Yazarlar

Dinî Yorumlarda Akıl ve Mantık Sorunu

“Aklı ve mantığı” dinin kaynaklarının ve yüzyıllardır oluşan dinî tecrübenin üstüne çıkaranlar, kendilerini allame-i cihan kabul ediyorlar; ilmiyle itibar kazanmış geçmiş ve mevcut büyükleri olayların derununa inememiş olarak tanımlıyorlar.
31 Mayıs 2020

Özellikle şu iki ay içerisinde bir konunun dinî yönünün nasıl olduğu, nasıl olabileceği ya da nasıl olması gerektiği ile ilgili pek çok soruya biz de muhatap olduk.

Bu soruların muhtevası bir tarafa, din alanı ile ilgili olarak ilimden ziyade hevâ ve heveslerin din adına “tasdik ettirilmesi” gibi bir acayip din anlayışını gözlemliyoruz. Sonuçta yanlış da olsa çok masum ve halis soru ve izahlara muhatap olduğumuz gibi, başlangıçta doğru gibi gelse de sonuçta yanlış olan soru ve izahlarla da karşılaşıyoruz. Öğrenmek ve meselenin boyutlarını bilmek amacıyla sorulan sorular insanın bildiği konularda dahi zihnini açıyor.

Sadece kendi yanlış kanaatini onaylattırmak, aklına, heva ve hevesine uygun olmayan izahların dinde yeri olamayacağını ispat etmek için didinen kimseler ise keskin bir zihin körlenmesine yol açıyor.

Bu insanların argümanlarına baktığımızda, dinin asıl kaynakları ile, neredeyse 1450 seneden beri var olan dinî tecrübenin artık günümüze cevap veremediği sonucunu çıkarmak mümkün. Ama, serde dindarlık olunca, bunu açıktan söylemek zor. Ne var ki, çıkar yol olarak “aklı” ve “mantığı” önümüze koydukları için, şimdilik susmak daha doğru olsa gerek. “Aklı ve mantığı” dinin kaynaklarının ve yüzyıllardır oluşan dinî tecrübenin üstüne çıkaranlar, kendilerini allame-i cihan kabul ediyorlar; ilmiyle itibar kazanmış geçmiş ve mevcut büyükleri olayların derununa inememiş olarak tanımlıyorlar.

Ne demek istediğimiz anlamak için konu başlığı olarak, salgın zamanlarında oruç tutmak, cemaatle namaz ve evde bayram namazı konularını dikkatlerinize arz etmek isterim. Zira, “akıl ve mantık’ salgın zamanlarında orucun ve haccın iptalini gerektiriyormuş ya hani!?. Cuma ve bayram namazlarının salgın hastalık korkusu da olsa her iki kişi arasında mesafe oluşturularak kılınmasının meşruiyeti ile evde bayram namazının olup olamayacağı da başka bir konu.

Dindar kişi, kendisi konunun ehli ise, önce nassın işaret ettiği manaları araştırır, geçmişi bir yoklar. Geçmiş örnekleri varsa tahlil eder. Bugün nasıl davranılması gerekiyorsa kendine göre izahatını yapar. “Akıl ve mantık” aslında bunu gerektirir. Bunun haricindeki tutum ise akıl mantık dışıdır. Öyleyse şimdi karşımıza bir de akıl ve mantık problemi çıktı demektir.

Pin It on Pinterest

Paylaş