IGMG Genel Başkanı Ergün İle Ramazan Söyleşisi: “Ramazan Nefis Muhasebesidir, Ahlaklı Toplumun İnşasıdır”

IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün @camiahaber
İslam Toplumu Millî Görüş Genel Başkanı Kemal Ergün ile Ramazan ayı hakkında konuştuk. Ergün, Ramazan ayının rahmet ikliminden herkesin azami derecede istifade etmesi gerektiğini belirtti.
- HAYAT
- 27 Şubat 2025
Fatma Yılkın
İslam Toplumu Millî Görüş Genel (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün, Ramazan ayı vesilesiyle Camia Haber’e konuştu. Hocam, ramazan ayı Müslümanlar için ne ifade ediyor?
“Öncelikle tüm kardeşlerimizin ramazan-ı şeriflerini tebrik ediyorum. Ramazan ayı insanın nefis muhasebesi yapması açısından en önemli zaman dilimlerinden bir tanesidir. Cenâb-ı Hak, insanoğluna peygamberleri vasıtasıyla bazı zaman dilimlerini özelleştirmiştir. Örneğin bir yıl içerisinde Zilhicce’nin 9’uncu günü özeldir, haftada cuma günü özeldir, gecede teheccüd vakti özeldir, gündüzde cuma vakti imamın hutbeye çıktığı iftitah tekbirine kadar olan zaman özeldir, farz namazların peşinde olan zaman kul için özeldir.”
Aylar içerisinde de ramazan ayının özel olduğuna dikkat çeken Ergün, “Ramazan ayı şeytanların bağlandığı, gönül dünyamızın ve ruhumuzun arındığı, durulduğu aylardan bir tanesidir. Çünkü ramazan ayı Kur’ân-ı Kerîm’in Efendimiz (s.a.v.)’e indirildiği zamanı ve geceyi, Kadir Gecesi’ni barındırmaktadır.” dedi.
“Ahlak Yaşanabilir Bir Dünya Oluşturmaktır”
Ramazan ayının ahlaki erdemlilik açısından kulun hayatında büyük değişimler meydana getirmesi yönünde etkili olacağına dikkat çeken Ergün, “Bu mübarek ay, kulun yaşantısındaki eksikliklerin hepsini gidermeli. Bu bağlamda ahlak dediğimiz kavram, sadece kadın-erkek münasebetleri ile sınırlandırılmamalıdır. Elbette kadın-erkek münasebetlerindeki saygın seviye olacak ama ahlak sadece o değil. Ahlak, Müslüman bir bireyin adil olabilmesidir. Mazlumun yanında olabilmesidir. Hakk’ın yanında olabilmesidir, kötülükle mücadele edebilmesidir. Liyakat sahibi, insaf sahibi, adalet sahibi insanların yanında olabilmesidir. Ahlak, dini, dili, ırkı ne olursa olsun zulme uğramış insanların ellerinden tutabilmektir. Ahlak, en yakınındaki bir insanın dahi zalimliğine karşı mesafe koyabilmektir. Ahlak, yaşanabilir bir dünyanın oluşması için kulun ter dökebilmesi, mücadele edebilmesidir. Hayal ve heyecan duyabilmesidir. Her şey kulun kendisini muhasebeye çekmesiyle başlar. Bu şekliyle kul ramazana nefis muhasebesi yaparak girerse, ramazan Allah’ın izniyle ahlaklı bir toplumun oluşmasına vesile olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Ses Çıkarmadığımız Müddetçe Zulümler Bitmeyecek”
Son dönemde yaşanan savaşlara da dikkat çeken Ergün, şöyle devam etti: “Elbette buruğuz. Filistin’de Gazze’de olan hadiseler, Suriye’de, Yemen’de, Sudan’da olan hadiseler, dünyanın birçok yerinde sıkıntı çeken insanlar, bizi elbette üzüyor. Bebekler öldürülüyor, mabetler, eğitim merkezleri bombalanıyor, evle tarumar ediliyor, şehrin elektrik kanalları kesiliyor. İnsani değer olan her şey yerle yeksan edilmiş. Biz bunları elbette düşünüyoruz. Ramazan-ı şerifte bu insanların yeniden hürriyetlerine dönebilmeleri için insani yardım noktasında, İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatları müntesipleri olarak, Hasene Yardım Derneği olarak elimizden gelen tüm yardımları yapıyoruz. Uluslararası bazda bu konularla ilgili arka plan görüşmelerimizi gazetecilerle, siyasilerle, mahalli aktörlerle yoğunlaştırıyoruz. Bu konuda bir paydada buluşabileceğimiz ve insani değerleri baş tacı etmiş insanlarla savaşın bitmesi için bir araya geliyor, kamuoyu oluşturmak için gayret ediyoruz. Fakat şu bir gerçek, savaşı isteyenlerden daha çok ses çıkarmadığımız müddetçe bu zulümler bitmeyecek.”
“İbadetler İçin Zaman Ayırmalıyız”
Peki hocam, hayatın getirdiği yoğunluk ve teknolojinin etkisiyle Ramazanın ruhuna nasıl odaklanabiliriz? Bu hususta okurlarımıza Ramazan ayında nelere dikkat etmelerini önerirsiniz?
