Yazarlar

Ön Yargılar Toplumun Her Alanına Sirayet Ediyor

Avrupa'daki Müslümanlar olarak, bulunduğumuz ülkelerde yıllardır İslam'ın barış ve güzellikleri emreden yönünü ortaya koymaya çalışmamıza rağmen, ne İslam düşmanlığının ne de aşırı sağ saikli saldırıların önüne geçebildik.
15 Ekim 2022

Biz Müslümanlar olarak, bilhassa da azınlık olarak bulunduğumuz ülkelerde, yıllardır kendimizi ve dinimizi tabiri caizse “müdafaa” pozisyonuna zorlanıyoruz. İslam’ın barış ve güzellikleri emreden yönünü yıllardır aktarmaya çalışmamıza rağmen ne yükselen aşırı sağın ne de yükselen İslam düşmanlığının, Müslümanlara ve mabetlerimize yönelik saldırıların önüne geçebildik. Hâlâ hemen hemen her gün Avrupa’da bir yerlerde ya bir cami saldırısı duyuyoruz ya da bir Müslüman’a fiziksel veya sözlü saldırı yapılıyor. Gerçek şu ki, yıllardır Avrupa’da aşırı sağ saikli saldırılar durmak bilmiyor.

Avrupa’da Aşırı Sağ Yükselişte

Avrupa’da siyasi arenaya bakınca son olarak, İtalya’da aşırı sağ iktidar oldu. Yabancı karşıtı politikaları savunmasıyla öne çıkan İtalyan aşırı sağından önce Fransa, İsveç, Hollanda, Almanya gibi diğer Avrupa ülkelerinde de aşırı sağ partiler yükseliyordu. Yabancı düşmanı politikalar yürüten, Müslüman karşıtı siyaset güden politik oluşumlar giderek artan oranda toplumda destek buluyor. Aşırı sağın İtalya’da büyük ortak olarak iktidara gelmiş olması bunun en bariz örneği oldu.

Aşırı Sağın Yükselişinde Medyanın Rolü

Aşırı sağın bu yükselişinin, toplum nezdinde itibar ve teveccüh kazanmasının şüphesiz birçok nedeni bulunmakla birlikte en önemli etkenlerden birinin de medya faktörü olduğu muhakkak. Bu hususta İsveç’e bakacak olursak. Ülkede son 10 yılda meydana gelen silahlı saldırıların oranının, Avrupa ülkelerine kıyasla “çok yüksek” olduğu ve şiddetten mağdur olanların büyük kısmını 15-29 yaş aralığındaki göçmen kökenlilerin oluşturduğunu görüyoruz. Uzmanlar bu tabloda; İsveç medyasında son 20 yılda göçmenlerin olumsuz tasvir edilmesinin ve medyada göçmenlerin ülkede güvensizliğe yol açan bir faktör olarak gösterilmesinin etkili olduğuna dikkat çekiyor.

Birleşik Krallık merkezli bir kuruluş tarafından yapılan, İslam ve Müslümanların basında nasıl ele alındığını inceleyen yeni bir çalışma da son 20 yılda medyanın “İslamofobik” diline dair önemli ipuçları veriyor. Rapor, medyanın İslamofobik fikirlerin yayılımında toplum nezdinde kilit bir rol oynadığını gözler önüne sererken bu durumun temel nedeninin de medyanın bilgi kaynaklarını belirleyen devlet politikaları olduğunu ortaya koyuyor. Devletlerin Müslümanlarla olan ilişkilerini terörle mücadele politikasının ekseninde ele almasının bu durumda etkin olduğu da muhakkak.

Açık Cami Günü

İşte böylesi bir dönemde yine Almanya’da Açık Cami Günleri çalışmamızı gerçekleştirdik. Geçtiğimiz haftalarda Fransa’da da bazı yerlerde farklı adlar altında bu çalışma yapıldı. Yine konuklarımızı davet ederek “gelin bizi bizden dinleyin, tanıyın” dedik. Avrupa’nın içinde bulunduğu tablo bu çalışmaların ne kadar elzem olduğunun apaçık bir göstergesi. Yer alan, emek sarf eden tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Siyasi tablo ne kadar kötüye giderse gitsin biz bu çalışmalardan geri kalmayacağız.

Pin It on Pinterest

Paylaş