Niye Bayram Yaparız ki?

Niye Bayram Yaparız ki?

Şu modern insan tipi, bayramı sadece dünyevi bir eğlenceden ibaret sayıyor ya ona gıcık olmadan edemiyorum. Yahu bayram eğer bir dini dayanağı var ise tamamen dinîdir, dinin yaşanmasıdır, dinin toplumsal olarak icra edilmesidir. O şekilde dünyevi eğlenceler olduğu kanaati ise sadece sizin kuru kuruntunuzdan ibarettir.

Bana sakın kızmayın. Kendimi ifade etmekte zorlanıyor olabilirim. Amma benim anladığım İslam, Müslüman ve bayram anlayışında bu dünyevi eğlencelerin dahi bir dinî irtibatı vardır. Nasıl ki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “bayramları “sürûr”, yani neşelenme, sevinme ve hatta eğlence günleri olarak ilan ettiyse, öyle işte.

Demem o ki, şimdilerde sadece dünyevi eğlenceleri öne çıkarmak için düzenlenen festival denilen bir uygulama değil bayram. Böyle olunca da Müslümanın Ramazan bayramı, şeker bayramı; Kurban bayramı da et bayramı değil yani.

Bizim bayramlarımız öyle bir bayramdır ki, bizlerden önce bu dünyadan nasibini alıp gitmiş olan geçmişlerimize dua ve merhamet dileğiyle başlar. Günümüz sabahleyin Allah’a ibadet, dua ve taatle başlar. Zaten namazımız ve bu bayramda olduğu gibi kurbanlarımız taatimizin bir izharıdır. Böyle olunca bizim bayramımız Allah’ı daha çok hatırlamak, daha çok anmak ve O’na daha çok teslimiyet sergilemektir.

O gün sürûr, yani: neşe, sevinme, muhabbet vardır. Kalplerimiz yumuşadıkça yumuşar, çocuklarımız neşeyle elimizi öper, kucaklar. Bizler de büyüklerimizin elini öper hayır duasını alırız.

Giderek kararan kalplerimizdeki o kara yerler ağlanır, kirlenme ve paslanmalar ibadet, dua, taat ve kucaklaşma ile silinip gider.

Tanıdık tanımadık çocuklara vereceğimiz minicik bir harçlık, büyüklerimize göstereceğimiz hürmet ve hep birbirden birbirimize edeceğimiz dualar bayramlarımızın küçük bir görüntüsüdür. Bayramımızın asıl manası verdiği nimetlerle, yaptığı imtihanlarla bizi bu günlere getiren Rabbimize şükür edebilme kabiliyeti kazanmaktır.

Bayram günü, daha dün karşılaştığımız bir akrabamız, bir dostumuz, bir tanıdığımızla sanki uzuuun bir aradan sonra yeniden buluşuyormuşcasına kucaklaşıp hâl hatır soruyorsak, tanımadığımız Müslümanlarla dahi aynı heyecanı yaşayabiliyorsak, garibanları koruyup ihtiyaçlarını karşılaşma yarışına giriyorsak bayram yapabiliyoruz demektir. 

Tabii ki, aylardır, yıllardır bayram yapamayan mesela Gazze, Arakan, Doğu Türkistan gibi yerlerdeki Müslümanların içinde bulunduğu hâlleri unutmayacağız. Zaten toptan yaptığımız duaların ortak yönü bu değil mi? Ya Rabbi. Bu gün, bizim gibi neşelenemeyen Müslüman kardeşlerimizi de halas eyle diye dua etmiyor muyuz?

Kesin söylüyorum, bu duanız işte şu bayram gününde o kardeşlerimizin sürûru, neşesi yani bayramı oluyor.

Bayramımız Mübarek olsun.