Fransa’da Polislerin Müslümanlara Karşı İşlediği İslamofobik Suçlar Arttı

Fransa’da Polislerin Müslümanlara Karşı İşlediği İslamofobik Suçlar Arttı

Dünya genelinde Müslüman haklarını savunan CAGE araştırmacısı Rayan Freschi, Fransız polis teşkilatının Müslüman karşıtı yapısının sömürge dönemine dayandığını söyledi.

Londra merkezli Müslüman haklarını savunan Sivil Toplum Kuruluşu CAGE araştırmacısı Rayan Freschi, Fransa’da polis şiddetinin köklerini, ülkenin sömürge tarihinde aramak gerektiğini belirtti. Freschi, “Fransız polisinin işlevinin, özellikle sömürge döneminde, Müslümanlara ve sömürgeleştirilmiş bireylere karşı sadece barışı koruma ya da kamu düzenini sağlama olmadığını anlamak önemli.”

[post-refarans id=”45517″ taraf=”sol”]

“Polisin görevi Müslümanlara boyun eğdirmek”

Sömürge döneminde polisin işlevinin, resmi olmasa da Müslüman yerli nüfusun Cumhuriyet yönetimine boyun eğdirme olduğunu söyleyen Freschi, “Fikirleri şuydu ‘Politikalarımız aracılığıyla meşru şikayetlerini dile getirmesinler ve kendi topraklarında Fransız yönetimini sorgulamasınlar.’ Günümüzde modern polisin bu işlevi farklı bağlamda devraldığı çok açık” dedi.

Müslümanları izlemek için brim kuruldu

Freschi, Paris Belediye Meclisi’nin 1923’te Paris’teki Kuzey Afrikalıları kontrol etmek için Kuzey Afrika Tugayı (BNA) adlı özel polis birimi kurulduğunu anımsatarak, “Bu birimin resmi görevi Fransa’daki Arapları izlemekti. Tabii ki kolonizasyondan sonra bu büro kapatıldı ama polis memurları hala oradaydı dolayısıyla fikir kaybolmadı.” diye konuştu.

Amaçları Müslümanların siyasi katılımını engellemek

Fransız devletinin Cumhuriyetçi değerleri korumak, Müslümanların ve etnik azınlıkların siyasi katılımını engellemek için polislik kurumunu araç olarak kullandığını kaydeden Freschi, şöyle devam etti:

“Fransa’da polisin asıl görevi, bizi hala Cumhuriyet yönetimine boyun eğdirmek, canavarlaştırılmamızı ve siyasi şikayetlerimizi dile getiremememizi sağlamak. Tıpkı dekolonizasyon döneminde yapmaya çalıştıkları gibi siyasi katılımımızı engellemek. O dönemki siyasi katılımdan kastım, kimsenin sorgulamayacağından, kimsenin bağımsızlığı savunmayacağından ya da bağımsızlık mücadelesine destek vermeyeceğinden emin olmaktı. Şimdi de meşru haklarımız için mücadele etmeye çalışmadığımızdan emin olmak istiyorlar.”

Fransa’da polislere şiddet kullanma hakkı tanınıyor

Mevzuatın polisin Müslüman karşıtı ve ırkçı işlevini korumayı amaçladığının altını çizen Freschi, “Yasa, polis memurlarına şiddet yöntemlerini kullanma hakkı tanıyor, ancak bu hakkı çok muğlak ve spesifik olmayan çerçevede veriyor. Yasal açıdan bakıldığında bu, kesin olmayan bir bağlamda ‘şiddet kullanabilirsiniz’ demek.” şeklinde konuştu.

“Polislerin yarısından fazlası aşırı sağcı”

Freschi, Fransa polis teşkilatı üyelerinin yarısından fazlasının aşırı sağ partileri desteklediği bilgisini paylaşarak, “Anketlere göre Fransız polis memurlarının yüzde 50’sinden fazlası, hatta bazı anketlere göre yüzde 60’ı aşırı sağ partileri destekliyor. Yani polis memurlarının büyük çoğunluğunun ideolojisi ırkçı ve Müslüman karşıtı. Bu yüzden(aşırı sağcı siyasetçi Marine Le Pen’i, Zemmour’u ya da bu tür siyasi kişileri ve partileri çok açık biçimde destekliyorlar.” ifadesini kullandı.

“Müslümanlara karşı ırkçı suçlar arttı”

Freschi, Fransız polisinin ırkçı nedenlerle işlediği cinayetlere ilişkin resmi verinin olmadığına vurgu yaparak, “Son 10 yılda polisin işlediği İslamofobik ve ırkçı suçlara ilişkin resmi veri yok ancak 1970’lerden bu yana bazı aktivistlerin ırkçı suçların kaydını tuttuklarını biliyorum. Resmi rakam çok daha fazla olabilir ancak 70’lerden bu yana Araplara, siyahilere ve Müslümanlara karşı 700’den fazla ırkçı suç işlendiğinden bahsediliyor.” dedi.

Yasalar Fransız polisini koruyor

Sadece 2022’de 13 Afrika kökenli erkeğin polis tarafından öldürüldüğünü aktaran Freschi, “Neredeyse her ay Afrika kökenli bir erkek polisin elinde can vermiş. Bu resmi veri ve Macron’un yeniden seçildiği gece, yanılmıyorsam Müslüman bir ya da iki siyahi erkek, polis tarafından öldürülmüştü. Fransa’da polisin işlevi İslamofobik ve ırkçı dolayısıyla devletin kendi kurumlarından birinin işlevine karşı çıkması beklenemez. Bu yüzden mevzuatın kendisi onları koruyor ve çoğu zaman verilen cezalar uydurma oluyor” diye konuştu. (aa,c)