Yazarlar

Fasulyenin Faydası

İtiraf ediyorum. Yazının başlığını, ilgi uyandırması ve sansasyonel olması amacıyla yazmış bulunmaktayım.
30 Aralık 2021

Bu başlığı seçmemdeki gayem ise Müslüman bir şahsiyetin dünyaya tamah etmemesinin ona kazandırdığı namus ve haysiyeti hatırlatmaktır.

Özgür olarak geldiğimiz bu dünyada, insanların tiranlığa nasıl itaat ettiğinin, nasıl boyun eğdiğinin ve en son raddede nasıl kulluk ettiğinin sırrı, esasında çok karmaşık değildir. İnsanı, gönüllü bir köle hâline getiren, özü itibariyle ne cebir ne de hiledir. Sadece ve sadece dünya nimetlerine yönelik aşırı talebidir.

Tarihimizde bu zinciri kıran ve Peygamberlerin yolundan giden birçok sima vardır. Bunlardan birisi de, kanaatkâr olmanın faydasını görmüş bulunan Mehmed Akifimiz’dir.

Mehmed Akif Ersoy; şair, yazar, mütefekkir. Hatta, dönemin standartlarında, hükûmet tarafından Kur’an’ın mealini yazması için vazifelendirilecek derecede kuvvetli bir âlim. Sonrasında ise, hükûmetin niyetini tasvip etmediği için bu görevi kabul etmemiş ve yazdığı mealin nüshasının yakılmasını arkadaşlarına vasiyet etmiştir. Kurtuluş savaşı sırasında, açılan “İstiklal Marşı”yarışmasına arkadaşlarının ısrarıyla katılmıştır.  Ankara’daki “Taceddin Dergâhı”nda yazdığı şiir, Meclis’in onayıyla milletimizin “İstiklal Marşı” olarak kabul edilmiştir. Kışın soğuğunda giyecek paltosu bulunmadığı hâlde, yine de para ödülünü kabul etmeyip kurtuluş mücadelesi veren orduya bağışlamıştır.

Mehmed Akif, Sultan Hamid, İttihad-Terakki ve Cumhuriyet dönemlerinde yaşamış bir münevverdir. Kendi tabiriyle; “Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam / Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam” anlayışı ile hareket etmiş, gücü elinde bulunduran zevata yalakalık yapmamıştır. Hak bildiklerini ifade etmiş ve gerektiğinde hükûmetleri tenkit etmiştir. 1. Dünya savaşı sırasında dahi, Sebilürreşad dergisinde İttihad ve Terakki hükûmetine yönelik sert eleştiriler ihtiva eden yazılar kaleme almıştır. Başkalarını yollayarak kendisini korkutmaya çalışan ve eleştirmemesini isteyen nazırlara/bakanlara ise, gıyaplarında şu tarihî cevabı vermiştir:

– O hükûmet üyelerine söyleyin, kendilerini düzeltsinler! Beni kimse susturamaz! Ben fasulye aşı yemeye razı olduktan sonra, kimseden korkmam!

Evet..! O kimseden korkmadı..! Kalemini kimsenin emrine vermedi..! İlke ve değerlerinin bedelini, yokluklarla ve sürgünlerle ödedi..! Zulmü alkışlamadı, zalimi asla sevmedi..! Gelenin keyfi için, geçmişe kalkıp sövmedi..!

Namuslu münevver ve âlimler, bir milleti değerli kılan ve kalkındıran en önemli kesimdir. Bu türden şahsiyetler, İslam ahlakından ve vicdanî değerlerden büyük ölçüde uzaklaşıldığı kaos dönemlerinde, en çok eksikliği hissedilen kişilerdir.

Allah, Mehmed Akif gibilerin izzet ve vakarını kendisine örnek alacak ve her türlü dünyevî menfaati hakşinaslık adına elinin tersiyle itecek nesillerin yetişmesini nasip etsin.

Pin It on Pinterest

Paylaş