YAZARLAR
Küresel Çağın Çocukları

İçinde yaşadığımız dönemi sosyal bilimciler küresel çağ olarak isimlendirmektedir. Seksenli yıllardan itibaren hissedilir ve görünür olmaya başlayan küresel dünya, diğer bir ifadeyle global düzen, en genel anlamda; ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alışverişinden doğan bir uluslararası bütünleşme süreci diye tanımlanmaktadır. Üzerinde tartışılması gereken bir tanımdır. Buradaki alışverişin niteliği ve niceliği sorgulanmalıdır. Hangi kültür ve medeniyet havzaları almakta ve hangileri vermektedir. Keskin gözlerle ve hassas gözlemlerle mesele irdelendiğinde, bu çağı şekillendirenin modernite ve bunun üzerine inşa edilen post-modernitenin değerleri olduğu görülecektir. Ve bu değerlerin ortaya çıktığı bir medeniyetin, küreselleşme adı altında, diğer kültür ve medeniyetleri baskıladığı bir manzarayla karşılaşılacaktır. Bu medeniyet görünümündeki yer, Batı uygarlığıdır. Sahip olduğu iktisadi ve teknolojik imkanlarla, her ne kadar çoğulcu söylemlere sahip olsa da, eylem planında diğer coğrafyalar üzerinde adeta hegemonya kurmaktadır. Yani çoğulculuk/plüralizm propagandası yapılmakta, ancak insanlık, tek tipleştirilmektedir.
Bu tek tipleştirme ve benzeştirme, yeryüzünün bütününde özellikle iletişim aletlerinin gelişimiyle tesis edilmektedir. Her ne kadar iki bin yılı sonrası milenyum kuşağı olarak adlandırılan bir kuşak, küresel çağın çocukları olarak kabul edilse de, ben bunu 90’lı yılların ortasından itibaren internet kullanarak büyüyenleri kapsadığı düşüncesindeyim. Avrupalı, Latin Amerikalı, Japon, Güney Afrikalı, Mısırlı vs. dünyanın bütününden bu kuşağın gençlerine baktığımızda, hayat tarzlarının ve zevklerinin aynılaştığını görmekteyiz. Aynı müzik parçalarını dinlemekte, aynı filmleri izlemekte, aynı markalı elbiseleri giymekte, aynı yemekleri (Fast Food) tercih etmekte, aynı meşhurların (Starların) hayranı olmakta vs. Bu liste uzar gider. Yani bu kuşak küresel düzeyde aynîleşmiştir.
Bu nesli, diğer nesilden ayıran özelliklerini kısaca özetleyecek olursak;
Teknolojiye adapte olmanın ötesine geçmiş ve adeta içine doğmuştur. Dikkat süresi kısa olduğu için, mevzular hakkında derinleşme imkanı olmaması sebebiyle yüzeyseldir. Bir eğitim uzmanının ifadesiyle; Bu nesil konsantre olup Dostoyevski’nin iki ciltlik “Karamazov Kardeşler”ini okumaz. Her anını sosyal medyada paylaşacak derecede şeffaftır. Kompleksizdir ve düşüncelerini karşı tarafa tartmadan direk söyler. O sebeple önceki kuşaktan insanlarla çatışır. Yabancı dile aşina olup, en az iki dil bilmektedir. Çabuk sıkılır ve hızlı yaşar. Azimli ve hırslı değildir. Zaman ve emek gerektiren meslek dallarına ilgi göstermez. Rutin işleri yapmayı sevmez. Giyim ve kuşamda rahatlığı önceler.
Hayatımızı şekillendiren küreselleşme, geçmişten çok farklı bir surette tarihte ilk defa yeryüzünün bütününde kültürel farklılıkları aşarak tek bir tornadan geçmiş jenerasyonu ortaya çıkarmış bulunmaktadır. Bu gerçeklikle imtihanımız çetin olacaktır.