YAZARLAR
Avrupa’da Yeni Hükûmetler : Birlikte Yaşam Mı, Kutuplaşma Mı Desteklenecek?

Avusturya’da 29 Eylül’de yapılan seçimin ardından uzun müzakereler sonucu 155 gün sonra nihayet hükûmet, ülke tarihinde ilk kez olarak üç partiden oluşan bir koalisyon ile kuruldu. 3 Mart 2025’ten itibaren resmîleşen hükûmette uzun süredir Avusturya siyasetinde etkili olan aşırı sağ koalisyonun dışında bırakılmış olsa da ÖVP-SPÖ-NEOS koalisyonuyla kurulan yeni hükûmetin sunduğu program, özellikle Müslüman toplumun uzun zamandır maruz kaldığı ayrımcı uygulamaların, yeni dönemde daha da katılaşacağının sinyallerini veriyor.
Hükûmet programında yer alan en tartışmalı konulardan biri, 14 yaş altındaki kız çocukları için getirilen başörtüsü yasağı. Aralık 2020’de Avusturya Anayasa Mahkemesi, ilkokullarda başörtüsü takılmasına ilişkin mevcut yasağı anayasaya aykırı bularak iptal etmişti. Mahkeme, söz konusu yasağın eşitlik ve din özgürlüğünü ihlal ettiğini savunmuştu. Daha önce alınan bu karara rağmen, mevcut hükûmet şimdi yasağı tüm kamu alanlarını kapsayacak şekilde genişletmeyi planlıyor. Yani sadece okullarda gündeme gelen bu yasak, artık kamuya açık diğer alanlara da taşınıyor. Üç partili ittifakın hükûmet programına göre yasak, kız çocuklarını “ayrımcılık ve baskıdan”, yani toplum içinde dışlanmaktan korumayı amaçlıyor, hükûmete göre bu bir “uyum önlemi”.
Avusturya’da bilhassa son dönemlerde “Siyasal İslam” adı altında yürütülen politikalar, genellikle Müslüman toplumu genelleyerek hedef haline getiriyor. Yeni hükûmet, “Siyasal İslam” konusunda daha da sert denetim mekanizmaları getireceğini duyurdu. Camilerin veya İslami derneklerin kapatılması, imamların sıkı gözetim altına alınması ve dış finansman kaynaklarının kısıtlanması gibi adımlar gelecek dönemlerde Avusturya’dan duyacağımız gelişmeler. Hükûmet göçmen topluluklara da yeni sınırlamalar getiriyor; göçmenlere yönelik sosyal yardımların üç yıl boyunca kısıtlanması planlanıyor, aile birleşim başvuruları da askıya alındı. Hükûmet sadece Müslümanların değil tüm göçmenlerin ve mültecilerin temel insan haklarını göz ardı eden politikalarla yönetime geliyor.
Fransa’da Başörtüsü Yasağı
Fransa’da da maalesef yine alışık olduğumuz şekilde Müslüman kadınlar yasakların hedefinde. Fransız Senatosu, geçtiğimiz günlerde spor müsabakalarında başörtüsünü yasaklamasının ardından bu kez de Danıştay avukatlara yönelik başörtüsü yasağını onadı. Danıştay, tek tip kıyafet zorunluluğunun yargıda eşitlik sağladığını savundu.
Avusturya ve Fransa’daki mevcut atmosfer, Müslümanlar ve diğer azınlık gruplar için zor bir sürecin habercisi gibi görünüyor. Şüphesiz ki her ülke, kamu düzeni ve toplumsal huzuru korumak için belirli tedbirleri alabilir, kurallar koyabilir. Ancak bu tedbirlerin belirli bir dinî veya azınlık grubunu hedef alması toplumu kutuplaştırır. Avrupa yönetimleri, Müslüman topluma yönelik baskı politikaları yerine çok daha kapsayıcı ve daha adil bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor.
Almanya’da Hükûmet Yolda
Almanya’da koalisyon görüşmeleri kapsamında ilk adım atılarak CDU/CSU ve SPD, ortak bir metin üzerinde uzlaşmaya vardığını açıkladı. Almanya’da geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren ve vatandaşlığa geçişi kolaylaştıran yeni Vatandaşlık Yasası’nın değiştirilip değiştirilmeyeceği de koalisyon ön görüşmelerinde uzunca tartışıldı. Çifte vatandaşlığı mümkün kılan bu yasada herhangi bir değişiklik yapılmayacağını kararlaştırıldı. Sınır kontrollerini artırılacağı vurgulanırken, SPD Almanya’nın bir göç ülkesi olduğuna dikkat çekerek, ülkede 21 milyon göçmen kökenli insanın yaşadığını hatırlattı. SPD’li Klingbeil, “Neredeyse her iki gençten biri göçmen kökenli. Ülkemizde herkesin ayrımcılıktan uzak, onurlu ve eşit fırsatlara sahip bir hayat sürebilmesi için çalışmaya devam edeceğiz.” dedi. Aşırı sağın ikinciliğe yükseldiği, siyasetin sağa kaydığı bir Almanya’da ilk adımlar olumlu yönde ilerliyor. Dileriz Almanya’da herkesi kucaklayan, adil, insan haklarını gözeten bir hükûmet kurularak ve siyaset izlenerek diğer Avrupa ülkelerine de örneklik eder.
Ramazanı İhmal Etmeyelim
Ramazan ayının ortalarına geldik. Zaman çok hızla akıp geçiyor. Mahz-ı bereket ve rahmet-i ilahiye ayı olan bu mübarek ayda, oruçlarımızla nefis terbiyemizi yaptığımız gibi ve ibadetlerimizi artıralım. İhsan ve infak bilincimizle, zekât ve fitrelerimizle, maddi manevi hayırlarımızla birlik ve dayanışmaya destek olalım. Ramazanın kalbimizi ve ruhumuzu tezkiye ederek takva mertebesine ulaşmamıza vesile olması duasıyla.