YAZARLAR
“İnsanlaşma Sürecini Kılavuzlayan Öğretmen” Olmak
Ülkemizde 24 Kasım öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır. Öğretmen, eğitim gibi son derece hayatî bir iş yapmaktadır. Çünkü bireyin ne olacağını, dolayısıyla nasıl bir hayat yaşayacağını belirleyici role sahiptir. Potansiyel insan olarak dünyaya gözlerini açan insanoğlu, doğuştan sahip olduğu insanî potansiyeli açıp geliştirdiği oranda insanlaşıyor. Başka deyişle, bireyin insanî yetilerinin gelişmişlik düzeyi, insanlaşma düzeyini belirliyor. İnsanlaşma süreci, insanın oluş sürecidir ve hayat boyu sürebilmektedir. Eğitimin etkileri, eğitilenin hayatıyla sınırlı değil, sonraki nesillere de sirayet edebiliyor; hatta, dünya hayatıyla da son bulmuyor; ahirete de sarkıyor.
Ancak, her eğitimin insanı geliştireceği söylenemez. Eğitim iyi de olabilir, berbat da. Yapabildiği gibi yıkabilir de. İyi eğitimle kendini geliştirenler güzel bir hayat inşa edip huzur bulurken, bunun aksine maruz kalanların hayatı kararır. İşte bu yüzden, mutlak öğretmenden değil, “insanlaşma sürecini kılavuzlayan öğretmen”den söz etmek istiyorum. İyi insanlaştığı oranda öğretmen, öğrencisinin insanlaşma sürecini kılavuzlayabilir. Öğretmen, eğittiği bireylerin insanlaşma düzeylerini yükselten bir süreci iyi yönettiği oranda takdire şayan iş yapmaktadır. O, ödülünü kullardan alacağı gibi, asıl büyük ödülünü Allah’tan alacaktır. Bunu beceremeyen bir öğretmen, çakma öğretmendir. Onun eğitim adı altında yaptıklarının vebali ağırdır; altından kalkılamaz.
Kişinin doğuştan sahip olduğu yetilerini geliştirmesi söz konusu olduğunda öncelikle, insanı diğer varlıklardan ayıran yetilerinin gelişmişliği akla gelmektedir. Bunlar, düşünme, sorgulama, anlamlandırma, merak etme, araştırma, analizler yapıp senteze varma, alternatifleri farkedip değerlendirme sonucunda tercihte bulunma, karar oluşturma gibi yetilerdir. Okullardaki istisnasız her dersten, öncelikle mutlaka bu işlevi ifa etmesi beklenmektedir. Bu gelişme sağlanmadan, öteki hedefleri gerçekleştirmek, iyi insanlaşmak mümkün değildir.
Hazır malumat kalıplarını ezberletmekle yetinen bir öğretmen, öğrencinin insanlaşma sürecini geliştirmesine kılavuzluk edemez. İnsanlaşma süreci, anlamlı öğrenmelerle işletilebilir. Her anlamlı öğrenme, kişinin varlık dünyasına bir tuğla eklemesidir. Öğrenci, anlamlı öğrenme ürünü olan bilgilerle beslenerek varlığını geliştirebilir ve bu bilgileri kullanarak tutum ve davranışlarını oluştur; ezberde kalan malumatlarla değil. Ezberde kalan bilgilerin sadece hamallığı yapılır, onlarla beslenilmez. Bilip yapmamak, ezberde kalan bilgiler için geçerlidir; anlamlandırılmış bilgiler için değil. Öğretmen, öğrencinin insanlaşmasına kılavuzluk edebilmek için sürekli kendini bilgiyle beslemek zorundadır.