Trump Kazandı: Ama Avrupa Ne Olacak?
Önümüzdeki dört senede “Trump ve Avrupa” ilişkilerinin çok da sevimli olacağını öngörmek zor. Çünkü Trump seçimlerden önce Avrupa ile alakalı Ukrayna – Rusya savaşını hemen bitirmek haricinde çok da olumlu sayılabilecek vaatlerde bulunmamıştı.
- Dünya
- 6 Kasım 2024
Mehmet Ulutaş
Son birkaç hafta içerisinde gerek yazılarımda ve gerekse katıldığım canlı tv programlarında Donald John Trump’ın net bir zaferle ABD Başkanı olacağını düşündüğümü söylemiştim ki bu öngörülerim bu sabah itibariyle doğru çıktı. Trump ABD tarihinde ara verdikten sonra ikinci kez seçilen ilk başkan oldu.
Trump’ın seçim zaferine dair birkaç önemli noktayı sizlerle paylaşmak isterim:
• 50 eyaletin 30’unda rakibi Kamala Harris’i geçti.
• Cumhuriyetçi Parti ABD Senatosunda ve Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirdi.
• 50 eyaletin 27’sinin valisi artık Cumhuriyetçi Parti’den oldu.
Trump amasız bir şekilde ve Amerikan halkının %51 oyunun verdiği güç ile seçildi. Kongre ve Temsilciler Meclisi artık elinde. Valilerin çoğu kendi partisinden. Artık “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapmak” sloganını gerçekleştirmesi için önünde herhangi bir görünür engel yok!
Kamala Harris ise son 4 yılda kendi iktidarları döneminde deneyimlenen hayat pahalılığı ve enflasyon, Ukrayna ve Filistin’de devam eden savaşları bitirememesi, göçmen sorununa yeterince çözüm bulamaması, aşırı liberal politikalar uygulaması, Biden’ın Trump taraftarlarına “çöp” demesi, başkanlık yarışına geç girmesi gibi nedenlerden ötürü Amerikan halkından beklediği desteği göremedi.
Yaklaşık 5 milyon Amerikalı Müslümanın oyları ise ne Harris ne de Trump arzu edilen adaylar olmadıkları için bölündü. İkisi de İsrail’i apaçık ve karşılıksız bir şekilde destekliyorlardı. Yine de Müslüman oylarını kaybetmek istemedikleri için arada bir savaşı bitireceğiz diyorlardı. Ama inandırıcı değildi!
Müslüman oyları şu sebepler muvacehesinde bölündü:
• Trump olmasın diye Harris’e verenler. Bu durum normal çünkü Amerikalı Müslümanlar zaten çoğunlukla Demokratik Parti’ye oy verir.
• Filistin’de yaşanan katliamı hemen bitireceğini söyleyen, yardımcısı bir Müslüman olan, Yeşil Parti’ye %5 barajını aştırarak federal yardım alabilmesini sağlamak ve bir sonraki seçimlerde daha iddialı olmalarını temin edebilmek için Dr. Jill Stein’a oy verenler. Ama olmadı ve Dr. Stein %0.4 oy oranında kaldı.
• Müslümanların yoğun olduğu Michigan bölgesinde kendisinden savaşı bitirme sözü aldıkları için Trump’a oy verenler.
Önümüzdeki dört senede “Trump ve Avrupa” ilişkilerinin çok da sevimli olacağını öngörmek zor. Çünkü Trump seçimlerden önce Avrupa ile alakalı Ukrayna – Rusya savaşını hemen bitirmek haricinde çok da olumlu sayılabilecek vaatlerde bulunmamıştı. Tam tersine şunları yapmayı vaat etmişti:
• Avrupa’dan ABD’ye ihraç edilecek her mala gümrük vergisi koymak.
• Fosil yakıt enerjisine geri dönüp Avrupa’nın çok tecrübeli olduğu yeşil enerjiden uzaklaşmak.
• Çevresel önlemler içeren Paris Antlaşması’ndan çıkmak.
• ABD içi üretimi arttırmak ve dolayısıyla ithalatı azaltmak.
• Amerikan Doları’nı Euro gibi diğer para birimlerine karşı daha kıymetli hale getirmek.
• İlaç fiyatlarını düşürmek ki Avrupa ciddi bir ilaç üreticisi.
• Alman otomobil üreticilerinin daha fazla ABD’de üretim yapmaya zorlamak.
• NATO’da ayrılmayı ve Avrupa’yı savunmaktan vazgeçmeyi düşünmek.
Son birkaç hafta içerisinde katıldığım canlı yayınlarda ABD seçimlerinin net bir oy farkıyla neticelenmesi ve bir kaos ortamının oluşmaması için yaptığım temennilerin doğru çıkması beni oldukça sevindirdi. Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti ve mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkileri nasıl olacağı da ciddi bir merak konusu.
Yeniden Başkan seçilen Donald John Trump’ı kutluyorum. Vaatleri çok ve bunları gerçekleştirmesi hiç de kolay olmayacak. Tüm gelişmeleri hep beraber izleyecek ve göreceğiz.