Avrupa’da Yeni Nesil Türkçeyi Unutuyor
Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli çocuklar, Türkçeyi tamamen unutmanın eşiğinde. Türkçenin kaybı, dil becerileriyle birlikte kültürel bağları da zayıflatıyor.
- AVRUPA
- 13 Aralık 2024
Türkiye kökenli göçmenlerin Avrupa’ya yerleşmesinin üzerinden beş nesil geçti. Ancak beşinci nesil Türkçeyi tamamen unutmanın eşiğinde. Dil ve eğitim uzmanları velilerin evde çocuklarıyla mutlaka kendi anadillerini konuşmaları gerektiğini vurguladı. Uzmanlara göre, çocuklar anadillerini ne kadar iyi öğrenirse, Almanca gibi ikinci bir dili öğrenmeleri de o kadar kolaylaşıyor.
“Sadece Yüzde 5 Evde Almanca Dışında Bir Dil Konuşuyor”
Almanya Federal İstatistik Dairesi’nin güncel bir araştırmasına göre, Almanya’da evde Almanca dışında bir veya birden fazla dil konuşanların oranı yalnızca yüzde 5 olarak belirtildi. Öte yandan Almanya’daki Türk çocuklarının sadece yüzde 10’unun Türkçe dersi aldığı ortaya çıktı. Çocukların ana dili olarak Türkçe’yi kaybetmesinin, sadece dil becerilerini değil, aynı zamanda kültürel bağlarını da zayıflattığı belirtildi.
“STK’lara Büyük Görevler Düşüyor”
İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Eğitim Başkan Yardımcısı Ramazan Başlık da Türkçenin önemine vurgu yaparken, “Bu noktada STK’lar büyük önem arz ediyor ve kendilerine büyük görevler düşüyor. Okullardaki Türkçe derslerine öğrencilerin teşvik edilmesi noktasında STK’lar çalışmalar yürütmelidir.” diye kaydetti.
“Eğitimlerde Türkçe Dikkate Alınmak Zorunda”
Yapılan eğitimlerde de Türkçe’nin kesinlikle dikkate alınmak zorunda olduğunu belirten Başlık, “Örneğin bu noktada geçmişte ‘Türkçem, Anadolum, Geleceğim” adı altında bir Türkçe Koordinasyon Kurulu kurulmuştu. Yine böyle bir kurulun oluşturulması büyük önem taşıyor.“ diye belirtti.
Özel Çaba Gösteren Aileler Var
Diğer yandan Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan bazı aileler, çocuklarının Türkçe’yi öğrenmesi için özel çabalar sarf ediyor. Bu noktada veliler Camia Haber’e açıklamalarda bulundu. Aachen’de yaşayan Alkan Akçay iki çocuğunun da Türkçe öğrenmesini sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını belirtilrken, “Çocuğumuza önce Türkçeyi öğretmeye çalıştık. Küçük oğlumuza haftada iki gün Türkçe eğitimi veriliyordu. ‘Anadilini iyi bilen çocuk, Almanca’yı daha kolay öğrenir’ demişlerdi. Anadil çok önemli. Almanca zaten kendiliğinden gelişiyor,” diye kaydetti. Akçay. Türkçenin, sadece dil olarak değil, kültürel kimlik açısından da önemli olduğunu belirtti.
“Allah’a Şükür Bu Çabamızın Karşılığını Aldık”
Köln’de yaşayan Atilla Koca ise okulun evde Almanca konuşulması yönünde baskı yapmasına rağmen, çocuklarını anaokulu döneminden itibaren Türkçe konuşarak büyüttüğünü ifade etti. Koca, “Allah’a şükür bu çabamızın karşılığını aldık. Çocuklarım Almanca’yı da ileriki zamanlarda çok iyi öğrendiler. Eğitimlerini iyi bir şekilde tamamladılar.” diye ekledi. Atilla Koca. Bu, Türkçenin temellerinin atılmasının ileride diğer dillerin öğrenilmesine nasıl katkı sağladığının bir örneği.
“Her İki Dili De Akıcı Bir Şekilde Konuşabiliyorlar”
Yine Köln’den Feyzullah Altunci ise Almanya’ya ilk geldiği günden itibaren çocuklarıyla evde sürekli Türkçe konuştuğunu ifade etti. “Kendileri Almanca’yı anaokulunda öğrendi, ancak Türkçeleri de mükemmel bir şekilde gelişti. Şimdi her iki dili de akıcı bir şekilde konuşabiliyorlar.” diye belirtti.
“Türk Çocuklarının Sadece Yüzde 10’u Türkçe Dersi Alıyor”
Eski T.C. Köln Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Prof. Dr. Mustafa Gencer de konuyla ilgili Camia Haber’e açıklamalarda bulunurken, Almanya’daki Türkçe eğitiminin kısıtlı olduğunu belirtti. Gencer, “Alman okullarına giden Türk çocuklarının sadece yüzde 10’u Türkçe dersi alıyor. Almanya’daki Türkçe imkanları oldukça kısıtlı. Bu ihtiyaç ancak veliler veya sosyal projeler ile giderilebilir. Okul dışındaki alanlarda Türkçe konuşulmalı. Velilerin ve Türk toplumunun bu konuda inisiyatif alarak çocukların daha çok Türkçe konuşabileceği ortamlara girmesini teşvik etmeleri gerek.” ifadelerini kullandı.
Almanya’da yaşayan Pedagog Celal Kaya da yaptığı açıklamada, “Bir milleti ayakta tutan dildir. Çocuklarımızla evde Türkçe konuşmazsak, dillerini unuturlar. Anadilinizi güzel bir şekilde öğrenmezseniz, diğer dilleri bunun üzerine güzel inşa edemezsiniz. Kendi dilimizi muhakkak konuşmalıyız.” diye belirtti.(bb)