Var Olma Çabası Okurun Çabası

Var Olma Çabası Okurun Çabası

Yol alma çabası, var olma arzusunun gereklerindendir. Ancak, okur açısından meseleye yaklaşırsak, her yazı, her okurun ilgisini çekmeyebilir. İlgisini çektiği okurların da ilgi düzeyleri aynı olmayabilir. Yazının okura ulaştırılma biçimi ve biçimin taşıdığı içerik, okurun hoşuna gittiği oranda ilgisini çeker. Yazı, okurun ihtiyaçlarını, beklentilerini karşılayıcı bulunduğu nispette hoşuna gider ve dolayısıyla ilgisine mazhar olur. Okurun hayata bakışı, dünya görüşü, yazıya yaklaşımını belirleyici rol oynar.

Yazarın yazısının dili, üslubu ve içeriği okurun ilgisini etkilediği gibi, okurun yazıyla kuracağı ilişki biçimi de etkili olur. Okur, yazıyla yüzleştiği, hesaplaştığı oranda onu çözebilir. Bunu gerçekleştirmenin yolu, okurun metne sorular yöneltip cevaplarını üretmekten geçer. Her okurun soracağı sorunun büyüklüğü, derinliği ve sahiciliği, hayata ve kendi varlığına yönelik olarak sorduğu sorular kadar olacaktır. “Yazar ne diyor, ne demek istiyor? Bunlar hayatta neye tekabül ediyor? Benim ne işime yarar? Nerede nasıl kullanabilirim?” 

Bu gibi soruları metne sorup cevapladığı oranda, metni kendi dünyasına taşıyabilir, onun içeriğini kendine mal edebilir. Elbette, aynen değil, kendi ürünü haline getirerek onu kendi varlığına katar. Bu süreçte, okurun metni olduğu gibi hafızasına kaydetmekle yetinmek gibi bir tutum takınması söz konusu değildir; tam aksine onu anlamaya çalışarak kendi bünyesine onları katma çabası vardır. Böyle bir çaba okurun, hazır malumatların hamalı olmak yerine anlamlı öğrenme ürünü olan bilgiler üreterek onlarla kendini beslemesini sağlar.

Okurun cehdinin düzeyi, okuduğu yazının etki sınırlarını tayin edebilir.  Okurun anlamaya yönelik performansı, yazının sahip olmadığı anlamları ve incelikleri keşfetmesine bile yol açabilir; onun performansının düşüklüğü, yazının sahip olduğu imkânların ancak bir kısmının fark edilmesine neden olabilir. Yani okurun kapasitesi ve metinle ilişki biçimi, metnin işlevlerini belirleyici rol oynayabilmektedir. Aynı yazıyı okuyan iki okurun her birinin ondan yararlanma düzeyi farklılaşabilir.

Okurla yazar arasında diyalojik ilişkinin kurulması, yazının işlevlerini katbekat artırır. Bu katkı, okurun yazara geri bildirimde bulunmasını gerektirir. Geri bildirimlerin olumlu veya olumsuz olması, önemini azaltmaz. Her hâlükârda, ikisine de yarar sağlar.