Hz. Lokman’dan Asrımıza Dersler
Hz. Lokman, kıyamete kadar gelecek olan bütün bir insanlığa yönelik hikmetli ve değerli tavsiyelerde bulunur.
- HAYAT
- 1 Mart 2024
Dr. Hakan Aydın
İsmini Kur’an’daki bir sureden öğrendiğimiz Hz. Lokman, İslam âlimlerinin çoğunluğuna göre peygamber değildir. Hikmetli öğütleriyle Kur’an’da kendisinden bahsettiren Hz. Lokman, kıyamete kadar gelecek olan bütün bir insanlığa yönelik hikmetli ve değerli tavsiyelerde bulunur.
Bu bağlamda Lokmân suresi 12-19. ayetlerin meali ve açıklamalarına bakalım:
- ayet: “Andolsun ki vaktiyle Lokman’a şu hikmeti vermiştik: Allah’a şükret, O’na şükreden kendi iyiliği için şükretmiş olur; nankörlük eden de bilmelidir ki Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, O her türlü övgüye lâyıktır.”
Peygamber olmayan salih kulların bir özelliği olan “Hikmet”, aslında her bir mümin tarafından elde edilebilecek bir özelliktir. Kul, yapmış olduğu salih ameller ile hikmet vasfını kazanabilir. Şükür hâlinde olmak, hikmet özelliğini kazandırır. Şükür hâlinde olan kişi kendisinin iyiliğine olarak bu özellik halindedir, nankörlük hâlinde olan da kendisine aslında kötülük yapmaktadır.
- ayet: “Lokman oğluna öğüt verirken ona şöyle dedi: Sevgili oğlum! Allah’a ortak koşma; çünkü O’na ortak koşmak kesinlikle çok büyük bir haksızlıktır.”
Mümin kulların en çok dikkat etmesi gereken husus; Allah inancını zedeleyecek ve kendilerini şirke düşürecek olan tavırlardan kaçınmaları olacaktır. İman sadece BİR olan Allah’a yönelik olmalıdır. İnsanın kendi nefsi de dahil olmak üzere bireyleri, kurumları ve materyalleri “İlah” boyutuna yüceltmesi ve onları Allah’a ortak koşması -bilerek veya bilmeyerek- mümkündür. Beden ve ruh sağlığı, sağlam ve sarsılmaz bir iman ile ancak mümkün olabilmektedir. İmanımızı sürekli olarak sorgulamalı ve BİR olan Allah inancına asla şüphe düşürmemelidir.
ANNE BABA HAKKI
Suredeki 14 ve 15.ayetler olmak üzere iki âyet-i kerîmede Allah Teâlâ, anne ve baba haklarından bahsetmektedir. 14.ayet “Biz insana anne babasıyla ilgili öğütler verdik. Annesi, güçten kuvvetten düşerek onu karnında taşımıştır; çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bunun için (ey insan), hem bana hem anne babana minnet duymalısın; sonunda dönüş yalnız banadır.”
- ayet “Eğer anne baban, hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa bu durumda onlara uyma ama yine de onlara dünyada iyi davran, yüzünü ve özünü bana çevirenlerin yolunu izle. Sonunda dönüşünüz yalnız banadır. O zaman yapıp ettiklerinizin sonucunu size bildireceğim.
Bir “Baba” olarak evladına nasihatte bulunan Hz. Lokman’dan bahsedilen Ayetlerin orta yerinde, Anne ve Baba haklarından bahsedilmesi anlamlıdır. Ebeveynler Hz. Lokman gibi olarak salih evlatlar yetiştirmelidir ve evlatlar da anne ve babalarına karşı görev, saygı ve sorumluluklarının bilincinde olmalıdırlar. Sadece, Allah’a isyanın olduğu yerde ebeveyne itaat edilmeyecektir, fakat bu itaatsizlik de asla onlarla irtibatı koparacak bir isyan şekline dönüşmemelidir. Ebeveynler ile her zaman dengeli ve huzurlu bir münasebet ortamı oluşturmak, her bir evladın görevidir. Hz Lokman öğütlerine devam ediyor:
- ayet “Lokmân, ‘Sevgili oğlum’ (dedi), ‘Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır. Kuşkusuz Allah her şeyi bütün gizlilikleriyle bilir, O her şeyden haberdardır.”
