türlü kaza bela ve kötülükten korusun’ demesi üzerine diğerinin ‘ve aleyküm selam’ diye aynı hayır dua ile karşılık vermesidir. Dolayısıyla Selamlaşma bir bakıma iki müminin birbirine karşılıklı hayır dua etmesidir.
Nitekim Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde “Size bir selâm verildiğinde ya daha güzeli ile ya da dengi ile karşılık verin”[2] buyurarak verilen selama ya misliyle veya daha hayırlısıyla mukabelede bulunulmasını emretmiştir. Hz. peygamber selama güzel kelimeler eklemenin sevabı artırdığını söylemiştir. ‘Esselamu aleyküm’ sözüne ve ‘rahmetullahi ve berakatuhu’ gibi kelimeler ekleyerek karşılık verilmesinin sevabı artıracağını belirtmiştir.[3]
Ayrıca peygamberimiz, küçüklerin büyüklere, binekli, arabalı olanların yayalara, yürüyenlerin oturanlara, az olanların çok olanlara selam vermesini tavsiye ederek selam vermenin adabını öğretmiştir.[4] Yine peygamberimiz kişi sadece yolda karşılaştığı kimselere veya misafir olduğu eve değil kendi evine girdiğinde eşine, çocuklarına, anne babasına da selam vermesini emretmiştir.[5] “Evlere girdiğiniz zaman kendinize birbirinize selâm verin”[6]
Bu ayet ve hadislerin hulasası olarak İslam alimleri selam vermenin sünnet almanın ise farz olduğunu söylemişlerdir. Selam verenin alana göre daha fazla sevap kazanacağını belirtmişlerdir.[7] Allah Rasûlü yolda karşılaşan iki Müslümanın önce selamlaşmalarını sonra söze devam etmelerini öğütlemiştir.
Bununla birlikte bir topluluk içerişinde bir kişinin selam vermesinin ya da verilen selamı bir kişinin almasının yeterli olduğunu beyan etmiştir. Şayet verilen selamı topluluktan hiç kimse almayacak olursa bu durumda o topluluktaki herkesin günahkâr olacağını ifade edilmiştir.[8] (8) Yine peygamberimiz bir meclisten ayrılırken selam ile ayrılmanın Müslümana yakışan güzel bir davranış olduğunu söylemiştir.[9]
[1] Müslim, selâm, 5, 2162
[2] Nisâ 86
[3] Ebu Davud, Edeb 143
[4] Buhârî, İstiʾẕân, 4, 5
[5] Tirmizî, istiʾẕân, 10
[6] Nûr 61
[7] Mevsılî, IV, 164
[8] Nevevî, el-Mecmû‘, 4/594
[9] Buhârî, isti’zân, 4, 6231; Müslim, selâm, 1, 2160