“Müslüman bireyler olarak ramazan ayında kendimize zaman ayırmalıyız. Biz maalesef ‘zaman bulamıyoruz’. Bunu kendimizi eleştirmek için söylüyorum. Müslüman okumaya, ibadete zaman bulamıyor. Kur’an okumaya, tesbihata, teheccüde zaman bulamıyor. Zaman çoğu zaman çok hoyrat harcanabiliyor. Ama 5-10 dakika kadar Allah ile baş başa olmaya vakit bulamıyor. Peki, nasıl vakit ayıracağız?
- Öncelikle ramazanda bir vakit namazı sonrasını duaya ayıracağız. Uzun dualar edeceğiz.
- İkincisi kendimizi disipline sokacağız. Bazı alışkanlıklarımızın ortadan kalkmasında ramazanı vesile kılacağız ve bazı güzelliklerin oluşmasına da yine ramazanı vesile kılacağız. Örneğin günlük virdimiz, Kur’ân-ı Kerîm okuma, cemaatle namaz kılma, evimizde de cemaatle namaz kılabiliriz. Bunu devam ettireceğiz. Ramazan-ı şerifte en az günlük 5-10 dakika sohbet dinleyeceğiz. Plural Yayınevi’nin yayınları ve görselleri var. Camia TV’nin güzel içerikleri var. Bunları izleyip, evimizde de olsa sohbet dinleyeceğiz. Ramazan’da sahurları vesile kılarak teheccüdü alışkanlık hâline getirebiliriz. Onun için ramazan-ı şerifte en önemlisi disiplindir. Zamanı da disiplinli kullanacağız, sağlığı da, sunulan imkânları da disiplinli bir şekilde kullanacağız.
- Ramazanda üzerinde durmamız gereken bir konu da aile birlikteliğini zirveye çıkarmak. Eşimizle, çocuklarımızla ramazanı ferdi olarak değil toplu olarak severek, sevdirerek, çocuklarımızı da sahura kaldırarak, iftarda onları da soframıza davet ederek, hediyelerle çocuklarımıza ramazanı sevdirmemiz lazım.
- Önemli konulardan biri de iletişim. Ramazanda akraba, eş dost ile iletişimi sağlamamız lazım. Aile ziyareti yapmalı, yakınlarımızı evimize iftara davet etmeliyiz.
- 5’incisi ise infak kültürü. Ramazanda fıtır sadakası vacip. Zekât ise bazen ramazana denk gelmeyebiliyor fakat buna rağmen dayanışma, yardımlaşma ve hayır için zekâtı da bu dönemde vermeye gayret ediyoruz. Ramazanda daha çok sevabı var.”
Bu beş temel unsurun üzerine ramazanı inşa etmemiz gerekiyor ki, ramazan kültüründen istifade edelim.
Ramazan sonrası bu manevi atmosferin devam etmesi için neler yapılabilir?
“Burada disiplin önemli. Ramazanda günlük iki cüz Kur’an okunuyor. Fakat Şevval’den sonra Kur’an’ın kapağını kapatıyor, bırakıyoruz. Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: İşlerin en hayırlısı az da olsa sürekli olanıdır. (H.Ş.) İfade ettiğimiz gibi, ramazan sonrası bu işlerin kapağını kapatmak doğru değil. Ramazanda da bu meseleleri ölçülü yapacağız. İşten, aileden kendimizi soyutlayıp sadece ibadet etmek doğru olmaz. Ailelerimiz ile birlikte disiplinli bir şekilde bir dahaki ramazana kadar edindiğimiz alışkanlıkları sürdürmek gerekiyor. Ramazan ayında oturtmamız gereken en önemli alışkanlıklardan biri ise Kur’an okumak, okutmak ve anlamak. Bir Müslüman düşünün günde hiç Kur’an okumuyor. Elinde telefon, sabah akşam hatta yatağına yattığında baş ucunda. Günlük 5 dakika da olsa ramazan şuurunu ramazandan sonra da Kur’an öğretisine ayırabilmemiz lazım. Ramazandaki bu disiplini samimi olursak devam ettirebiliriz.
“Ramazan Bize Umut Kazandırmalı”
Ramazan ayının sonunda Müslüman bireylerde ve toplumlarda görmek istediğiniz en büyük değişiklik ne olurdu?
“Ramazan bize umut kazandırmalı. İsteğim Müslüman kardeşlerimin ümitlerinin artması, iddia sahibi bireyler olmaları. Allah’a inanacak, kadere inanacak. Kim kadere inanırsa, stres olmaz. Ümitsiz toplumlar kendilerine ve çevrelerine zarar verirler. Toplumdan ve Müslümanlardan beklentim, ümit var bireyler olmaları.
Son olarak okurlarımıza ne demek istersiniz? Bayram mesajı olarak ne vermek istersiniz?
Bayram mesajı olarak şunu söylemek isterim: “Sadece kendinizi değil, ailelerinizi değil, yeryüzünün tamamını düşünün. Şuurlu bireyler olduğunuzu unutmayın. Topluma faydalı bireyler olun.