Savaşlar insanları en temel varoluşsal soru ve sorunlarla karşı karşıya bırakır. Savaş mağdurlarının ana gayesi hayatta kalmak, kendilerini ve ailelerini güven altına almaktır.

Radikalleşme tartışmalarında ortaya atılan ve Müslümanlara karşı genellemeci tehdit bakış açısını besleyen beklentilere ve kullanılan ifadelere işaret etmemiz önemli.

Bir ülkede insan hakları ihlallerini durdurmak istiyor isek, ilk hedefimiz o olaylara karşı dikkat çekmek, kamuoyunu bilgilendirmek olmalı.

Neredeyse her gün bir insan hakları ihlali veya kitlesel mağduriyet haberi alıyoruz. Savaşlara, hak ihlaline ve mağduriyetlere karşı sivil toplumun tepkisi nasıl olmalı?

Aşı imkânlarını oluşturmak ne kadar önemli ise, bilgi kirliliği ile mücadele de aynı şekilde önemli hâle geldi.

Almanya’da yeni koalisyon anlaşmasında Müslümanları ilgilendiren maddelere dikkatli baktığımızda nerdeyse her biri ayrı ayrı soru işaretleri oluşturuyor.

Bir hafta dahi geçmiyor ki, İslam veya Müslümanlar ile ilgili Avrupa’da bir tartışma (yeniden) alevlenmesin. Geçtiğimiz günlerde ise ezan konusu gündeme oturdu.

Almanya’da seçmenler Federal Meclis’in yeni milletvekillerini seçti. Resmî sonuçlar açıklanmadan önce olası koalisyon oluşumu hakkında senaryolar çizilmeye, demeçler verilmeye başlandı.

Avrupa’da camilere dair meraklar bir türlü dinmek bilmiyor. “Camilerde neler oluyor? Camilerde olan biteni bilmek istiyoruz! Camilerde neler vaaz ediliyor? Camilerde çocuklara ne tür dersler veriliyor?”