İnsan ömründe gizli olarak uygulanan bir kısım olumsuz ameller olabilmektedir. Fakat bütün gizlilikleri bilen ve ortaya çıkaran bir Yaratıcının varlığı her daim hatırlanmalı ve ona göre ömür sürülmelidir. Açığa çıktığı takdirde yüzümüzü kara çıkaracak amellerden uzak durulmalıdır.
“NAMAZINI KIL”
17.ayet “Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyi olanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar, kararlılık gerektiren işlerdendir.”
Namazı hakkıyla eda etmek, iyiliği artırmaya çalışmak, kötülüğü önlemeye çalışmak ve başa gelen olaylara karşı sabrı hiçbir zaman yitirmemek, üzerinde kararlı olarak durulacak amellerdir. Namaz sayesinde kötülüklerden korunulmuş ve günde beş defa maneviyat ve huzur depolanmış olacaktır. Emr-i bil maruf (iyiliği artırmaya çalışmak) ve nehy-i anil münker (kötülüğü önlemeye çalışmak) görevlerini bireysel ve kurumsal olarak yerine getirmek, bir toplumu ayakta tutan en önemli özelliklerdir. Toplumda kötülüğün alkışlanması veya görülmezden gelinmesi, faciaların önünü açan en kötü özelliktir. İyiliğin alkışlanması ve teşvik edilmesi ise bir toplumun ihyasının en önemli unsurlarıdır.
- ayet “Gurura kapılarak insanlara burun kıvırma, ortalıkta çalım satarak yürüme, unutma ki Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez.”
Diklenmek, burnu havalarda olmak veya kibirli olmak diye ifade edilen kendini beğenmişlik özelliği, insanı “insan” olmaktan çıkaran kötü vasıflardır. Alçakgönüllü olmak ve hatasını kabul edip tövbekâr olmak ise insanı yücelten en önemli vasıflardan biridir. Ve en son tavsiye olarak Hz. Lokman, insanın yürüyüşü ve konuşması hakkında şunları söylemektedir:
- ayet “Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini yükseltme; çünkü seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır.”
Allah’ın yeryüzünde yarattığı bütün mahlukat, belirli bir anlam ve dengenin neticesidir. Yaratılmışların hepsi, “Yaradandan” ötürü sevilmeyi hak etmektedirler. Bazı yaratılmışların kokusu, siması veya sesi, insan açısından korkunç, çirkin veya katlanılmaz olabilmektedir. Ayette misal verilen eşek de bu şekildedir. Sesi insanların hoşuna gitmez. Yürüyüş ve konuşmasına dikkat etmeyen kişiler, “eşek” benzetmesinde olduğu gibi, hoşa gitmeyen bir tavır hâlindedirler. İnsan olma özelliğinin yitirilebileceği anlamına da gelen bu benzetme, çok düşündürücüdür. Kalkma, oturma, yürüme, bakma, işitme ve konuşma hâllerine dikkat etmeyen ve ölçüyü kaçıran insanlar, aslında herkesi ürküten ve uzaklaştıran gayri insani bir tavır hâlindedirler.
Özetle bu ayetlerden ve Hz. Lokman’dan alınması gerekli dersler:
- Şükür hâlinde olmak ve nankör tavrından uzak durmanın neticesi olarak “Hikmet” özelliği kazanılabilir.
- Ebeveynler çocuklarına ve çocuklar da ebeveynlerine karşı sevgi ve saygıyı hiçbir zaman yitirmemelidirler.
- BİR olan Allah inancını zedeleyecek her türlü şirkten uzak durulmalıdır.
- Hiçbir iş asla gizli kalmaz, bürgün açığa çıkar. Yüzü kara çıkaracak amellerden uzak durulmalıdır.
- Bir mümin için namaz asla vazgeçilmez bir ibadettir.
- Emr-i bil maruf (iyiliği artırmaya çalışmak) ve nehy-i anil münker (kötülüğü önlemeye çalışmak) görevlerini bireysel ve kurumsal olarak yerine getirmek, bir toplumu ayakta tutan en önemli özelliklerdir.
- Kendini beğenen ve kibirli olan kullar, zarar ve ziyandadırlar.
- Yürüyüşünde tabii olan ve konuşmasına dikkat eden kullar, insan olma özelliklerini muhafaza edenlerdir.