“Hapishanede Ramazan Buruk Geçiyor”

@Shutterstock
Ramazan ayının heyecanını ve sevincini evlerimizde hissederken, bu ayı aileleri ile birlikte geçiremeyen mahkûmlar hakkında manevi rehber Bilal Güney ile konuştuk.
- HAYAT
- 13 Mart 2025
Fatma Yılkın
İftar davetleri, sahur sofraları, teravih namazı, mukabele derken ramazan ayının heyecanını ve manevi atmosferini hissettiğimiz şu günlerde, ailelerinden uzak, hatta hapis hayatı yaşayan mahkûmların ramazan ayını nasıl geçirdiklerine dair Almanya’nın Bremen kentindeki bir hapishanede manevi rehberlik hizmeti sunan Bilal Güney ile konuştuk.
Bilal Güney, mahkûmların ramazan ayının gelmesine çok sevindiklerini belirtti. Güney, “Bu ay bizim için olduğu gibi onlar için de maneviyata yönelme, ibadetlere daha sıkı sarılma anlamına geliyor. Böylece daha ağırlıklı olarak ibadetleriyle meşgul oluyorlar.” şeklinde açıklamada bulundu.
“Alışık Olduğumuz Ramazan Ayı Atmosferinden Uzaklar”
Mahkûmların ailelerinden, camiden ve genel olarak alışık olduğumuz ramazan ayı atmosferinden uzak olmaları hasebiyle, “Hapishanede ramazan buruk geçiyor. Fakat her şeye rağmen mahkûmlar bu ayı değerlendirmeye çalışıyor.” diyen Güney, ramazan ayından önce mahkûmların Kur’ân-ı Kerîm, seccade, tesbih, dinî içerikli kitaplar talep ettiklerini belirtti. Güney, “Mahkûmların bu tür ihtiyaçlarını ramazan ayı girmeden ulaştırmaya gayret ediyoruz. Dolayısıyla hem bireysel hem de toplu ibadetlerini özellikle ramazan ayında titizlikle eda etmeye çalışıyorlar.” dedi.
“Oruç Mahkûmlar İçin Büyük Önem Taşıyor”
Müslüman mahkûmların çoğunluğunun oruç tuttuğuna dikkat çeken Güney, “Oruç tutmak bizim için ne anlam ifade ediyorsa, mahkûmlar için de büyük önem taşıyor. Örneğin ilaç kullanması gereken mahkûmlar hapishane doktoruyla ters düşebiliyor. Bu noktada biz de mahkûmun sağlık durumunu doktoruyla değerlendirerek yardımcı olmaya çalışıyoruz. İftar vakti ilacını alması mümkün olan mahkûma oruç tutabilmesi için yardımcı olmaya çalışıyoruz.” dedi. Güney, mahkûmların oruca verdiği önemi şu şekilde açıklıyor, “Mesela namazında eksiği olanlar bile ramazan ayı geldiğinde tüm ayı oruç tutarak geçiriyor. İftar, sahur gibi konular hapishane şartları gereği zor olsa da mahkûmlar için oruç büyük önem taşıyor.”
“Mahkûmlara Saygılı Davranıyorlar”
“Ramazan’dan önce mahkûmlar ‘Ben ramazan orucu tutuyorum’ şeklinde bir belge dolduruyor ve bunun listesi çıkıyor. Bu listeye göre oruç tutan mahkûmlara öğle yemeği verilmiyor. Akşam yemeği ise normale göre biraz daha fazla oluyor.” diyen Güney, ramazan orucunun hapishane yönetimi tarafından bilindiğine ve rutin olduğuna dikkat çekti.
Yönetimin, gardiyanların ve sağlık personelinin oruç tutan mahkûmlara saygılı olduğunu da ifade eden Güney, şu anki iftar vaktinin mahkûmlar için ideal olduğunu belirtti. Güney devamında şunları söyledi: “İftar vakti girdiğinde koğuşların kapıları açık oluyor. Saat 19’da kapılar kapanıyor ve mahkûmlar koğuşlarına geçiyorlar. İftar vakti şu an kapıların açık olduğu zamana denk geldiği için mahkûmlar kendileri mutfağa girerek, yemek hazırlayabiliyorlar ve yemeklerini ısıtabiliyor. Önceki yıllarda bu bir sorundu tabi. Mahkûmlar yemeklerini ısıtabilecek bir imkân bulamıyorlardı. Bazı hapishanelerde her koğuştan bir kişi seçilerek, yemek ısıtma imkânı sunulabiliyordu. Böyle uygulamalar mevcut. Yalnız bu tür uygulamalar hapishaneden hapishaneye değişiyor. Çoğunlukla kapılar kapandıktan sonra yemek hazırlama veya ısıtma imkânı yok. Böylece yemeklerini ya soğuk yemeleri gerekiyor ya da koğuşlarında olan su ısıtıcılarıyla yemeklerini ısıtabiliyorlar.”
Ramazan Gelenekleri
Ramazan’a özel ibadetler konusunda da açıklamalarda bulunan Güney, şunları söyledi: “Teravih vakti saat 19’dan sonraya denk geliyor. Dolayısıyla kapılar kapanıyor, bizim de mesaimiz bitiyor. Yani ne biz mahkûmlara böyle bir imkân sunabiliyoruz ne de onlar kendi aralarında cemaat hâlinde teravih namazı kılabiliyor. Herkes kendi koğuşunda kılıyor. Mukabele konusunda ise birkaç mahkûm bir araya gelerek Kur’an okuyor. Bunun yanı sıra koğuşları ziyaret ettiğimde sohbetlerimiz oluyor. Cuma namazını birlikte eda ediyoruz. Kur’ân-ı Kerîm okuyoruz. Dualar ediyoruz. Özellikle bu ay, ramazan veya oruç ile alakalı soruları olabiliyor. Onlar hakkında konuşuyoruz.”
Güney, “Ramazan Bayramı’nın birinci günü olmasa da ikinci günü hapishanede tatlı ikramımız oluyor. Burada Müslüman, gayrimüslim ayrımı yapmadan tüm koğuşlar için tatlı ikramımız oluyor. Böylece Müslüman mahkûmlara bir nebze olsun hem ramazan atmosferini hem de bayram havasını yaşatmaya gayret ediyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.