İslamsız Müslüman ya da Müslümansız İslam Demediniz mi?

İslamsız Müslüman ya da Müslümansız İslam Demediniz mi?

Şaşırayım istiyorum ama şaşıramıyorum. Zira bizim şu meşhur Alman İslam Konferansı’mız var ya, hani İçişleri Bakanlığımıza bağlı, işte bu konferans, yine Müslümanları, Müslümanları ilgilendiren konuları görüşmeye çağırmama geleneğinden vaz geçmemiş.

Konferansı’n Müslümanları dışlama, yok sayma, önemsememe ve öteleme siyaseti o kadar sırıtıyor ki, ortaya her hangi bir mazeret sunma ihtiyacı da hissetmiyor.
Mesele şu: Sağolsun İçişleri Bakanlığı’mız oturup, Almanya’da Müslümanlara karşı saldırılar, nefret söylemleri ve ayrımcılıklar aldı başını gidiyor, bu da Almanya olarak imajımızı bozuyor, bu konuda neler yapabiliriz demeyi akledebilmiş. Haa, bu konuda etkin bir önlem alıyorlar mı, alacaklar mı, onu bilmiyoruz ama bu hâliyle, İçişleri Bakanlığı’mız açısından bu konunun muhataplarının, yani Müslümanların ne düşündüğünün bir anlamı olmadığını anlayabiliyoruz.

Almanya İslam Konseyi Başkanı Burhan Kesici’nin dediği gibi böylesi bir toplantıya “Müslümanların katılımının olmaması bir yana, Müslüman karşıtı ırkçılıkla ilgilenen veya bu konuda çalışmalar yapan kurumların da davet edilmemesi dikkat çekici.”

Bu da İçişleri Bakanlığı’mızın Müslüman karşıtı ırkçılıkla mücadele konusuna ne kadar ciddiyet gösterdiğini ve mağdurlarla diyalog kurmaktan nasıl kaçınarak acınası bir hâle düştüğünü gösteriyor.

Fakat ben yine de bakanlığı aşırı derecede tebrik ediyorum. Konuya tam da damardan yaklaşmışlar. Almanya’da sokak ortasında, otobüste, parkta, çarşıda, pazarda çocuğu ile birlikte olan Müslüman kadınlara saldıranlar, camilere molotof kokteyl atanlar, duvarlarına nefret dolu ifadeler yazanlar Müslümanlar olmadığı için onların uzmanlıklarına gerek yok. Elbette ki, burada asıl faillerin nasıl durdurulabileceğini motiflerinin ne olduğunu Müslümanlar bilemez. Çünkü mağdurlar Müslüman. Mağdura da sana niye saldırdılar, bunu nasıl önleyelim diye sorulmaz, tabii.

Bu yüzdendir ki, bakanlık bu tutumuyla Müslümanları dışlama yolunu tercih etmiyor, tam aksine, Müslüman karşıtı ırkçılıkla nasıl mücadele edilebileceğini asıl kaynakları harekete geçirerek belirlemek istiyor.

Nasıl ki, Alman İslam Konferansı’nda Müslümanları temsilen Müslüman kuruluşların bulunması gerekmezse; Müslümanları, İslam uzmanları, Hristiyanlar ve Yahudilerle seküler Müslümanlar temsil edebiliyorsa, Müslüman karşıtı ırkçılıkla Mücadele için Müslümanların bulunmasına ne gerek var ki? İmam veya İslam din dersleri öğretmenlerinin eğitiminde bile Müslümanların bulunmasına gerek olmadığına göre, burada olmalarına elbette ki, hiç gerek yok.

Allah Allah, bu tutumuyla Alman İslam Konferansı acaba İslamsız Müslüman veya Müslümansız İslam istiyor da benim mi haberim yok? Aha şimdi şaşırdım işte.