Almanya’nın Solingen kentinde 29 Mayıs 1993’te ırkçılar tarafından evleri kundaklanan ve çıkan yangında 5 aile bireyini yitiren Genç ailesinin acısı, geçen 30 yıla rağmen dinmedi. Alman WDR yayın kuruluşuna konuşan CDU Milletvekili Serap Güler, “ Bizler ‘yabancıların” çocukları olarak yetiştik. Bize öyle dendi ve biz de kendimizi öyle niteledik. 1993 yılı şunu netleştirdi: “gerçekten buraya ait değiliz ve istenmiyoruz.” diye konuştu.
“göçmen kökenliler ile Almanya arasındaki uçurumu büyüttü”
Köln’de yönetmen olarak çalışan Bassam Ghazi ise Solingen’deki kundaklamanın, göçmen kökenliler ile Almanya arasındaki uçurumu daha da büyüttüğünü belirtti. Ghazi, “Öncesinde ülkelerine dönmek isteyen pek çok kişi tam da saldırın olduğu dönemde kalmaya karar vermişti. Saldırı sonrası ise insanlar kendisini büyük oranda güvende hissetmiyordu.” diye kaydetti.
“ırkçılığa karşı bir şeyler yapan çok sayıda insan var”
Solingen Belediyesi’nin Entegrasyon Merkezinde çalışan Solingen doğumlu Musa Kavallı ise toplumun değiştiğini belirtirken, “Bu durum insanların ırkçılık ve ayrımcılık konusunda çok daha bilinçli olmalarını sağladı. Ayrıca toplum birbirine daha da yakınlaştı ve ırkçılığa karşı bir şeyler yapan çok sayıda insan var.” diye vurguladı.
Solingen Faciası
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Solingen kentinde 29 Mayıs 1993’de Genç ailesinin Untere Werner Caddesi’ndeki evleri kundaklanmış, saldırıda Gürsün İnce (28), Hatice Genç (19), Gülüstan Öztürk (12), Hülya Genç (9) ve Saime Genç (5) hayatını kaybetmişti. Yakalanan failler Markus Gartmann, Felix Köhnen, Christian Reher ve Christian Buchholz, hapis cezalarını çektikten sonra serbest bırakıldı. Kimlikleri gizli tutulan failler yaşamlarını Almanya’da sürdürüyor.(c)
